ERMAN TOROĞLU - BU HAMUR TUTAR
İlk 45 dakika Portekiz bizden çok üstün. Çok çabuk geri dönüyorlar özellikle de çabuk çıkıyorlar. Ve ilk yarı bitmeden 2-0 öne geçiyorlar. Biz ilk 20 dakika oyunu kontrol edip onlarını baskısını kıramıyoruz. Kafa kafaya oynayalım diyoruz ama oyunu bir türlü kopartamıyoruz.
İlk yarı bitimi onlar 2-0 önde. İkinci yarı başlıyor, atacakları 1 golle biz havlu atacağız. Ama 'Bu iş böyle bitmez' diyoruz ve tavır koymaya başlıyoruz. Çünkü atacağımız bir gol onları gerecek. Nitekim aradığımız o golü de buluyoruz.
Biz o golü bulduktan sonra, onlar da her türlü şeye hazırlıklı hale geliyorlar. Biz de kaybedeceğimiz bir maçı çevirmek istiyoruz. Nitekim çok güzel bir dakikada da penaltı kazanıyoruz. Penaltı kaçar mı, kaçar! Ama Burak penaltıyı çok kötü kullanıyor. Burak'ın o dakikada penaltı kaçırması fizik olarak güçlü ve hazır olmadığını gösteriyor.
Fizik olarak güçlü ve hazır adam, o penaltıyı gole çevirir. Zaten bu dakikada da maç bitiyor. Geçebilir miydik, ikinci yarıdaki mücadele ve oyunumuza göre geçerdik. Ama futbol böyle bir şey, geçmen için gol atman lazım.
Milli Takım'da görevini yapanlar da vardı, yapmayanlar da. Kuntz, oyuncu değişikliklerinde geç kaldı. Nitekim, bu değişikliklerden sonra da Milli Takım daha başka bir havaya büründü. Bu şunu gösteriyordu, Kuntz daha henüz Milli Takım'a alışamadı. Zaman istiyor, bence o zamanı da tanımak lazım.
Alman hakem iyi maç yönetti. Lehimize penaltı pozisyonunu VAR'dan verdi. Hakem için zor pozisyondu, canlı göremeyebilirdi ve göremedi. Ama VAR'da gördü. Bu da şunu gösteriyor, VAR'daki vatandaş görevini yaptı.
Ronaldo bir dünya yıldızı ama bu maçta çok etkili değildi. Elbette Ronaldo, Ronoldo'dur; ama şunu da unutmamak lazım. Ona çok fazla dikkat edildiği zaman, yanındaki diğer oyuncular iş yapmaya başladılar. İşte orada biraz eksik kaldık diyebiliriz.
Kuntz'un işi kolay değil. Çünkü Türkiye'de oynanan futbolun kalitesi belli. Yurt dışında oynayanlar ile içeridekileri hamur yapmak o kadar kolay bir iş değil. Sanki sabredersek, daha iyi bir şeyler olacak gibi geldi bana.
TURGAY DEMİR - KAÇIRDIK!
Portekiz'in en hareketsiz oyuncusu Ronaldo'ydu, onun dışında hep hareketli ve iki yönlü oyuncuları seçmiş Santos. Kararlı davranmış. Kuntz için aynı şeyi söylemek mümkün değil. Savunmayı Merih, Çağlar, Ozan üçlüsüyle kuran Alman teknik adam orta alanda kararsız kalmış. Kreatif iki oyuncuyu Hakan ve Orkun'u göbekte kullanan Kuntz, kanatlarda ise Zeki ve Berkan riskine girmişti.
İlk yarıda özellikle kanat oyuncularımız ayakkabılarını ters giymiş gibi yerlerini ve yeni görev tanımlarını yadırgadılar. Sağ geriden sürpriz çıktığında etkili olan Zeki önde aynı şeyi yapamadı, keza solun yabancısı Berkan Kutlu da öyle.
Bu durum savunma ile hücum bağlantısı kurmamızı engellerken, çabuk oyuncularla iyi top kullanan Portekiz'in işini kolaylaştırdı ve ilk yarıda iki gol buldular. Biz rakipten en iyi tanıdığımız Ronaldo'yu durdurduk, bir de Orkun'la direndik, hepsi bu. Koca 45 dakika boşa gitti vesselam.
İkinci yarıda Cengiz biraz sazı eline alıp, kanatlardaki Zeki ve Berkan da nispeten daha cesaretli oynayınca kontrol bize geçti. Burak Yılmaz'ın golüyle umutlandık, çok şey beklediğimiz ama bana göre sistemsel kargaşa yüzünden etkisiz kalan son dönemin parlayan isimlerinden Kerem çıkıp Enes girince ön tarafta da şeklimiz değişti.
Kazandığımız penaltıyı Burak dışarı atınca bizim için maç bitti. Yazık oldu, uzatmaya gitsek ipin ucundaki Santos ile birlikte tüm Portekiz takımı panikler ve avantaj bize geçebilirdi. Olmadı…
Zor atıp, kolay gol yiyen bir futbol kültürümüz var ve bu her karşılaşmada başımıza binbir türlü bela oluyor. Yakaladığımız birçok pozisyonu değerlendiremiyoruz ve bir anlamda buna alıştık ama bu seviyede penaltı kaçırma lüksümüz yok! Kaçırdığımız sadece penaltı değil Dünya Kupası yolunda Katar biletiydi! Yazık oldu.
REHA KAPSAL - DUYGUSALLIK BİTTİ
Bizim çocuklar diye Dünya Kupası elemelerine yola çıktığımız turnuvada play-off'un güçlü görünen ama performansını yansıtamayan formsuz Portekiz'iyle eşleşmiştik. Milli Takım oyuncularımızın bunu kendilerini Türk halkına affettirme maçı olarak görmüş olacaklarını hep hayal etmiştik. Ama bunun sahaya yansıması istenen seviyenin uzağındaydı.
Kuntz'un maça çıkışı, Portekiz'in gruptan çıkamadığı Sırbistan ve Avrupa Şampiyonası'nda fark yediği Almanya'nın saha içi dizilişi gibi 3-4-2-1 şeklindeydi. 10 grup maçında saha içinde bu formasyonla başlamadık. Buradaki oyuncu yerleşimleri doğru değildi.
Ozan uzun süre oynamadı, Zeki formdan uzaktı, orta sahada 4'lünün sol çizgisinde Berkan vardı. Bununla beraber Hakan ile Orkun tercihi orta alandaki anlayışımıza uygun değildi. Bu ikilinin bireysel becerileriyle işi çözme niyetimiz kolektif yapıyı bozdu. Bununla birlikte aynı zamanda savunma ve hücumda da eksiklikler yarattı. Mert Müldür, Dorukhan ve Caner tercihler arasında yer alabilirdi.
Rıdvan'ın ilk 11 olması beklenirken kadroda olmaması, Yunus'un savunmada ağır bir takıma karşı düşünülmemesi gibi tercihler, Kuntz'un oyuncularımızı doğru analiz etmediği tartışmasına yol açar.
Portekiz'in taşıyıcı kolonu olan Dias ve Pepe'nin olmadığı bir kadroda, aşırı yüklenmeyi bu bölgeye yapmamız ve hataya zorlamamız gerekirdi. Nitekim golü buradan bulduk, kaçırdığımız penaltı da bu bölgeden geldi. İlk değişikliğin 65'te olması, 2-0 geride olduğumuz ve kötü oynadığımız bir oyunda geç kalmış bir hamleydi.
Ne oynadığımızın belli olmadığı, Portekiz'in fizik kalitesi düştükçe rakibi zorladığımız ve Burak'ın penaltıyı atsa şans doğacağı maçtan maalesef yine mağlup ayrıldık. Dünya Kupası'na gitme hayallerimiz yine son buldu.
Kuzey Makedonya'nın, son Avrupa şampiyonu İtalya'yı elediği bir play-off eşleşmesinde bizim oyun ve skor olarak kötü olduğumuz Portekiz mücadelesi yalnız elenme öz eleştirisi getirmiyor. Daha fazla ülke futbolunu, oyuncuların birlikteliklerini, yurt dışında kendi kulüplerinde daha iyi performans sergilediğini fakat bunu Milli Takım'a yansıtamadığını konuşmamız lazım.
'Hala akıllı, planlı ve organize olunan oyunlar yerine duyguların ve içgüdüsel oyunların devrinin çoktan bittiğini birilerinin hem Kuntz ile ekibine hem de futbolculara anlatması lazım.'