A Milli Futbol Takımı, UEFA Uluslar B Ligi 4'üncü Grup'taki son maçında deplasmanda Karadağ'ın konuğu oldu. Karşılaşma Karadağ'ın 3-1'lik galibiyetiyle tamamlandı. Son derece kötü ve ağır bir zeminde oynanan maçta Montella'nın fizik gücü yüksek bir ilk 11 çıkarmaması tepki çekti. Spor yazarları maçı yorumladı...
İLKER YAĞCIOĞLU- Montella'ya yazar
Dün, geceki skor tamamen Montella'ya yazar. Ağır yağış altında oynanan maçta ısrarla aynı oyunu oynamaya devam ederek milli takımın sonunu hazırladı. Maç 3-1 gelinceye kadar hücuma hiç takviye yapmaması inanılır gibi değildi. Stoper sağ bek ve ön liberomuzu oyundan aldı. 3. golü yedikten sonra da lütfedip Barış ALPER'İ OYUNA SÜRDÜ. Bu zeminde çok iş yapıcak
Semih'i ya da gol lazım olduğu anlarda Bertuğ'u düşünmemesi faturanın montella'ya kesilmesinin başlıca sebepleriydi.
Sıfır puanlı sadece 1 gol atabilmiş Karadağ'dan 3 gol yemek Bizim Çocuklar'a yakışmadı. Zaman zaman çok eleştirilen Hakan Çalhanoğlu'nun bu takım ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gördük. Hakansız takım lidersiz kalmış, sahada ne yapacağını bilmeyen acemiler mangası gibiydi. Bu mağlubiyet çok tartışılacak. En başta da teknik direktörümüz Montella'nun durumu da sorgulanacak. Açıkcası çok iyi götürdüğümüz bir turnuvayı bu şekilde sonlandırmak Dünya Kupası elemeleri öncesi morallerimizi ciddi şekilde bozdu.
ALİ GÜLTİKEN- Hayaller ve sahadaki gerçekler!
İyi oynamakla, kazanmak arasındaki farkın ne olduğunu Karadağ karşısında acı bir ders olarak yaşadık. Topa sahip olma düşüncesi futbolda öncelik… Bunu kabul ediyoruz. Ama topa sahip olduğunuzda futbolda ne kadar etkili olduğunuz bu oyunun temel konusu. Kadro tercihimizin saha zemini ve maç şartları göz önünde bulundurularak alınmadığını 90 dakika boyunca net bir şekilde gördük. Bunu Montella'nın da gördüğünü düşündük ama ilerleyen dakikalar bize büyük bir hayal kırıklığı olarak geri döndü. Hem skor olarak bu hayal kırıklığını yaşadık hem de Montella'nın maçı yönetme sürecine ciddi şekilde şaşırdık. Saha zemini çok ağır ve ciddi bir yağış var. Seçilen ilk 11 topu yerden kullanabilme düşüncesiyle oluşturulmuş. Oyun içinde bunu belirli bir süre devam ettirebilirsiniz ama bu şartları görüp sonrasında değişiklik yapmamak gerçekten büyük hayal kırıklığı oldu.
Trajik olan şey; Kerem'le santrfor oynuyoruz ama rakip yarı sahasına girdiğimizde ceza sahasına yüksek toplarla orta yapmaya çalışıyoruz. Bunu anlamak mümkün değil… Kenarda Enes var, Semih var, bir çok maçta santrfor oynattığı Barış Alper var. Son dakikalara kadar oyuna bir santrfor almamış olması, hayal kırıklığının yaşanmasının en büyük sebeplerinden biri oldu. Bir diğer konu da bu saha zemininde orta sahadaki yumuşaklığımız oldu. Fiziki mücadeleyi kazanamayan, dönen toplarda rakibin yaptığı kontratakları önleyemeyen bir durum ortaya çıktı. Büyük hayallerle geldik, büyük hayal kırıklığı ile geri döndük. Bu maç bize kağıt üstünde hayal edilenle, saha gerçekliğinin farkını gösterdi.