TURGAY DEMİR - MUTLUYUZ
Cebelitarık futbolda dünya sonu bir ülke. Bizim Yıldız Korusu kadar yüz ölçümleri ya var, ya yok… Maçın hemen başında da on kişi kaldılar… Yeme de yanında yat… Kerem, Halil, A. Ömür gibi çabuk ve dikine oynayan ne kadar oyuncun varsa at sahaya…
Kuntz öyle yapmadı, on kişiyle kapanacak rakibe karşı Burak'la ve bana göre bu maça uygun bir oyun karakteri olmayan Barış'la başladı… Oysa Kerem ve Halil'in yanında Abdülkadir Ömür mükemmel olurdu.
Altı attık, maçın büyük bölümünde top gezdirip, uzak yan ortalarla boğuşmak yerine, dikine oynasak, son çizgiye inip savunmanın dengesini bozmayı denesek bir düzine atardık.
Neyse ki, Kerem'in çabukluğu ve zekası sayesinde attığımız ilk golden sonra adamlar gevşedi de ondan sonra yanlış oyunumuz bile bol gol getirdi. O ilk gol biraz daha gecikse, yanlış oyuncu tercihlerimiz nedeniyle şu maçta bile gerim gerim gerilebilirdik.
Çok şükür öyle olmadı, farklı kazandık… İş averaja kalır, kalmaz bilinmez ama kalırsa en azından tedbirimizi aldık. Bugün için görev tamam, darısı Salı oynayacağımız Karadağ maçına…
REHA KAPSAL - HESAPLAR
Klasik her turnuvada olduğu gibi elimize kağıt kalem alıp nasıl çıkarız hesabı yapıyoruz. Halbuki bu Dünya Kupası'na en önemli iki rakibimizden 6 puan alarak başlamıştık. Ama o krediyi de maalesef son maçlar oynanırken çok çabuk bitirdik.
Cebelitarık karşısında tek hedef farklı kazanmaktı. Bunun için de Kuntz, top ayağımızdayken 4-2-4 gibi bir dizilişle sahaya çıktı. Bu formasyonda özellikle topla oynanan bölgesel yerlerde daha fazla ofansif oyuncuyla oynadığımız gibi orta sahada iki 8 numarayla Orkun ve Hakan'la çıktık.
Hakan'a 10 numara da diyebiliriz. Halil-Burak ikilisi, hareketli ve savunma dengesi bozan özellikte. Sol çizgide Kerem etkili oldu. Sağ çizgide oynayan Barış Alper kalesine yakın yerleşik savunmalara karşı set hücumlarında oyun bilgisini geliştirmeli.
Hem tekniğini hem zekasını böyle savunmalara karşı artırmalı. Yalnız hız ve gücüyle değil farklı becerileri de mutlaka geliştirdikten sonra daha başarılı bir kariyere sahip olabilir.
İkinci devre Kuntz'un iki kenar bekini çıkarması gayet doğaldı. Barış Alper'i çıkartıp Serdar-Burak yapıp Halil'i arkada oynatabilirdi. Barış'ın yerine de Orkun'u çekebilirdi. Feyenoord'da bazen orada oynadı.
Takımın odaklanma ve motivasyonu rakip zayıf da olsa iyiydi. İşin bilincinde olan görüntüsüyle farklı bir skor aldık. Keşke gönül isterdi ki bu turnuvada özellikle öndeyken 4 puan kaybettiğimiz Letonya ve Karadağ'a da bu konsantrasyonla oynasaydık. O zaman bu hesaplara da gerek kalmayacaktı.
Karadağ maçını da bu yakaladığımız bu pozitif havayla kazanacağımızdan şüphe yok. Tabii ki kulaklarımız Hollanda-Norveç maçında olacak.