Kadıköy'de büyük buluşma… F.Bahçe ve Galatasaray Süper Lig'de bugün kozlarını paylaşıyor. Saat 19.00'da start alacak derbide iki tarafın da hedefi 3 puana ulaşmak.
Fenerbahçe Galatasaray maçında önemli eksikler Erol Bulut'un canını sıkarken başarılı hoca stratejiyi eldeki oyunculara göre kurdu. Şok presle topu kapıp direkt kaleye gidilecek. Sabır ve disiplinden taviz verilmeyecek. Fenerbahçe'nin dikkatini Onyekuru'nun üzerine vereceğini hesap eden Terim sol gösterip sağ vuracak. Caner ve Thiam'ın savunma zaafını hedef alan Terim, Babel- Yedlin ikilisini kullanacak.
Maç öncesi heyecan dozu şimdiden yükselirken, usta spor yazarı Hıncal Uluç derbiye dair dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.
İşte Hıncal Uluç'un o yazısı;
Sahte Federasyon'un Sahtekârlar Ligi!.
Yukardaki başlığı yazdım ve bilgisayar ekranıma, sağ dibe baktım. Saat tam 10.16.. Yani Derbi(!)ye, 34 saatten az kalmış.. Ve az evvel Google'a sordum. Derbi hakemi hâlâ belli değil..
Türkiye Futbol Federasyonu'nun(!) maça 34 saat kala, hâlâ bir derbi hakemini atayamadığını hatırlıyor musunuz, Süper(!) Lig tarihinde..
Dün aSpor'la "Hıncal Uluç'la Baş Başa" çekimini yaptık. Ama Perşembe gecesi maç olduğu için yayını boş olan bugüne kaldı. (Yani size göre dün. İzlemiş olabilirsiniz).
Ender Müdürüm "Maçın hakemi kim olur?" dedi.. Son günlerde zırt pırt düdük çalmayan, oyunu sık sık durdurmayan, futbola izin veren, ama sahtekârlara ödün vermeyen Halil Umut Meler'in en doğru seçim olacağını konuştuk.
Müdürüm "Cüneyt Çakır gibi görünüyor" dedi..
"Cüneyt Çakır dışarıda maç yönetir.
İçerde idare eder" dedim.. "Bu laf slogan oldu, Çakır'ın içerdeki açık seçik eyyamcılığı yüzünden.
Tahmin et bakalım, Federasyon'u Ali Koç'a göre yöneten, Ali Koç'a göre hakem atayan Nihat Özdemir Başkan hangisini atar?.
Cüneyt'i seçerse bu ne anlama gelir?." Ender Müdürüm "Senin maç tahminin ne?" dedi.. "İki rakibin son maçlarına bakarak?." "İkisi arasında son haftalarda en iyi futbolu Galatasaray oynuyor. Fatih Hoca eski Fatih Terim olma yolunda adımlar attı.
Başkanla arasındaki gerginliği bitirdi. Takıma, eskisi gibi hızlı, atak ve sonuç alan futbol oynatmaya başladı.
Belhanda takıntısı sürüyor. Sattırmadı.
Yakında sözleşmesini de imzalattırır ve uzatır. Ne yapalım. Camia ona katlanacak artık.
Fenerbahçe ise, alenen ve resmen Fener forması giymiş saha ve VAR hakemleriyle oynuyor. Takımlar arasında dağlar gibi fark olmayınca, çalınan değil, çalınmayan düdükler, gösterilen değil, gösterilmeyen kartlar skoru hatta doğrudan belirliyor.
Tabii bir de hakemin yorum ve hata hakkı var. Bu yorumlar ve bu hatalar hep ayni takım lehine yapılınca, o zaman da resmen forma giymiş oluyorsun" diye düşündüm ve cevap verdim. Yönetmek ile idare etmenin farkı tam da burda, işte..
"Son maçlara bakarsak favori Galatasaray!. Ama seçilecek hakem, o maçın sonucunu önceden belirleyebilir" dedim..
Orada bıraktık.. En büyük isteğim, yanılmış olmak.. Doğru hakem seçilir, doğru maç yönetir, bir takımın formasını giymez, sahtekârlara kanmaz, hatta o süper sahtekârlara daha maçın ilk 10 dakikasında kart çıkarırsa, ekran başındaki milyonlar "Futbol"a ve "Heyecan"a doyarlar..
Ben Galatasaraylıyım. Tarafsız ayaklarına yatan aslında bir kulübün Kongre Üyesi, o kulübe aidat ödeyen büyük yazarlardan değilim. Bunu herkes 40 yıldır bilir. 40 yıl evvel bu sahte tarafsızlara meydan okudum. Boynuma sarı kırmızılı kaşkol takıp İnönü Stadı'nda basın tribününe gittim..
"Erkekseniz siz de takımınızı açıklayın.
Okur, sizi okurken, kimi okuduğunu bilsin, beni bildiği gibi" dedim. Kimseden "Gık" çıkmadı.
40 yıldır ülkenin nerdeyse tek "Taraflı" yazarıyım.
Federasyon ve hakemler bu ülkede ne kadar tarafsızsa, Yazılı Medya da, Yayıncı Kuruluş da o kadar tarafsız(!).
Bu akşamki maçta dikkat edin..
Tekrarlara dikkat edin.. Hangisi anında tekrar?. Hangisi dakikalar geçtikten sonra tekrar ediliyor ya da hiç edilmiyor!.
Amaç algı yaratmak tabii. Neyin algısı biliyorsunuz.. Maçtan sonra konuşacağız zaten.. Bugünden yazıyorum ki, bilsinler, utansınlar ve hiç değilse birazcık tarafsız yayın yapsınlar..