EMRE BOL - RAHAT RAHAT
Karşılaşmanın ilk yarısı adeta tenis maçı gibiydi. Bunun nedeni iki takım oyuncularının da orta sahayı çabucak geçip topu kendi 3. bölgesinde tutamamasıydı.
Jorge Jesus; genç, dinamik, koşucu Viyana ekibine karşı uzun toplar ve konta ataklarla çıkmayı planlamıştı.
Bu planı tutmuş gibi görünebilir lakin ön tarafta top tutucu oyuncunun yokluğu rakip kalede pozisyon bulabilecek kadar uzun kalmayı engelledi.
King, Crespo ve Rossi yüksek presle rakibi çıkarmamaya çalıştı. Özellikle orta sahada kapılan toplarla etkili oldu Fenerbahçe.
Maçın adamı hiç şüphesiz King'ti. Premier Lig görmüş, bu fizikte bir oyuncu aslında tam bizim lige göre. Kendini kolay bırakmıyor, her pozisyonda zorluyor. Takıma uyum sağladıkça daha faydalı olacağını düşünüyorum.
Attığı gol normalde kalecinin yiyeceği bir gol değildi. Ama son saniyeye kadar vurmayarak kalecinin ayarlarını bozdu. Yeni transfer ve aslında geldiği lig itibarıyla benim canımı sıkan Alioski ilk maçında beni utandırdı.
Ayağı son derece temiz, asli görevini bırakmadan ofansa çıkan iyi bir sol bek performansı izletti. Fenerbahçe çok rahat, oyunun tamamına hakim olduğu bir maçı kazandı.
Rövanşı da elini kolunu sallayarak alır. Bu geniş, genç kadronun Avrupa organizasyonlarının bir yerinde mutlaka olması gerekiyor.
GÜRCAN BİLGİÇ - JESUS USTALIĞI
Sadece sistemini "beşli"ye döndürmemişti Jesus, son maçtan yedi farklı oyuncuyla Viyana'da sahadaydı. Birden bire takımın genetiği, topla oyna, pas yap, atak organize et, pozisyon bul formatından çıktı.
İki de altı numara (İsmail – Crespo) bu gruba eklenince, yedi mücadeleci ile "önce kaybetme" maçını izlemeye başladık. Fikir vermesi açısından bu düzen maçı boğar, rakibi bloke eder.
Orta sahanızda top sizdeyken akıl üreten olmadığında sürekli olarak topun peşinden koşarsınız. Ancak ilk maçın kritik havasında, Kadıköy'e avantajlı skor arıyorsanız, başınızı ağrıtmayacak "doğru oyun" kararıdır aynı zamanda. Öne çıkan oyun değil, tabela olunca, Jesus gibi bir tecrübe "Bana ne?" demekten çekinmez.
Gözler ilk defa forma giyen Alioski'nin de üstündeydi. Net hücum bekini, kilitlenen bir oyunda nasıl analiz edeceğiz bilemiyorum. Ancak gol öncesindeki atak onun hızlı kararı ile başladı.
İlk kez üçlü oynayan takımda arkadaşlarıyla, ilk kez beraber olma gibi de bir dezavantajı vardı. Görünen o ki; aynı King gibi bir aya daha ihtiyacı var.
Avusturya Wien 24 yaş ortalamasında, genç bir takım. Enerjikler ve sahada ısrarcılar. Aslında Serdar Dursun olmasa, Fenerbahçe de 25 civarında.
Ciddiyeti bırakmadılar ve bilek güreşinde birbirlerine de oyun kurdurmadılar. Buna rağmen usta işi ilk golün ardından Serdar Dursun'un kendi golünün peşine düşmesi, sadece kaleye bakması, başka pozisyonların da önüne geçti.