Fenerbahçe ders çıkarmalı! Usta yazarların kaleminden Kadıköy'deki siftah..."Mourinho Türk hakemleriyle tanıştı, oyun tatminkar değildi"

Sarı Lacivertliler Ülker Stadyumu'nda Adana Demirspor'u Edin Dzeko'nun attığı golle 1-0 mağlup etti.

Galibiyeti getiren golün asisti ise yeni transfer Saint-Maximin'den geldi.

Öte yandan En-Nesyri de Fenerbahçe formasıyla tanıştı. 76. dakikada Dzeko'nun yerine oyuna dahil olan yıldız golcü oyuna girdikten sonra gol pozisyonu da yakaladı ancak kaleciyi geçemedi.

MOURINHO VE YARDIMCISI SARI KART GÖRDÜ

Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho, sarı-lacivertlilerle Süper Lig'deki ilk maçında hakem kararlarına tepki gösterdi.

Mücadelenin 20. dakikasında Fenerbahçe'nin hızlı kullandığı taç atışının tekrarlattırılması sonrası teknik direktör Jose Mourinho ve yardımcısı Salvatore Foti oldukça sinirlendi. İtirazlar sonucu Foti sarı kart gördü. Jose Mourinho ise mücadelenin uzatma dakikalarında itiraz nedeniyle hakem Atilla Karaoğlan tarafından sarı kartla cezalandırıldı.

Spor yazarları sezona 3 puanla başlayan Fenerbahçe'yi değerlendirdi.

"Mourinho Türk hakemleriyle tanıştı" diyen usta kalemler maça dair şu notları kaleme aldı:

TAKVİM | İLKER YAĞCIOĞLU: DAHA İYİSİNİ İZLEYECEĞİZ

SEZONUN ilk maçında Kadıköy'de Şampiyonlar Ligi ön elemesinin arefesinde tempoyu çok fazla yükseltmeden çok fazla yorulmadan 3 puanı cebine koymaya çalışan bir Fenerbahçe isledik. Mourinho, İsmail Yüksek'in yerine Szymanski'yi koyarak aslında daha ofansif bir orta saha ile maça başlamıştı. Sanırım bu maçın özelinde Szymanski çok fazla hücuma destek vermedi.

Oyunun savunma tarafına daha fazla dikkat etti. Böyle olunca da takımın ofansif yükü ön bölgedeki oyunculara kaldı. Özellikle Saint Maximin maç boyunca ayağına aldığı her topta rakibini geçerek pozisyonlar hazırladı ve etkili bir maç çıkardı. Böyle giderse, Ülker Stadı'nda Maximin özel tribünü oluşur. İkinci yarısı çok daha durgun geçen maçta Sarı-Lacivertliler, defansta hata yapmadı ve 3 puana uzandı.
Ağustos ayı, 3 gün önce sonra Şampiyonlar Ligi'nde çok önemli rövanş maçı var.
Dolayısıyla temponun düşük olması ve çok fazla gol pozisyonu üretilmemesi son derece normal.
İlerleyen haftalarda muhakkak ki bundan daha iyisini izleyeceğiz.
Seyretmek de zorundayız. Çünkü bu kadro, maçları 1-0 bitirmek için kurulmadı. Dediğim gibi mazeretleri var daha iyi olacaklar.
Zamanları var.

TAKVİM | OKTAY DERELİOĞLU: FENERBAHÇE DERS ÇIKARMALI

SEZONUN açılış maçları her zaman zordur. Bu nedenle Fenerbahçe için maçın kolay olmayacağını düşünenlerdendim. Nitekim maçın başlangıç düdüğüyle birlikte Sarı-Lacivertliler düşük bir tempoyla maça başladı. Hücumda istedikleri gibi çoğalamadılar.
Edin Dzeko yine kurtarıcı rolü üstlenerek maçın kazanılmasında baş aktörlerden biri oldu. Adana Demirspor oturmamış bir takım görüntüsü verdi. Eğer biraz daha dikkatli olsalardı Fenerbahçe'nin açıklarından yararlanabilirlerdi.
Oosterwolde dün yine gözüme batan isimlerden biriydi. Gereksiz müdahaleler yapıyor. Bir gün takımının başına çorap örebilir.
Fenerbahçe geçen sezonki gücünden ve temposundan çok düşük bir futbol sergiledi. Belli ki Lille maçının yorgunluğu hepsinde vardı.

SABAH | ÖMER ÜRÜNDÜL: FENERBAHÇE'NİN ÇİLİNGİRİ SAINT - MAXIMIN

Fenerbahçe, evindeki ligin ilk maçını tek farklı galibiyetle bitirdi ama 90 dakika içindeki oyunu hiç tatminkâr değildi. Ciddi üretkenlik sıkıntısı çektiler. Hücum girişimlerinde sahneye çıkarak çok iyi işler yapan sadece bir isim vardı: Saint-Maximin. Adeta rakibin kalabalık savunmasını açan bir çilingir görevi yapıyordu. Dzeko'nun attığı golün de hazırlayıcısıydı. Ancak fizik olarak hazır olmadığı için 60'tan sonra oyundan düştü. Daha sonra da Mourinho kendisini dışarı aldı. Peki, şöyle bir soru sorulabilir; Fenerbahçe, neden böyle tutuk oynadı ve yeterli hücum etkinliği sağlayamadı? Ben bu sorunun cevabını şu şekilde veririm: "Tadic ve İrfan Can'ın hem fiziksel problemleri var hem de yapıları itibariyle ağır oyuncular. Bunlara Dzeko'yu da eklediğimizde 3 tane çalımla rakip eksiltemeyen futbolcu ortaya çıkıyor. Gecenin flaş ismi Saint-Maximin'in de defansif eksikliğini göz önüne alırsak bu kadroyla Fenerbahçe'nin, takım presinde başarılı olması ve pozisyon zenginliği bulması mümkün olmaz." Takımın enerji küpü her zamanki gibi İsmail Yüksekti. En-Nesyri çok önemli bir santrfor. Mourinho'nun mutlaka fizik olarak onu hazırlanası lazım. Zaten geçen seneyi oynayarak geçirmiş bir futbolcu. Bir de Mourinho, Lille karşısındaki takım kadrosunu çok iyi ve doğru planlaması lazım. Mourinho'nun dün geceden ders çıkararak, 1-2 dokunuşla Lille maçına iyi hazırlanması gerekiyor. Demirspor, kısıtlı kadrosuyla disiplin içinde iyi mücadele etti. En büyük hayal kırıklığı bir şey yapmayan Yusuf'tu.

SABAH | GÜRCAN BİLGİÇ: MOURINHO TÜRK HAKEMLERİYLE TANIŞTI

Tam bir Kadıköy takımı gibi başladı oyuna Fenerbahçe… Önde baskı ile rakibi kendi birinci bölgesine sıkıştırdılar ve kaleyi-kaleciyi görecek pozisyonların peşine düştüler. Ferdi'nin temposu, İsmail'in agresifliği ile kazandıkları toplarla rakip kaleye de çabuk gitmeye başladılar. Maximin sanki serbest oyuncu gibiydi. Adana Demirspor Tadic ve İrfan Can Kahveci'nin başına nöbetçileri dikmiş, sağ kanadı kilitlemişti. Bu noktada "heyecanlar" devreye girdi. Maxi kendi şovunun peşinde, her fırsatı çalıma dönüştürme sevdasında kaldı. Ferdi ile senkron tutmadı. Buna rağmen Dzeko golünün asisti, kalabalık arasından geldi. Syzmanski'nin "6-8" arasında oynaması mantıklı, verimi de fena değil. Ancak hücumu olgunlaştırma aşamasında ciddi eksiklik oldu. Fenerbahçe rakip ceza alanına yaklaştığında ciddi bir karmaşa, "bilememezlik" yaşanıyor. Sadece duran topların bir aklı var. Sonrası topa ayağını değenin aklı ile sınırlı. Mourinho imzasını şu ana kadar sadece takım disiplininde gördük. Ve beklenen; Mourinho "Türk Hakemleri" ile tanıştı. Yerden kalkmayan, vakit geçiren, ağır davranan bir takıma izin verip, topu çabuk kullanmaya çalışan Fenerbahçe için taç atışı tekrarlatan bir pozisyon cahili. Neye faul çalacağından- çalmayacağından habersiz. Özel biri Bitigen'den kurtuldu ama daha HUM (Halil Umut Meler) var. Esas sürprize hazırlı olsun. 15 yaşında gencecik bir çocuğu kalesine koyan Adana Demirspor'un üç net pozisyonu olduğunun da altını çizelim. Sahaya doğru yayılıp, ayağa pası da yüksek yüzde ile yapıyorlar. Ligin yine can yakan takımı olurlar.

SABAH | AHMET ÇAKAR: UFAK HATALAR

Fenerbahçe açılış maçını kazandı… Ama çok tuhaf bir maç olduğunu söyleyebiliriz. Çok garip ama Fenerbahçe'nin attığı gol dışında ah bu da kaçar mı" diyeceğimiz bir tek pozisyonu yok. Buna karşılık Demirspor, Fenerbahçe kalesine çok az gelse de bir iki önemli pozisyonu var. Mesela son dakikalarda Çağlar'ın kısa düşen kafa topuna Demirsporlu oyuncu iyi vursa mücadele berabere bitecekti.

Özellikle ilk yarı çok düşük bir tempo vardı. Belli ki Mourinho oyuncularına tempoyu düşük tutun, fazla yormayın, sakatlık olmasın, çünkü üç gün sonra hayati bir Lille maçımız var" demiş… Talimat böyle gelince de özellikle ilk yarı Fenerbahçe kopuk kopuk oynadı, hiçbir zaman tempoyu yükseltmedi ya da yükseltemedi, fakat Maximin'in kişisel gayreti ile yarattığı pozisyonla Dzeko, Fenerbahçe'yi öne geçirdi. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki Maximin çok önemli bir transfer. Fizik gücü yerinde olduğunda katkısı korkunç olabilir. Topla çok iyi, driplingi mükemmel. Genelde böyle oyuncular topla oynamayı severler ama o, topu ayağından çıkarma zamanlamasını oldukça iyi ayarlayabiliyor. Fenerbahçe için büyük katkı olacak gibi görünüyor.
Sonuçta; kazanmak önemliydi ve Fenerbahçe kazandı. Demirspor, geçen yıllardaki Demirspor değil kan kaybetmişler.
Hakem Atilla Karaoğlan bir iki hatalı karar dışında oldukça iyi bir maç yönetti.

Transfer tahtası kapalı olan Adana Demirspor hakikaten çok zayıflamış. Başkan Murat Sancak eminim çözüm bulacaktır. Sezonu erken açan Fenerbahçe'de bazı oyuncular hala sezonu açmamış!

Kruniç sevdasından vazgeçen Mourinho o bölgede Szymanski önünde de Tadiç'i kullandı. Fakat özellikle Tadiç kanatlarda sergilediği performansın yarısını bile sergileyemedi.

Geçen sene kanatta harika oynayan İrfancan da sahanın kötülerindendi. Ferdi'nin ise kafası transferde. Büyük ihtimalle yakın bir zamanda takımdan ayrılacak. Duyduğumuz rakamlar doğruysa zaten satılmaması imkansız gibi. Ama bu transferin Fenerbahçe'ye kan kaybettireceği muhakkak.

Adana ekibinin kalesinde 15 yaşında gencecik bir çocuk var. Üzerine gelen topları bile sektiriyor. Bu tecrübesiz kaleciye sürekli şut denenmesi gerekirken anlayamadığım şekilde hiç bu yola başvurmadılar.

Maçın tek heyecan verici adamı Maximin'di. Biraz daha alışırsa özel seyircisi olacağına eminim. Özellikle dar alanda o kadar kolay adam eksiltiyor ki bir dakikadan sonra ADS'li oyuncular 2'li 3'lü basmaya başladı.

Fenerbahçeli oyuncular duran topları özellikle kornerleri çok tuhaf kullandılar. Belliki çalışılmış bir şey var ama ben anlayamadım. Çünkü bir türlü beceremediler! Öyle ya da böyle ilk maçlar önemlidir. Zamanla Mourinho'nun tadilatlarını daha iyi göreceğiz.

Müsabakadan objektiflere yansıyan kareler: