Beşiktaş'ta futbol takımları genel koordinatörü görevinden ayrılan Samet Aybaba kulüp içinde yaşananlara ilişkin olay iddialarda bulundu.
Transferlerle ilgili bomba etkisi yaratacak "komisyon" çıkışı yapan Samet Aybaba, "Hiç kimseye hakkımı helal etmiyorum." dedi.
Aybaba'nın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
"Bana verdiğiniz destek ve değerden ötürü çok mutlu oldum. Biz futbolu hep aile olarak gördük. Bazı notlar aldım, o kadar çok şey konu var ki... Önce başkanımıza geçmiş olsun, sağlık sorunları var herhalde. Sağlık önemli konudur, acil şifalar diliyorum."
"ÖLÜ TOPRAĞI ATILMIŞ GİBİ BİR TAKIM"
"Nasıl tanıştık? Hakkımda yanlış şeyler konuşulunca Divan'da konuşma yapmıştım ve indiğimde Hasan Arat 'Tebrik ederim, çok güzel konuştun. Benim önümü açtın' demişti Ondan sonra rahmetli Seba başkanımızın tedavi sürecinde görüştük. Daha sonra inanılmaz keyifli bir seçim süreci, bize kıymet verilen sözler, futbolu futboldan gelenler yönetecek söylemleri... Ümraniye'ye gittim, ölü toprağı atılmış gibi bir takım, bir sürü raporlar hazırladım. Öte yandan başkanımızın seçim sürecinde verdiği transfer sözleri, dünyaca ünlü kulüplerle yapılan anlaşmalar gündeme geldi. Çıktım açıklama yaptım, kulübü savundum. Biraz da sert konuştum."
"Transfer dönemi başladı, Onur ve Tayfur vardı takımda. 'Seyircinin önünde oynamak istemiyorum' söylemleri vardı. Atal ile görüşme yaptık, 1 milyon euro civarında konuşulurken menajeri bir anda 2.5 milyon isteyince vazgeçtik, Svensson'u istedik. Devre arasında Al-Musrati, Renato Sanches ve William Carvalho'nun isimleri bize geldi. Başkan 'bunlardan birini alalım' dedi. Sanches ve Carvalho'nun görüntülerini başkana gösterdim, gülümsedi.
Aralarında alınacak tek isim Al-Musrati'ydi. Muçi ile ilgili de raporumuz var. Büyük ligde oynamamış, büyük bonservis ödenmemeli şeklinde. Aynı rapor Al-Musrati için de geçerli. Sonra bir baktık iki oyuncuya 24 milyon euro verilmiş. Matic'i getirelim, az para verelim diye düşünürken verilen para bizi şok etti. Santos bana gelip 'Al-Musrati'yi beğeniyorum ama bu parayı nasıl verdiniz?' dedi. Joe Worrall konusu var, bize önerildi. Olumsuz rapor verdik."
"24 MİLYON EURO VERİLDİ, ŞOK OLDUM"
"Transfer dönemi başladı, Onur ve Tayfur vardı takımda. 'Seyircinin önünde oynamak istemiyorum' söylemleri vardı. Atal ile görüşme yaptık, 1 milyon euro civarında konuşulurken menajeri bir anda 2.5 milyon isteyince vazgeçtik, Svensson'u istedik. Devre arasında Al-Musrati, Renato Sanches ve William Carvalho'nun isimleri bize geldi. Başkan 'bunlardan birini alalım' dedi. Sanches ve Carvalho'nun görüntülerini başkana gösterdim, gülümsedi. Aralarında alınacak tek isim Al-Musrati'ydi. Muçi ile ilgili de raporumuz var. Büyük ligde oynamamış, büyük bonservis ödenmemeli şeklinde. Aynı rapor Al-Musrati için de geçerli. Sonra bir baktık iki oyuncuya 24 milyon euro verilmiş. Matic'i getirelim, az para verelim diye düşünürken verilen para bizi şok etti. Santos bana gelip 'Al-Musrati'yi beğeniyorum ama bu parayı nasıl verdiniz?' dedi. J
SAHTE İMZA BOMBASI
"Joe Worrall konusu var, bize önerildi. Olumsuz rapor verdik."Oyuncuyla ilgili yönetim ve hocadan alınsın diye baskı gelince bir daha izleyelim dedim. Defalarca izledik. Bu oyuncu Beşiktaş'a katkı sunamaz diye rapor verdik. Benim yardımcım beni aradı bir gece. Menajer arkadaş yardımcımı arayıp, 'oyuncuyu ben size söyledim, kalkıp teklif veriyorsunuz, hiç Samet Hoca'ya yakıştı mı demiş. Kulübü aradım. Sizin imzanız, haberiniz var dediler bana. Başkan'ı aradım. Benim haberim yok nasıl transfer yapılıyor dedim. Başkan 'bakalım, edelim' dedi. Ben bu transferde yokum dedim. Kendisi de tamam dedi. Oyuncudan vazgeçtiklerine dair açıklama yaptılar. Kiralık alalım dedik. 500 bin euro ve maaşını ödeyerek transfer ettik."
"MENAJERİ TEPKİ GÖSTERDİ"
"Yardımcıma oyuncuyu öneren menajer, 'Siz nasıl insanlarsınız, ben önerdim oyuncu gidip teklif veriyorsunuz' dedi. Ben de başkana söyledim. Sonra başkanımız 'Bana yardımcı olun bu oyuncuyu alalım, siyasi şeyi var' falan derken 500 bin euro karşılığında oyuncuyu kiraladık."
"FUTBOLDA BÖYLE BİR ŞEY OLMAZ"
"Transfer komitesi gibi bir şey oluşturulmuş. Kaan Şakul '37 milyon euro satış bekliyorum, yoksa kimseyi alamayız' dedi. 'Futbolda böyle bir şey olmaz' dedim. 'Hocam Oraya Rafa Silva yazıyorsunuz, 40-45 milyon euro'luk oyuncu' dedi. 'Futbolu bilmediğiniz için bu fırsatın önümüze çıkacağını görmüyorsunuz' dedim. Immobile ve Paulista için de olumlu rapor verdik."
"SANA DA KOMİSYON VERELİM DEDİ"
"Friedel diye bir arkadaşımız göreve geldi. 'Ümraniye'ye gelmeyecek, işinize karışmayacak, sadece satış yapacak' dendi. Ümraniye'ye de geldi, hocaya yardımcı da getirdi. Bu yardımcılara bonservis gibi ücretler ödendi. Kaan Şakul ve başkandan aldığı cesaretle kendini oranın imparatoru sanmaya başladı. Başkana gittim, 'Bu arkadaşa yüksek maaş veriyorsunuz ama komisyon da veriyorsunuz' dedim. Başkan bana 'Sana da verelim Mustafa ve Semih'in satışından' dedi. Bu ne demek dedim ya. Benim tek isteğim Beşiktaş'a katkı sağlamak. Bu olayların hepsinin şahidi var."
"BİZDEN NE FAZLALIĞI VARDI"
"Gaziantep maçında uçağın arka bölümüne gittim çocuklarla konuşmaya, 'olur böyle şeyler' dedim. Oyuncular 'Feyyaz hoca da gelsin' dedi. Uçak indiğinde ortalık birbirine girdi. Friedel'ın dediğine göre biz oyuncularla kurgu yapmışız. Hoca ile soyunma odasında taktik tahtasında çalışmalar yapıyorlardı, oyuncular bunları görüyordu. Feyyaz kapıyı açıp içeri giriyor, bakıyor içeride Friedel, Kaan Şakul ve hoca var. Kaan Şakul 'Feyyaz abi özel bir şey konuşuyoruz' diyor. Menajerlik şirketinde çalışan bir ismin bizden ne fazlalığı vardı? Friedel'ın da suçu değil bu. Ben Gio hocanın yardımcılarının aldığından düşük ücret alıyorum kulüpten. Ben 30 yıl antrenörlük yaptım bu ülkede. Başkan 'Üzülüyorum aldığın ücreti artıralım' dedi. Bir sözleşme hazırladım ama hiçbir geri dönüş olmadı. Başkanın samimi olmadığını gördüm o konuda."
"BÖYLE ŞEREFSİZLİK OLUR MU?"
"Feda döneminde avukatım 'Ver bana yetkiyi sana 2.5 milyon dolar alacağım' dedi. 'Beşiktaş'tan para yemek kadar şerefsizlik olur mu!' dedim. Aynı duyguları yaşamadığımızı 'Sana da komisyon vereyim' dendiğinde anladım zaten."
"BU TRANSFERLERE KARŞI ÇIKTIK"
"Joao Mario, Ndour, Emirhan, Can Keleş, Uduokhai... Hepsine karşı çıktık. Ndour, Beşiktaş genç oyuncu kiralamaz. Bir de en kalabalık yere aldık oyuncuyu. Joao Mario kenar oyuncusu değil, ağır. Merkez orta saha olarak da aşağı gitmiş, kanada ihtiyacımız var diye rapor verdik. Bir menajer bize Uduokhai'yi önerdi, izledik ama listemize almadık. 3 milyona alabiliriz dedi bize menajerler, daha pahalıya geldi. Colley en düşük maliyetli oyuncularımızdan biriydi, giderken üstüne para verdik. Takımdan giden oyuncuların hepsine para verdik. Can Keleş ile ilgili raporumuzu sunduk, daha net oyuncu lazım dedik ama o da alındı. Emirhan ile ilgili fikirlerimizi sunduk. Transferlerin tamamına olumsuz rapor verdik. Bu transferlerden sonra biz tamamen koptuk ve iletişimi kestiler bizimle. Sonraki süreci Kaan Şakul, Friedel ve başkan götürdü. 'Futboldan gelen insanlar varken neden Kaan Şakul ile yürüyorsunuz?' dedim. Başkan 'Böyle uygun gördük' dedi."
.
NEDEN İSTİFA ETMEDİ?
"Beşiktaşlı birisi, işler kötüyken istifa eder mi? Görevden kaçar mı? Hocayla konuştum, iki 6 numara ile olmaz dedim. Rafa kenar oynamaz, orada Rashica'dır bizim oyuncumuz dedim. İzinlerle ilgili konuştum, oyuncuların bir grubuyla çalışıldığı ve öbür grubun rahatsız olduğunu konuştum. Bir sürü şeyleri konuştum ben."
"HEPSİNE MOBBING UYGULADILAR"
"Yardımcılarım vardı. Hepsine mobbing uyguladılar, antrenman izlemelerini yasakladı Brad Friedel. En son scout ekipleri ile ilgili çalışma yapıyormuş Friedel. Kaan Bey yardımcılarımın 'WyScout' şifrelerini aldı, 'istediğime vereceğim bunları' dedi. Orada kalıp bu mücadeleyi vermeyi başardık diyelim."
.
HASAN ARAT'TAN YANIT
Samet Aybaba'nın iddialarına eski Beşiktaş Başkanı Hasan Arat'tan yanıt geldi. Arat; "Samet Aybaba, yıllık 27 milyon liralık bu sözleşmeyi imzalamadığım için böyle konuşuyor. Burada yazan primler de komisyon mu? Gençlerin arkasına saklanarak hainlik yapmasın. Benim kitabımda komisyon diye bir şey yazmaz, sadece alanlar bilir." ifadelerini kullandı.
Hasan Arat'a jet hızıyla yanıt veren Aybaba ise şunları söyledi;
"Başkan açıkça yalan söylüyor. Bana kendisi sen doğru düzgün para almıyorsun buna çok üzülüyorum. Sana bir sözleşme hazırlayalım. Bunu Hüseyin Yücel'le hallet dedi. Sözleşmeyi ben değil kulüp çalışanları hazırladı. İmza da atmadım zaten...Bir sürü de şahidi var bunun...
Ekibimin hepsi İngilİzce hatta Almanca konuşabiliyor. Ben kendisini aradım bu ne rezalet imzam atılmış dedim. Hocam idare et, bazı şeyler var dedi. Ben de kabul edemem deyince iptal ettirdi. 5 milyon satın alma teklifi verdiler. Sonra benim uyarımla maille teklifi geri çektiler. 500 bin£'ya kiralandı. Ben de aynısını söyledim zaten Hasan Bey neyi yalanlıyor? Bunların hepsinin şahitleri var"