AHMET ÇAKAR - HEM PENALTI HEM KIRMIZILAR DOĞRU
Fenerbahçe hisseli harikalar kumpanyasına dönmüş. Dün geceki Karagümrük maçı da tarihe geçti. 9 kişilik rakibine 60 dakika iki oyuncu fazla oynayıp kazanamamak dile kolay.
İkinci yarı galiba oyuncular kesin kazanırız mantalitesiyle çıktılar, aslında birkaç pozisyon da buldular ama bir türlü sonucu alamadılar.
Fenerbahçe oyuna çok kötü başladı. Top F.Bahçe'de, top tutan adamlar onda ama tempo yok, pozisyon yok. Bu arada da Pesic ile Karagümrük'ün golü geldi.
Devre biterken imdada haklı bir penaltı yetişti. Hem penaltı hem de rakipten iki adam eksildi. Bundan daha büyük avantaj var mı? İkinci yarı F.Bahçe'nin yaptığı tek şey, sağdan soldan orta yapmak. Bu, doğru strateji değildi. Uzun, hava hakimiyeti üstün oyunculardan kurulu Karagümrük defansı her topu neredeyse karşıladı.
Oysa çabuk oynayıp, aralara bırakmak gömülü savunmalar için ideal. Üstelik Mesut gibi, İrfan gibi bunları yapabilecek oyuncuları vardı.
Sonuca baktığımızda Fenerbahçe'de hem puan hem oyun çok kötü görünüyor. Üstelik 9 kişi yenememenin de mutlaka magazinsel bir boyutu olacak.
Caner'i anlamak mümkün değil. Onu tanımasak kendini kasten attırdı diyeceğiz. Ama daha önceki yıllarda da bu tür ağır itirazlarına alışık olduğumuz için üstünde fazla durmuyoruz.
Verilen penaltı doğru. Penaltıyla birlikte bariz gol şansının engellenmesinden dolayı gösterilen kırmızı kart da doğru. Çünkü Burak eliyle kesmese top kaleye giriyordu.
ERMAN TOROĞLU - ŞAKA GİBİ BİR ŞEY
Hayatımda sigara içmedim. Hayatımda iddaa oynamadım. Hayatımda kumar oynamadım. Hayatımda uyuşturucu kullanmadım. Ama bazı yerlerde arkadaşlarımla iddiaya girdim. O da para kaybetmeyi sevmediğim için. Eğer kazanma şansım büyükse iddiaya girdim. Dün gece Karagümrük 9 kişi kaldıktan sonra ve maç 1-1'ken birisi bana "İddiaya var mısın?" deseydi, "Bu maç 1-1 bitecek" diye kesinlikle girerdim. Çünkü eğer Fenerbahçe 9 kişi kalan rakibine karşı galibiyet golünü bulamıyorsa ve bu maçtan berabere çıkıyorsan bu Fenerbahçe takımı ölmüş demektir.
İkinci yarı topu kanatlara indirdiler. Tamam peki; kenarlarda o topu kimler kullanacak. Sangare denen topçu; bakın futbolcu demiyorum topçu diyorum, ayağına alıyor, şişiriyor, rakibin üzerine git ceza alanına girmeye çalış, çalım at, adam geç, değişik bir şeyler yap. Bu sefer ne oldu? Karagümrük defansı, bu ezber hücumlarda aynen ezber oynayarak karşılık vermeye baktı. İnanın Karagümrük takımı hücuma çıkamadı. 25 metrede oynanan maçta Fenerbahçe, Karagümrük'e gol atamadı. Şaka gibi bir şey.
İlk yarı oynanıyor Karagümrük öne geçmiş, defanstaki oyuncu Burak bir vuruşta ellerini kaldırarak havalanıyor ve koluna vuran top penaltı oluyor. Top onun koluna vurmasa direkt gol olacak, kaleci yerde hakem doğru kararla penaltı veriyor, kırmızı gösteriyor. Hadi diyelim Burak acele etti, daha maçın bitmesine 45-50 dakika var. Peki Caner'e ne demeli? Beyefendi hakeme itiraz ederken, herhalde orada kötü bir şey dedi atıldı. Bu tip futbolcular takım bozarlar. Tabiri caizse mecazi manada kullanacağım, mikroplar etraflarını bozarlar çünkü Karagümrük'te çok düzgün oyuncular var.
Kafalarını 90 dakika mücadeleye takmış, yurt dışından gelmiş adam gibi futbol oynamaya çalışıyorlar. Ne rakibe ne hakeme karşı hareket yaptılar. Caner'in saha içi ve dışında bu kaçıncı olayı. Karagümrük bu futbolcuyu nasıl oluyor da oynatıyor. Bu tip futbolcuları, futbol aleminin dışına iteceksin. Dün akşam tabiri caizse takımını da sattı, arkadaşlarını da.
Ancak bu tabir yapılır, bu tip insanlara ve tabiri caizse Fenerbahçe için fazla bir şey yazacak mıyım? Hayır, çünkü Fenerbahçe diye bir takım ortalarda yok. Bir gün birileri meydana çıkarır mı bilmiyorum. Pereria gitti otobüsün en arka koltuğunda oturanlar sahaya çıktılar. Sahadaki teknik adam dediğin isim de Mesut'a bir şeyler söylerek oyuncu değiştirdi. Hakem maçta doğru kararlar verdi. Şu sıralar iyi gidiyorsun aynen devam et. Sahada kalan 9 futbolcuyu da tebrik ediyorum onlara ancak altın çocuklar diyebiliriz.
EMRE BOL - GÜNAH KEÇİLERİ!
Hayatında ilk kez Fenerbahçe'sine rakip oldu Volkan Demirel… Hangi duygularla taktik verdi, hangi düşünceyle sahaya çıkardı oyuncularını bilinmez… Bir takım şampiyonluğa erken havlu attığında benzer sonuçlar aradı ardına gelir. Pereira Fenerbahçe'nin ayarını fena halde bozmuş. Hiçbir oyuncu kendisinden beklenen performansı az da olsa veremiyor. Olacak iş değil!
Her maçta farklı diziliş, farklı oyuncularla sahaya çıkarsan başka bir şey bekleyemezsin. Sadece sahadaki futbolcuların değil, tribünde izleyenlerin bile kafasını karıştırdı. Pereira dışında kimseye kızmıyorum. Zira bu takımı, "ne yapacağı belli olmayan bir takıma" evirdiği için sadece ona kızıyorum.
Takımın sezon başından beri ne oynadığı belli değilken, sadece 3 günde farklı bir Fenerbahçe zaten beklemiyordum. Pereira'nın verdiği zarar sezon bitene kadar her maçta görülecek. Bu sezon artık çöpe gitti. Onun yüzünden, bunun yüzünden… Artık günah keçisinin peşinde dola��mayı bırakalım.
Fenerbahçe bundan sonra nasıl daha iyi olacak onun peşine düşelim. Sarı-lacivertliler çok acil bir şekilde "doğru" teknik direktörünü bulmalı. Günü değil, geleceği kurtarmak için… Bu saatten sonra kimse gelecek teknik adamdan şampiyonluk beklemiyor. Fenerbahçe taraftarının tek istediği geleceğe umutla bakabilmek. En azından bari bunu yapın.
Bu arada… 9 kişi oynayan rakibe karşı üstünlük gösteremeyen Fenerbahçeli futbolcuları elbette eleştirelim. Ama hakem Erkan Özdamar'ın yaptığı büyük hatayı es geçmeyelim. Ortada hiçbir sebep yokken Fenerbahçe'nin golünü faulle iptal etti. Bir huyu var sarı-lacivertlilerin… Mağlubiyeti, beraberliği ve dahi puan kaybını başkasına değil kendisine yazar. Aramaya kalksak çok şey bulacakken!
REHA KAPSAL - KAÇINILMAZ SONUÇ!
Fenerbahçe, geçtiğimiz sezonlar gibi başladığı teknik adamla daha sezonun ilk devresi bitmeden yol ayrımına geldi. Gerçi bu dört senedir Ali Koç yönetiminin uygulamaya koyduğu doğru olmayan her sezonda bu değişiklikler zaten yapılmıştı. Dördüncü sezonunda 61 futbolcu transfer edilip, 8 teknik adam, 2 tane de sportif direktörle çalışılması ve bunların da seçimlerinin doğru olmaması Fenerbahçe Kulübü'ndeki futbol aklının olmayışı gibi, teknik anlamda doğru yönetilmediğinin göstergesidir.
İstikrar ve sabrın olmadığı yerde başarı da olmaz. Fenerbahçe, Karagümrük maçına çıkan ilk 11'de orta saha ve hücum hattında 5 tane orta sahada 10 numara profilinde transfer edilen oyuncular vardı. Hatta Valencia bile Fenerbahçe'ye transfer olmadan önce Meksika'da santrfor arkasında 10 numara pozisyonunda oynuyordu.
Bu kadronun çıkması geçen sezonki Emre Belözoğlu zamanındaki 10 maçta alınan 7 galibiyet, 2 beraberlik, 1 mağlubiyetteki o iyi giden oyun anlayışının tekrarını bu sene Pereira'ın tercih etmediği oyuncularla sahaya tekrar başarılı olmak için sürülmesi ve böyle bir oyunun tercihindeki en büyük etkendi. Geçen sene bu sıkıntı iyi giderken de bu oyuncularla gözardı edilmişti. Peki bu neydi?
Top ayağındayken topa sahip olarak oynamak iyi ama bunu daha proaktif hale getirip, dikine öne çabuk oynayıp topa sahip olmayan oyuncuların oyundaki hareketliliği yapacağı topsuz koşular, dinamizm, hücuma kalite ve fark getirecekti. Aynı şekilde top rakibe geçtiğinde de bir pres kültürünün de oluşması gerekir. Bu da Karagümrük karşısında ne 11'e 11'ken, ne de rakip iki eksik oynarken 9 kişi oynarken de sayısal üstün olmasına rağmen Fenerbahçeli oyuncular doğru bir şekilde yapamadılar.
Yalnız bu yetenekli oyuncularla oynamak iş değil, mühim olan hücum ve savunmadaki oyun anlayışı ve ilkelerini oturtmak bundan daha önemlidir. Fenerbahçe'nin oynayacağı bu maçlardan daha önemli geleceğiyle ilgili teknik adam olarak yapacağı seçim ve kulüpte oluşacak futbol aklı ileriye doğru hedefe gitmede ve yapılanmadaki en önemli şu andaki konudur. Geçmişte teknik anlamda başarı için doğru hazırlık yapılmadığından gelinen noktada başarısızlık tabi ki kaçınılmazdır.