ERMAN TOROĞLU - GEÇEN HAFTA 'BAY' BU HAFTA 'BAY BAY'
Galatasaray geçen haftayı boş geçirdi. O nedenle bu maça daha iyi hazırlanması, daha diri olması lazımdı. Ama gerçekten G.Saray geçen süreyi boş geçirmiş. 90 dakikaya baktığımızda Karagümrük fizik olarak G.Saray'a göre daha iyiydi. Oyunu istediği şekilde yönlendirdi. Fakat bir şeyi yanlış yaptılar. Neyi? İster buna şımarıklık deyin, ister ukalalık; rakibi rahat yenerim deyince, o havayı da görünce, kendi ceza alanın etrafında top yaparak çıkmaya kalktılar! Yani tabiri caizse kaşındılar. Ve beraberlik golünü yediler. Yani şunu söylemek lazım; golü atan da yiyen de Karagümrük'tü.
G.Saray şampiyon olacağım diyor, geçiniz! Sahaya çıkan 11 futbolcu ölümüne mücadele ederse olursun. Sahaya çıkan 11 oyuncudan 10'u piknik yaparsa, bir tek yaşlı dediğimiz Babel mücadele ederse, vah bu G.Saray'ın haline. Zaten teknik direktör ikide bir atılıp saha kenarında olmuyor. Yukarıdan haber geliyor, belli; ama yine olmuyor. Şu bir gerçek, bu Fatih Terim ve bu G.Saray takımıyla lig şampiyonluğu olmaz. Ha diyeceksiniz ki; futbol bu, olur mu olur!.
Olur da, o zaman da halamın bıyıkları olsa amcam olur derim ben de. Hakem tartışması çok olan bir maç. Tamam, bazı pozisyonlarda haklıydı. Bazı pozisyonları görmesi gerekirken VAR'a gitti ve haliyle futbolcular da sinirlendiler. Mesela Donk'un atılma kararı doğru. Mesela Lens'in rakibinin bileğine basması kırmızı kart olur mu? İki oyuncu aynı ayna topa giriyorlar. Birisi vuruyor, diğerin vuramayınca ayak bileğine gidiyor. Hakem, yorumun öyle yaptı. Yani kasıtlı olarak bir şey değildi ama ağır çekim oynatırsanız kırmızı kart çıkar.
Mesela maçın en önemli kararlarından biri; son dakikalarda G.Saray lehine bir penaltı ve kırmızı kart! Sonra VAR'a gidildi, ikisi de iptal. Şunu söylemeliyim, yayıncı kuruluşun gösterdiği görüntüler rezalet. Sağdan gösteriyor kötü, soldan gösteriyor kötü. Bu görüntülerle işi çözmemiz çok zor. Ama şunu çok iyi biliyorum, bize gösterilen görüntüler ile hakemlerin VAR'daki görüntüleri aynı değil. Buna geçmişte çok şahit oldum.
Yalnız, bu Karagümrük 'Ben G.Saray'dan fizik olarak da iyiyim, takım olarak da iyiyim' demeyip; normal toplarını oynamaya devam etse; bu G.Saray takımına 3-4 fark yaparlardı. Maç berabere bittiyse ve G.Saray tarafının hakemden şikayet etme hakkını doğurdularsa, Karagümrüklü oyuncular bunu kendilerinde arasınlar. İşte sonuna gelelim ve noktayı koyayım. G.Saray geçen hafta 'bay'dı. Bu hafta 'bay bay' oldu! Hayırlı işler.
SERKAN KORKMAZ - GERÇEKLER!
Galatasaray'ın sahaya sürdüğü 11'de Feghouli'nin olmayışı hayli dikkat çekti. Keza; aynı anda hem Emre Akbaba hem de Oğulcan, Cezayirli'ye tercih edilmişti. Her ne kadar Donk eldeki en iyi stoper olsa da, Taylan'ın yokluğunda orta sahada düşünülebilirdi.
Hiçbir şekilde iyi futbol vadetmeyen ve Galatasaray'ı Biglia'sız Karagümrük karşısında favori olarak konumlanamayan bu kadroya rağmen Terim'in takımı maça iyi başladı. Ta ki; dokuzuncu dakikada VAR'la iptal edilen Mostafa Mohamed'in golüne kadar.
O dakika ile bir sonraki Mostafa pozisyonunun gerçekleştiği 33. dakika arası konuk ekip çok elverişli pozisyonları harcadı. Yedlin'in 20. dakikada sakatlandığı pozisyonda, Lens kırmızı kart görür müydü, görmez miydi elbette ki tartışılacak. İlk 45 dakikada Lens'in yerine başka biri olsaydı Karagümrük soyunma odasına tabelada önde girerdi.
Oyunda olması, karşısında önce Yedlin sonra Şener ile oynayan sarı kırmızılılar için ilk yarı itibarıyla ciddi avantajdı. Gedson, fena değildi ama Etebo ile Akbaba döküldü. İkinci yarı başında oyuncu değişikliği olmamasıysa çok garipti. Nitekim oyunun doğal akışıyla beklenen Karagümrük golü, Muslera çok da zor olmayan bir şutta önüne topu sektirince, Ndao'dan geldi. Aylardır Galatasaray kadrosundaki en kıymetli birkaç oyuncudan biri olduğunu söylediğim Babel çarçabuk bulduğu beraberlik golünde, ceza sahasında klas ve çok soğukkanlıydı.
Yedlin'in sakatlandığı pozisyonda devreye girmeyen VAR, Donk'un kırmızı kart gördüğü pozisyonda devreye girdi ve hakem Palabıyık gözünün önünde cereyan eden enstantaneyle ilgili görüşünü değiştirdi. Palabıyık, iki pozisyon uyarınca haklı mıydı, haksız mıydı, kişiden kişiye göre değişir ama VAR Suat Arslanboğa'nın aynı maçta farklı standartta davranarak kafa karıştırdığını rahatlıkla söyleyebiliriz.
86. dakikada Kerem Aktürkoğlu ve Feghouli sayesinde kazanılan mucizevi penaltıyla Karagümrük'ün gördüğü kırmızı, VAR ile iptal edildi. Bu tip pozisyonlarda "temas varsa, protokole göre VAR karışamaz" iddiasına ne oldu, bilemiyorum. Belki de "VAR protokolü" yorumu bin 732. kez revize edildi. Sonuçta; Galatasaray, kendi hatalarını görmezden gelecek kadar bahane ve iki puan kaybıyla maçı noktalamış oldu. Hatta belki de sezonu. Bakalım; lig ikincisi kim olacak?
LEVENT TÜZEMEN - ALİ PALABIYIK ŞIRACI...
Galatasaray kan kaybetmeye devam ediyor. Bu kayıpların altında teknik heyetin oyuncu seçimlerinin büyük rolü var. Galatasaray 9'da 8 yaparken en büyük başarısı kadro istikrarı idi. Oyuna sonradan girecek oyuncular bile kulübede pazarlık yapıyorlardı.
Bu rekabet ortamı ve kadro istikrarı kaybolduğu için Galatasaray ritimsiz, uyumsuz, birbirine yabancı oyuncu grubuna dönüştü. Şimdi soruyorum: Karagümrük maçında Galatasaray'ın oyun lideri kim?
Aklı başında tek futbolcu vardı: Babel.. Savunmada Marcao, orta alanda Gedson Fernandes Galatasaray'ın en iyileriydi. Şimdi gelelim maçın esas oğlanı Ali Palabıyık'a.. Geçen sezon şampiyonluk yarışında başroldeydi ve kendisi için "sistemin adamı" demiştim.
Ayrıca VAR'da görev yapan Suat Arslanboğa'nın sözleşmesini eski MHK feshettiğinde karşı çıkmıştım ama o da para kazanmak için sistemin adamı olmuş. En tehlikeli hakem biçimi Ali Palabıyıktır: Kibar ve içten pazarlıklı...
Palabıyık temassız pozisyonlara faul çaldı, Lens'in yaptığı kırmızı kartlık hareketi resmen görmezlikten geldi. Koray'ın Ryan Babel ile girdiği pozisyona topu elle düzeltmesine 'karnına çarptı' karşılığını verdi.
Yani Palabıyık şıracı, Arslanboğa da resmen bozacıydı... Bu ikili şuna karar vermişler: Sen sahada kararını ver, ben VAR'da düzeltirim. Galatasaray'ın attığı golde Ryan Babel'in elini gören bu ikili Galatasaraylı oyunculara yapılan kartlık hareketlere faul bile çalmadılar. Sonuçta Galatasaray'ın şampiyonluk yarışındaki şansı artık mucizelere kaldı.
AHMET ÇAKAR - ÇİFTE STANDARTIN BABASINI YAPTIN
Serdar Tatlı adlı şahıs Türk hakemliğinin patronu olduğu günden beri, en büyük problem maalesef hakemle oluyor. Bence bir aparatmanı bile yönetmekte zorlanabilecek bir şahıs, pek tabii ki Türk hakemliğini yönetemez.
Bazı maçlardan önce sözüm ona hakemlerle konuşup onları motive etmeye çalışıyor ama onu dinleyen kim. İçin için gülüyorlar.
Dün gece Ali Palabıyık adlı hakem de ciddi anlamda kamu vicdanını yaraladı.
Elleri görmüyor, faulleri görmüyor, tacları görmüyor ama en önemlisi ağır bir çifte standart içinde. İlk yarıda Lens'in Yedlin'e yaptığı hareketle, ikinci yarıda Donk'un Sobiech'e yaptığı hareketler çok benzer. Lens topa vurduktan sonra ayağını kaçırmayıp Yedlin'in bilerek bileğine basıyor.
Bileği dönüyor, Yedlin çıkıyor. Sarı kart bile yok. Pek tabi ki VAR daveti de yok. İkinci yarıda Donk, görünüşte gayri kasti basıyormuş gibi olsa da kasten arkadan Sobiech'in tabanıyla baldırına basıyor.
VAR daveti ile kırmızı kart geliyor. Ama şimdi soruyorum, "Lens'in hareketinde niye kart yok, VAR daveti yok. Donk'un hareketinde VAR daveti ve kırmızı kart var."
Aynı Ali Palabıyık'ın kafasında binlerce tilki dolaşıyor ya o da skandal bir çifte standart uyguladığını bildiğinden komedi bir penaltı çalıyor.