Beşiktaş'ta neler oluyor? Beşiktaş'ta suçlu kim? İşte detaylar...

YÖNETİM TARAFI 2018, Beşiktaş için kabus gibi bitiyor. Her şey Şampiyonlar Ligi'nde Bayern Münih'e elenmekle başladı. Ardından Fenerbahçe ile oynanan Türkiye Kupası maçları geldi. Yaşanan psikolojik yıkım, şampiyonluğun da kaçmasına neden oldu. Taraftar faturayı yönetime kesti. Peki neler yaptı yönetim? Orman'ın devler ligi gruplarından birinci çıkılmasına rağmen söylediği 'başarısızız' sözü akıllarda yer etti. Takıma mükemmel uyum gösteren Fabri, Güneş'in adamı Tosic para için satıldı. 'Kalsın bari' denilen Negredo bedava gönderildi. Hiç akıllarda yokken Başkan Orman, erken seçim icat etti. Takım ile yönetim arasındaki bağ olan Ahmet Nur Çebi'yi kaybetti. Güneş istememesine rağmen, 'Gelecek sene takım senin' denilerek Guti, taraftarın 'patenci' olarak hatırladığı İlhan Mansız antrenör olarak geldi. Maddi olarak tüm planlarını Şampiyonalar Ligi'ne kalmak üzerine yapan yönetimin hesabı şaştı. Güneş'in 'Tolga yeter' dediği ortamda Karius'u, santrfor diye yalvarırken de Ljajic'i kiraladı. Futbolcular arasındaki para dengesi kurulamadı. Oyuncular arasında konuşmalar 'O benden neden çok alıyor' şeklinde devam etti Popüler diye yaşlı, futbol hayatının son dönemine gelmiş isimler çok yüksek rakamlara transfer edildi. FUTBOLCU TARAFI Taraftarın, kötü gidişatta en az sorumlu tuttuğu kesim ise futbolcular oldu.. Tabi büyük çoğunluğu.. Bazı oyuncular ile tribünler arasında yaşanan soğuk hava dalgası, halen aşılabilmiş değil. Peki futbolcular neler yaptı? Oğuzhan, Avrupa'ya gitmek istiyordu, izin çıkmadı. Futbol olarak inişe geçti, tribünlerin protestosuna karşılık verdi, ortam gerildi. Müzmin yedek Lens, Fenerbahçe'deki günlerini arattı. Babel, 'Negredo kadar, Pepe kadar istiyorum' demekten, futbol oynamayı unuttu. Pepe, Şenol Güneş'in yerine Guti'yi getirmek için uğraşırken takımın içini karıştırdı. Kaleci Karius, İstanbul gecelerinde gezmekten saha içine konsantre olamadı. Atiba ile o kadar geç sözleşme yenilendi ki, adı UEFA'ya bile bildirilemedi. Vida için tüm yaz müşteri arandı. Rakamlar şişirildi. Hep 'gideceğim' diye bekleyen Hırvat, kalınca şok yaşadı. Tolgay'ın çektiği ihtarname sonu oldu. Zor forma buluyordu, şimdi A takımla bile çalışamıyor. Quaresma kritik anlarda gördüğü kırmızı kartlarla takımın dengesini bozdu. Ljajic adeta piyangodan çıktı. 1-2 maç dışında takıma hiç faydası olmadı. Gökhan Töre, Adriano ve Gökhan Gönül, sakatlıkları nedeniyle istikrar sağlayamadı. Larin, geldiği günden beri bu takımın oyuncusu olmadığını gösterdi. Love hem parasını kurtarıp hem bonservisi bedava kurtarmaya çalışmaktan sahaya adapte olamadı. TEKNİK EKİP TARAFI Başkan Fikret Orman'ın, yönetimin ve futbolcuların protesto edildiği ortamda sadece Güneş'in lehine tezahürat yapılması da yönetim kurulunu en çok etkileyen ve bir anlamda isyana yol açan gelişmelerden biri oldu. Başarısızlığın 'yönetim, teknik direktör ve takım' üçgeninde ortak bir başarısızlık olduğunu ve bu yüzden bir tarafa bağırıp bir tarafı ayrı tutmanın doğru olmadığını düşünen yöneticiler, '3 sene iyiydik, 3 ayda mı kötü olduk' diye konuşurken, Güneş'in takım içindeki ekonomik konuları zaman zaman medya yolu ile dile getirmesine fena halde takıldılar. Peki teknik heyet neler yaptı? TFF Başkanı Yıldırım Demirören'le milli takım konusunu masaya yatırdı. Gitmesi beklenirken, teklifi kabul etmedi. Çok dedikodu çıktı. Uzakdoğu projesi yüzünden arasının açıldığı yönetimle yıldızı bir daha barışmadı. Başkan'la transferler yüzünden hep tartıştı. Transferde hiç isim vermedi! Yönetimi transfer konusunda yalnız bıraktı. Fenerbahçe maçında yaşanan sahayı terk etme olayından sonra Güneş'in motivasyonu bir daha asla yükselmedi. Guti ve İlhan Mansız konusunda yönetimle arasında büyük fikir ayrılıkları yaşandı. İkiliyi hiç istemedi. Açıklamaları her zaman zor durumda bıraktı. Negredo, Pepe ve Vida açıklamaları hep akıllarda kaldı.