EMRE BOL - KONFERANS YAPALIM MI?
Ne oynuyor Fenerbahçe? Bilen, gören var mı? Bir şey görelim de, "yanlış oynuyor" diyelim. Yanlışını dahi göremeyecek haldeysek bu gerçekten çok kötü! Kötünün de kötüsü…
Artık savunacak, insanlara anlatacak bir durumum kalmadı. En çok da bunun için üzülüyorum. Ben şimdi bu maçla ilgili ne yazayım? Ne söyleyeyim? Teknik-taktik yazayım isterdim. Müsade etmiyorsunuz. Bu takımı, bu organizasyonu nasıl kurdunuz Allah aşkına?
İsimlerden bağımsız söylüyorum bunu… Kimin kötü oynadığını yazsam, ne değişecek? Hangisinin Fenerbahçe formasını hak etmediğini söylesem ne yazar? Süper Lig elden gideli çok oldu, Türkiye Kupası zaten yalan, şimdi de ismi cismi belirsiz, "geberik Avrupa organizasyonu" Konferans Kupası'ndan da elendi sarı-lacivertliler…
Şarjı bitik telefon gibi Fenerbahçe! Alo Başkan artık konferans da yapamayacağız! Elimizde ne kaldı? Elimizde kalanı ne ben söyleyeyim, ne sen anla. Sadece 1 sezonun kaldı Fenerbahçe başkanı olarak. Tekrar yazıyla yazıyorum, "Bir." Ya gerekeni yaparsın ya da yapabilecek olana bırakırsın.
Sakın takımın iyi olduğunu zannetme. Kötü takıma kimi hoca getirirsen getir, sonuç aynı olacak.
Santra yapan olmak istemiyor artık Fenerbahçe taraftarı. Santra yaptıran olmak istiyor.
Hangi Fenerbahçe'yi istediğinizi siz söyleyin. Ben bıktım. Ya siz? Norveç'ten selamlar sayın Başkan! Ferdi dışında konuşulacak adam var mı?
GÜRCAN BİLGİÇ - KALİTE SORUNU
Devre bittiğinde sadece yenilen golün şoku yoktu Fenerbahçe adına. Tüm sahaya kilitler asan bir rakip karşısında "çaresizlik" ile hiçbir şey yapamayanları izliyorduk.
Fenerbahçe'nin beklerinin başına bile nöbetçi diken Çek hoca, pozisyon bulmak adına sadece hataların yapılmasını bekledi. Kaptırılan toplar, isabetsiz paslar derken, kendi stoperinin (Kim Jae) yaptığı asist ile buhrana girdiler.
Kötü gideni düzeltmek adına yedek kulübesine baktığınızda "Bir şey yapar" dediğiniz oyuncu da yok. Sakatlıktan çıkan Ozan Tufan ile birlikte Berisha ve elmacık kemiği kırık Serdar Dursun. Sen oyun kuramıyorsun, topu rakip kaleye "bilerek" taşıyamıyorsun.
Bu arada yardımlaşma da yok. Karşılığında ise klasik Fenerbahçe hastalığında, detayları doğru keşfetmiş bir Slavia pususu var. İkinci yarının kendi coşkusunda direkten dönen top, Pelkas'ın beraberlik sayısı ile birlikte birden bire Kadıköy eski havasını buldu. Seyirci maça döndü ama hatalar maçı terk etmedi.
Üst üste gelen iki Slavia golünde de ataklar Fenerbahçeli oyuncuların pasları ile başladı. Yanındaki oyuncuya topu aktaramayan oyuncular var sahada. İsmail Kartal bir gün önce çok iyi hazırlandıkları söyledi. Bu baskıyı hesap etmemeleri mümkün değil.
Bu kalite sınavından takımca kaldılar. 10 gün önce üç hedef vardı. Şimdi ise her Kadıköy'de sahaya çıktığında taraftarın öfkesinden korkarak sahaya çıkacak bir takım oluştu. Başkan Ali Koç, sahadaki bu yetersizliğin sahibi ve sorumlusu.
BÜLENT TİMURLENK-ZİNCİRLEME KAZA YAPTILAR
Başakşehir maçı ile başlayan 12 günlük süreçte F.Bahçe, 3 kulvardaki kaderini tayin edecekti. İkincilik iddiası için ligde evde kayıp yapmamak, kupa hedefi için Kayseri karşısında turu atlamak ve Prag'a giderken galibiyet lazımdı. Şimdi geriye dönüp baktığımızda olanların bir zincirleme trafik kazası olduğunu söyleyebiliriz. Çekya ekibi, liginde zirvede… Daha takım gibi takım, 4 yıldır çalışan hocası ise hasta olduğundan evinde.
İsmail Kartal'ın gerideki kayıplara bakarsak öyle 'üçlü defansa dönsün' demiyorum ama bazı mevkilerin hakkını verecek oyuncularla sahaya çıkması gerekiyordu. Bu takımda; Ferdi sol önde oynar. Novak yoksa sol beki Szalai götürür, verimsiz Osayi'yi en fazla sağ bek yapıp kanadı Valencia'ya teslim eder, Pelkas'ı forvet arkası yapıp ön tarafa bir santrfor koyarsınız.
İsmail Kartal bunların hiçbirini denemedi. Başakşehir maçında olduğu gibi dün akşam da Ozan'ı orta sahanın en öndeki adamı yapması büyük soru işareti. Turu geçmek için hâlâ şans var mı? Yeni kuralla elbette var. Ama Olympiakos sınavında olduğu gibi Kadıköy'de kalesinde 3 gol gören F.Bahçe, evinde baskılı oynayan Slavia Prag karşısında 5 metrekarelik alanda oynayan Sosa ile çok sıkıntı çeker.
Gecenin tek umudu ve sevinci ise Ferdi Kadıoğlu'nun beke hapsedilmiş olmasına rağmen müthiş oyunu, gol ve asisti. Arda Güler özel bir oyuncu.
Sezonun geri kalanında bu gence forvet arkasında şans vermek lazım. Kadıköy'de bir devam filmi izlediğimiz doğrudur. Sezonun ağır yükünün altında tribünler ilk golü kalesinde görünce takımı yuhalanacaklar ve alkışlanacaklar olarak ikiye ayırıyor.
Onlar da haklı. Ancak bugün itibari ile 3 kulvarda gelinen nokta taraftara bahar aylarında yine basketbolu çok sevdirecektir.
ÖMER ÜRÜNDÜL-EN BÜYÜK SORUNLARI UYUM
Slavia Prag, yıldız futbolcusu olmayan, koşan, her bölgede pres yapan, basit oynayan, sistemi oturmuş bir takım. Ama maç başından 3. gole kadar Slavia Prag sanki kendi sahasında oynuyor.
Skor avantajına rağmen devamlı önde baskıyla F.Bahçe'yi bozuyor ve sürekli ofansif girişimlerde bulunuyordu. F.Bahçe'nin sezon başından beri en büyük sıkıntısı kadro istikrarını sağlayamadığı için takımdaki uyum sorunu. Bu yüzden de pres karşısında hiç organize olamadılar. Sürekli top kaybettiler.
Devre sonunda yenen golle soyunma odasına gidildi. Valencia'nın erken pas çıkartıp çok önemli bir pozisyonu harcaması da ilk devrede öne çıkan durumdu. İkinci devrede de değişen bir şey yoktu.
Slavia Prag yine oyunu domine ediyordu. Belki atılabilecek bir gol, taraftarı da oyunun içine sokabilirdi. Öyle de oldu. Valencia'nın direkten dönen bir topu vardı.
F.Bahçe'nin tartışmasız en önemli futbolcusu Ferdi, mükemmel bir asistle o golü getirdi. Sonrasında taraftar oyuna girdi ama çok kısa sürede üst üste iki gol gelince moraller tamamen bozuldu. 2. golde iki arkadaşının müdahale imkânı varken Altay'ın kaleyi boşaltması önemli bir hataydı. Son bölümde Prag nihayet hücumu bıraktı.