EMRE BOL - AYIPTIR
Ersun hocanın adı Hıdır, hali budur! On kişiyle kapanır, kontradan bir tane atar yatabilirse üzerine yatar! Yanal'ın ne yaptığı belli de Erol hoca ne yapıyor anlamadım gitti! On kişiyle kapanan rakibe karşı neden Cisse değil de Samatta?
İrfan bir 45 dakika oynayacak durumdaysa neden ilk yarı oynatmıyorsun? Kapanan rakibe karşı Ferdi mi daha etkili olur Osayi mi? Kusura bakma Erol hoca ama çilingir lazımken sen tamircilerle oynadın!?
Rakipte bir tek Gökdeniz var, bir de Fredy… İki hızlı oyuncuyla al tedbirini maçın başından itibaren üçlü savunmayla oyna… Dörtlü oynadın da ne oldu tonla pozisyon verdin.
Fenerbahçeli oyuncular ayakkabılarını ters giymiş gibiydiler. İlk yarıda Mesut'un kaçırdığı net bir gol var başka da bir şey yok. Mesut da boş kaleye o topu göndermeliydi ama henüz hazır değil… İkinci yarıda Cisse öne, İrfan Can yerine, Valencia bir Ferdi de diğer kanada geçip üçlü savunmaya dönülünce Fenerbahçe kıpırdadı. Doğru oyuncular, doğru oyun golü getirdi…
İyi de iki puan daha uçup gitti onu ne yapacağız!? Ayıptır… Galatasaray yenilmişken benim bildiğim Fenerbahçe, rakibi kaç kişiyle kapanırsa kapansın çıkar o maçı kazanır… Siz şu kritik maçı da kazanamadınız o nedenle benim gözümde Fenerbahçeli değilsiniz. Trabzon'da yaptıklarınızı dün inkar etmiş oldunuz! Yazık!
GÜRCAN BİLGİÇ - NE OTOBÜS AMA!
Sezonun en zor maçına çıktı Fenerbahçe. Kalenin önünde bu kez "çift katlı" otobüs vardı. Ersun Yanal'ın stratejisi bundan önceki Galatasaray ve Beşiktaş maçlarında puan getirmişti. Bir hafta önce kaleye çekilen şut olmayan maçın teknik adamlarından biriydi.
Ayrıca… Ersun Hoca'nın geçen sezonda sorunlar yaşadığı, Fenerbahçe'den ayrılmasına sebep gördüğü dinamiklerle de bir maçı olacaktı. Bu yüzden altılı – yedili defans hattı kurmaktan çekinmeden oynattı takımını ve Fenerbahçe'nin başına kontrataklarla başka çoraplar da ördü. Erol Bulut için de sürpriz değildi bu durum. Pas oyunu içinde sabırla oynaması gerektiğinin farkındaydı.
Bundan önce de kalenin önüne otobüs çeken takımlara karşı oynadı, Konya, Malatya, Göztepe… Hepsine kaybetti. Acele edeceği vakti bekleyerek, risk kararının zamanlamasını bekleyerek oynamak istedi. Planlar iyi de, Tisserand gibi bir "bozucu" da var sahada. Basit hatalar uzmanı bir stoper ile yine "gol ikramında" bulundular. Ortada neden yokken, 12'de yenik duruma düştü Fenerbahçe. Böyle bir maçta yaşamak istediğiniz son şey.
İkinci 45 hamlelerinde Ozan'ı çıkartarak orta sahadan da vazgeçtiler. Kalabalık defansın içine çok adamla yerleştiler. Bire bir oynayarak faul de aradılar. Sonrasında yine ofansif hamleler geldi. O golün peşine düştüler, Valencia'nın slalomunda beraberliği buldular. Yaşadığı baskıdan sonra yorulan Antalya defans hattında dikkat hataları da geldi. Direkten döndü bir şutları.
Cisse karşı karşıya kaçırdı. İlk yarıda Mesut boş kaleye atamadı. Kontralarda Antalya da ikinci golün çevresinde dolaştı. Olmadı. Pelkas – Veysel pozisyonunda penaltı kararı VAR'dan döndü. Doğru karardı. Zirve mücadelesinde kayıp olan her puanın, acısı da büyük olur. Avantajı cebine koyacakken, rakibinin keyfine kaymak koydu Fenerbahçe.
Yine de, bir puanı kurtarmak, mücadeleyi sonuna kadar ortaya koymak da önemli. Ligin kısalan boyunda, giden iki puan – gelen bir puan hesabı yapılacak son haftalarda. Bekleyip, göreceğiz.