SERKAN KORKMAZ - USTALARA SAYGI
Son üç maçında kötü oynayıp ikisini kazanan Galatasaray'da Fatih hoca takımın yarısını yenilemişti. Sarı kırmızılılarda cezalı olan Mohamed dışındaki bu revizyon kimseyi şaşırtmadı. Aslında Linnes'in vahim hatasıyla yenen gole kadar kötü de oynamıyordu Terim'in takımı.
Ardından Babel'in çabasıyla, Falcao'nun muhteşem golüyle skor eşitlendi. Maç rölantiye girmiş, herkes "ilk yarı böyle biter" diye düşünürken, Muslera ilk golden de daha saçma bir gol yiyordu. Sert bir şutun Muslera'dan dönmesi ve iki stoperin arasından milimetrik şekilde Boyd'un ayak ucuyla buluşması hayli enteresandı.
Belhanda maç içinde bir var, bir yok... Onyekuru "iyi" desen iyi değil, "kötü" desen kötü değil; arada ekstra işler yapıyor ama genelde hayli "savruk"... 4 ay sonra 11'e giren Falcao harika bir gol ve kullandığı penaltıyla, Babel ise bir asist ve yaptırdığı penaltıyla ustalığın başka bir şey olduğunu gösterdiler.
Uzun süredir kimseden takdir görmeyen bu isimlere destek olansa sadece Taylan'dı neredeyse. Gedson, önceki maçlarına göre "bir tık" daha iyiydi sanki ama hala tam anlamıyla "hazır" diyemem. Saracchi, hem hücumda hem de savunmada kendi standardının bile uzağında. Feghouli'nin katkı sağlaması belli ki zaman alacak. Kanaatimce Kerem 11'e daha yakın.
Dün akşam, zorlu bir rakip karşısında, takım performansındaki kıpırdanmaya rağmen yaşanan puan kaybı Terim'i hayli radikal değişikliklere itebilir. Keza; bundan böyle (bence) şampiyonluk hesabı yapan bir Galatasaray'ın hiçbir puan kaybının telafisi bulunmuyor.
Genelde Sivasspor üç puanlık bir oyun ortaya koymadı. Çalımbay, üstünlüğü koruyamamanın muhasebesini iyi yapmalı. Sonradan giren Halil net pozisyonlarda golü bulsa Sivas'a puansız döneceklerdi.
REHA KAPSAL - YANSIMA!
Galatasaray oyun başlangıcında ve Sivasspor yarı alanına yıkarak oyunu, ve de oyun hareketliliği, hızı da yüksek pas sürekliliğiyle de birleştirince, çok rahat Sivasspor yarı alanı ve cezası sahası üzerinde topla da buluştu. Yalnız özellikle ilk devrede yapılan iki tane bireysel hatadan gol yiyip, Falcao'nun attığı golden daha fazla da özellikle Onyekuru'yla çok gol kaçırdı.
Onyekuru; hızlı, iyi bir oyuncu ama geliştirmesi gereken eksikleri var. Karar verme, pas (asist kalitesi), ve tabii ki bitiricilik. Bu özellikleri daha üst seviyede olsaydı, ilk yarı Galatasaray iki gol yemesine rağmen daha farklı skorla önde soyunma odasına girebilirdi.
Fatih Terim'in devre arası oyuncu hamlesi yapmaması, bu kadroyla skoru döndürebileceğine inanması ve oyuncularına güvenmesiydi. Galatasaray, Sivasspor'dan da evet iyi oynadı. Bunu maçın geneline de yaydı ama saha içinde özellikle hücumda baskı ve yönlendirmeyi rakibine, üretkenlik açısından sağ taraftan istenilen seviyede yapamadı. Hem Linnes, hem Belhanda hem de Babel üçlüsünün etkisizliği, bu kanadın iyi çalışmamasını da etkiledi.
Genelde de daha hızlı hücumlarda Saracchi ve Onyekuru'yla denediler. Özellikle Sivasspor gibi yerleşik savunmaya set hücumu istenilen kalitede sol taraftan özellikle olamadı.
Ne kadar maçın genelinde oyunun kontrolünü elinde tutsalar da rakibe kendi hataları, bireysel hataları dışında pozisyon da vermese de rakip ceza sahasına ve özellikle savunmayla, orta saha bloğu arasında çok rahat topla buluştular. Ve de bunu rakibe çok baskı uygulamadan, çok rahat bir şekilde bu alanlarda topla buluştular.
Üretkenlikte; şut kalitesinde, son vuruşlarda yaşadıkları sıkıntılardan dolayı bu atakları golle sonuçlandıramadılar. Galatasaray'ın böyle kapanan savunmalara karşı bireysel oyuncu kalitesi var. Yalnız organize olmuş hücum setleri, oyun ezberlerinde eksiklikler var.
Maçın genelinde tüm oyuncular olmasa da belirli oyuncuların isteksiz ve enerjisiz görüntüsü, bireysel hataların çokluğu, kadro seçimi ve sonradan yapılacak oyuncu değişiklikleri, 70 dakika beklenerek geç kalması; tabii ki bunun sonucunda saha içi "YANSIMASI" zirve yarışında kaybedilen çok önemli 2 puan oldu.
ÖMER ÜRÜNDÜL - ONYEKURU İŞİ BİTİREMİYOR
Fatih Terim, dün gece ilk 11'de Ankaragücü maçındaki takım tertibinden 6 oyuncuyu değiştirdi. Galatasaray iç sahadaki alışılmış tempolu başlangıcını yaptı. Linnes'in büyük hatası ile sürpriz bir erken skor dezavantajına düşüldü ancak kısa süre içinde Falcao'nun kaliteli golü ile muhtemel bir stres ortadan kalktı. Sonrasında ataklar sıklaştı, ofansif girişimlerin sonunu iyi getiremese de odak noktası Onyekuru idi.
Sonra Sivasspor uzun bir taç atışında Muslera ve defansın müşterek hatalarında tekrar skor avantajı yakaladı. İkinci devrede Galatasaray'ın tempoyu yükselterek oyunu zorlayacağı beklenen bir durumdu. Öyle de oldu. Yine Onyekuru ağır yükü çekiyor ama işi bitiremiyordu. Taylan kontratakları engellemede her zamanki gibi hazırkıta idi. Sonra Uğur'un neden olduğu bir penaltı ile skor dengelendi.
Bundan sonra galibiyet için Terim art arda hamleler yaptı. Yoğun baskıda Halil çok müsait bir pozisyonu kaçırdı. Ama maçın en ilginç anı uzatmanın son dakikasıydı. Öyle bir karambol oldu ki Galatasaray aynı pozisyonun içinde 4 kere golle burun buruna geldi ama olmadı.
Galatasaray çok önemli iki puan kaybetti. Ben en çok Taylan'ı beğendim. Benim için en büyük sürpriz Falcao'dan hiç beklemediğim bir performans oldu. Çok güzel gol attı, başka pozisyonların da içindeydi. Bu kadar uzun aradan sonra gerçekten başarılıydı.
Sivasspor iyi mücadele etti. Ama ofansif açıdan çok yetersizdi. Zaten iki gol de sürpriz pozisyonlardan geldi. Kalecileri Ali Şaşal en iyileriydi.
Hakem Ali Şansalan ise beklediğim gibi baskı altında tüm takdir haklarını Galatasaray lehine kullandı. Gradel'in ikinci sarısı da hakikaten çok komikti. Sürpriz değil!
