LEVENT TÜZEMEN - PSİKOLOJİSİNİ GÜÇLENDİRDİ
Beşiktaş tribünleri Galatasaray derbisine şampiyonluk maçına çıkar gibi organize olmuştu. Maç boyu tribünlerden kötü sözler eksik olmadı, sahaya atılmayan yabancı madde kalmadı. Al Musrati'nin attığı gol sonrası Galatasaray öne geçmenin verdiği öz güvenle oyunu kontrol altına aldı. Mertens, Barış Alper, Muslera ve Nelsson yürekten oynadı. İcardi etkisizdi ama Beşiktaş savunmasında 2 adamı kendisine hapsetti. Kerem Aktürkoğlu çok çalıştı ama çok top kaybı da yaptı. Muslera kalesinde çok başarılıydı. Özellikle Ghezzal'ın gollük bir şutunu köşeden mükemmel kurtardı. Beşiktaş'ın kalitesi kısıtlıydı ama Galatasaraylı oyuncular o kadar yorgundular ki ikili mücadelelerde çok kolay top kaybettiler. 36 yaşındaki Mertens sahanın her yerine bastı inanılmaz mücadele etti. Köhn müthişti.
Fenerbahçe, Galatasaray'ın kaybetmesini bekledi ama olmadı. Galatasaray akıllı, sakin ve dikkatli oynayarak kazandı ve şampiyonluk yarışında psikolojisini fazlasıyla güçlendirdi.
OKTAY DERELİOĞLU - SANTOS OYUNU OKUYAMIYOR
Derbi maç ligin seyrini derinden etkileyecek bir mücadeleydi. Bir tarafta şans golü, diğer tarafta şanssızlık vardı. İki taraf için de ortada bir mücadeleydi. Üstünlük sağlayan bir takım olduğunu düşünmüyorum. Beşiktaş ve Galatasaray adına bazı oyunculardan beklentiler vardı. Örneğin;
Beşiktaş'ta Semih, Cenk, Amartey gibi isimler. Fernando Santos'un hamlelerinin geç olduğunu düşünüyorum. Rashica bayağı etkiliydi. En istekli isimlerin başında geliyordu. Muci, etkili olamadı bence. Galatasaray'da Barış Alper bir şeyler yapmaya çalışıyordu. Bu iki takımın da dengeli oynadığını gösteriyordu.
Kendi evinde oynayan Beşiktaş, Aboubakar ve Muleka gibi isimler sahada olmalıydı. Bu maçta Galatasaray şanslı görünen taraftı.
Terazi dengesinde bir mücadele izledik. Ghezzal çok net bir fırsat kaçırdı.
Kırılma anlarından biriydi.
Kanatlar maçta hiç çalışmadı.
Sahanın en iyi oyuncusu Rashica'nın çıkması ilginçti.
Cenk de çok önce alınmalıydı.
Her maçta ona sabrediyor.
Santos, Beşiktaş'ı eksik oynatıyor.
Cenk'in ayakları değil, ağzı daha fazla konuşmaya başladı. Santos, bazı şeyleri göremiyor. Dün akşam tatmin etmeyen bir futbol ve şans golüyle kazanan bir takım vardı.
EVREN TURHAN - ÇOK ÖNEMLİ BİR ZAFER
Galatasaray deplasmanda oynadığı derbiye golle başladı. İki kupadan elendikten sonra mental olarak düşen Galatasaray, oyunu da bir türlü istediği seviyeye çekemedi.
Top, Sarı-Kırmızılı ekipte kaldı ama yine üretkenlikte çok ciddi sıkıntılar vardı. Bir türlü ikinci bölgeden üçüncü bölgeye geçişlerde başarılı olamadı. Sadece Barış Alper Yılmaz ile fırsatlar yarattı. İleriyi zorlayan bir tek oydu. Mertens zaman zaman hareketli göründü. Top Galatasaray'dayken Demirbay çok fazla istediğini yapamadı. Oyunu kurmakta zorlanan bir Galatasaray vardı. Beşiktaş, Galatasaray'ın üstüne özellikle ilk yarıda çok gelmedi. Icardi ilk yarıda çok durgundu.
Köhn, Galatasaray'ın en iyi oyuncularındandı.
Bence Galatasaray'ın maçı ilk yarıda koparması lazımdı. İkinci gol gelmediği için Beşiktaş hırslandı.
Okan Buruk'un yedek kulübesinde çok fazla alternatifi yoktu. Belki 60'da hamle yapmak istiyordu ama bir türlü o hamleyi yapamadı.
Maçın son bölümünde Beşiktaş riskler aldı. Belki biraz atak göründüler ama Galatasaray, savunma disiplininden ödün vermedi. Şampiyonluk adına Galatasaray önemli bir zafer elde etti. Ama derbideki futbol kimseyi tatmin etmedi.
ERMAN TOROĞLU - KALİTE FARKI KAZANDI
Birisi yeni kurulmaya çalışan bir takım, diğeri oturmuş bir kadro… Arada kalite olarak fark var ama sahaya oyun olarak yansıyan büyük bir fark yok. Ama o kadar fark bile Beşiktaş'ı yenmeye yetti. Şöyle söyleyelim; tamam Beşiktaş teknik direktörü diyor ki; 'Kontrollü oynayalım…' Tamam oyna ama 1-0 gerideyken bir şeyleri değiştir. Buna 60-65'te başlama. Senin elinde Aboubakar diye bir adam var. Artık sende bir müddet kalacak onu daha evvel oyuna al. Mesela Cenk Tosun dün sahada hiç yok.
Portekiz'den gelen Al-Musrati yok. Tüm topları yanlış kullandı, kendi kalesine gol attı. Kendi kalesine gol atabilir ama bu kadar yanlış pas vermesine laf söylerim çünkü aldığı para büyük. Senin bu maçta kaybedecek bir şeyin yok. Onun için 60. dakikadan sonra her şeyinle, topyekun saldıracaksın. Müthiş bir seyirci ve müthiş bir destek var. Taraftar takımı ateşlemek istiyor ancak teknik direktör ve futbolcuda o barut yok. Kibriti çaktığın gibi. Bir şeyi de anlayamadım, çıkana kadar sahanın en isi Rashica… Fizik olarak da düşüş yok, neden, niçin aldı anlamak mümkün değil. Beşiktaş'ta oynadığı sürece kavga eden, saldıran, mücadele eden tek futbolcu sayardım o da Rashica'ydı. Galatasaray dün gece Dolmabahçe'de zorlanmadı. Rahat rahat oynadı, rahat rahat kazandı…
Beşiktaş teknik direktörünün artık Türkiye'de olduğunu anlaması, bu taraftarı gördükten sonra da nasıl futbol oynatacağına karar vermesi gerek. Artık süre azaldı. Beşiktaş'ın böyle oynamaması gerekir. Halil Umut Meler iyi bir hakemimiz ama şöyle bir bakıldığında travmanın etkisinde olduğunu görüyoruz. Daha çok çalışması gerekir. Galatasaray kağıt üzerinde zor gibi gözüken maçta sahadan rahat rahat çıktı. Beşiktaş teknik direktörü genç bir isim değil. Tecrübeli bir ihtiyar. Ama benim de tecrübelerime dayanarak ona bir tavsiyede bulunmak isterim. Böyle bir ortamda özellikle Beşiktaş'ın iç sahada oynadığı bir maçta seyircinin Aboubakar'a sahaya girerken tepki göstereceğini biliyorsun. Ne yapsan iyi olurdu biliyor musun? Arada Aboubakar'ı ısıtıp soksan, taraftar da söyleyeceğini söyler, o da yapacağını yapardı. Böyle yaparsan girerken oyuncuyu kaybedersin!
TURGAY DEMİR - SANTOS HOCA DEĞİL!
Maçın hemen başında kendi kalene gol atmışsın, artık başka bir maç başlamış. Galatasaray yürüyor... Hakemle sohbet ediyorlar, yere yatıyorlar, mümkün olduğunca oyunu soğutmaya çalışıyorlar. İşin ilginç yanı Halil Umut Meler de onlara yardım ediyor!.. Galatasaray'ın uyduruk pozisyonunda VAR'ı bekliyor, Cenk'e yapılan net faulde futbolcular uyarmasa oyunu hemen başlatmaya gönüllü gibi!
Bu şartlarda yapacağın tek şey tempoyu arttırmak bunun için de yürüyecek hali olmayan Cenk Tosun çıkmalı ve yerine Muleka, Rebic ya da Aboubakar girmeli. Futbolun matematiği bunu söylüyor ve sen 80 dakika bu konuda hiçbir şey yapmıyorsun. Kısa ve net; Beşiktaş asla yeni sezonda Portekizli ile devam etmemeli. Galatasaray gol atmadan derbi kazandı. Hikayenin kısa özeti bu. Ne futbol oynadılar, ne mücadele ettiler. Her pozisyonda yere yatmalar, tribünden sinek gelse kurşun yemiş gibi kendilerini atmalar v.s. Halil Umut Meler de tribünden su atılsa maçı durdu, yardımcılarını yanına çağırdı, maçı buz gibi yaptı vesselam v.b. Beşiktaş ön tarafta Rebic, Muci, Rashica, Semih dörtlüsünü buluştursa muhtemelen çok daha tempolu oynar ve gol değil goller bulabilirdi.
Hepsini bir yana bırakın Rashica rakibin solunu çökertmiş, önüne uzun toplar atmayı düşünen yok. Bir tek Muci yaptı o işi ve pozisyonların çoğu da öyle geldi. Yazık! Bu arada dünkü golü Beşiktaş atmış olsa acaba yardımcı hakem "Top dışarıdan geldi" der miydi! Ve bir soru daha: Halil Umut Meler, Colley'in pozisyonunda bir G.Saraylı oyuncuyu atabilir miydi!?
ZEKİ UZUNDURUKAN - KALİTE FARKIYLA...
Galatasaray derbiye adeta golle başladı. Fernando Santos'un maçtan önce düşündüğü senaryolardan biri değildi bu. Al-Musrati'nin kendi kalesine attığı gol, Beşiktaş'ın maça coşkulu ve tahrip gücü yüksek bir futbolla başlamasına engel oldu. Beşiktaş, ilk yarıda bir türlü toparlanıp, Galatasaray üzerinde baskı kuramadı. Galatasaray ise skor üstünlüğünün avantajı ile Oyunu yavaşlattı, ustalıkla soğuttu,Beşiktaş'ın hızlı oynamasına izin vermedi. Derbinin ilk yarısında pozisyon zenginliği yoktu. Bunda iki takımın da orta alanlarının çok top kaybı etkili oldu.
Beşiktaş'ın en etkili oyuncusu Rashica idi. Sağ kanattan öyle toplar getirip ortaladı ki; ama Cenk ve Semih, bu topları fırsata çeviremedi. Semih Kılıçsoy,ilk yarıda sıkı markajdan kurtulamadı. İkinci yarıda Beşiktaş baskısını artırıp, Galatasaray kalesine yüklenince Semih de etkili olmaya başladı. Muçi, geldiği günden beri rakip kaleleri şut bombardımanına tutarken; dün ilk kez çok az şut atabildi. Çünkü Torreira ve Kerem Demirbay, Muçi'nin topla buluşmasına engel olup, şut koridorlarını kapattı. Savunmada da Nelsson yine geçilmez bir kale gibiydi.
Fernando Santos, Cenk'i oyundan çıkarıp Aboubakar'ı sahaya sürmekte çok geç kaldı. Oysa ikinci yarıya Aboubakar ile başlayabilirdi. Çünkü Beşiktaş'ın ikinci yarıda etkili olduğu dakikalarda önde bitirici bir ismi yoktu. Oyun, o dakikalarda Aboubakar'ı çağırıyordu. Santos, Abuobakar ve Muleka'yı oyuna almak için 78 dakika bekledi. Galatasaray, oyunun son bölümünde Beşiktaş baskısı karşısında geriye yaslandı.
Ama Okan Buruk, Semih ve Muçi'yi etkisiz hale getirerek derbiyi kazanmasını bildi. Galatasaray'da İcardi'deki düşüş sürüyor. Galatasaray'ın hücumdaki dinamosu, adeta gaz pedalı durumundaki Kerem Aktürkoğlu da derbide fazla etkili olamadı. Galalatasaray'ın en etkisi ismi yine Barış Alper Yılmaz'dı. Nelsson da savunmada hatasız oynadı.
SERKAN KORKMAZ - TUTAN VE ATAN
Erken gelen gol derbinin tüm senaryosunu değiştirir diye düşünmüştüm. Beşiktaş, bu golün hemen sonrasında sahaya koyması beklenen iradeyi ancak 60. dakikadan sonra sergilemeye başlayarak beni epey yanılttı. Galatasaray, maça kendisine hediye edilen erken golle başlamanın şımarıklığına pek de kapılmadı. Yine de El-Mosrati'nin kendi kalesine attığı golün kıymeti, Barış Alper'deki birikmiş yorgunluk ve Icardi'deki takatsizlikle birlikte her geçen dakika daha fazla su yüzüne çıktı. O gol olmasa Dolmabahçe'de gol bulmak Buruk'un takımı için hayli zor olacaktı. Mertens ve Kerem de rakibin yumuşak karnı olan savunma zaaflarından faydalanmaktan çok uzaktılar.
Cimbomun yeni sol beki Köhn, ofansif atraksiyonlarıyla özellikle ikinci yarıda yine göz doldurdu. Dünya futbol tarihinin "üst düzey hakemlik" başlığında en dramatik darp mağdurlarından biri olan Halil Umut Meler, için hiç de kolay bir akşam değildi. Pek çok pozisyonda tartışma doğacak kararlar vardı. Beni bu konuda isteyen istediği kadar eleştirsin; söz konusu Halil Umut Meler olunca, pozitif ayrımcılık yapmak zorunda olduğumu düşünüyorum. Bu denli ağır bir travmadan sonra "Türkiye'de hakemlik yapmak" gibi son derece zorlu bir işe geri dönmesi takdire şayan. Oyuncular, dün akşamki gerilimi, sağlıklı bir müsabaka zemininde tutmak adına hakeme hiç de yardımcı olmadılar. Özellikle Cenk Tosun'un (ki ondan böyle bir asabiyet beklemezdim) bazı kritik anlarda gerilimi yükselten tavırları Beşiktaş'a faydadan çok zarar verdi zannımca. Colley'nin kırmızı kartından sonra "maç bitti" diye düşünülmüştü ki Torreira kenara alınıp Ndombele sahaya girince -adeta- güçler dengelendi gibi oldu. Galatasaray şampiyonluk yolunda çok zorlu bir virajı kayıpsız döndü dönmesine ancak hücum hattındaki tüm isimlerde dikkat çeken gözle görülür düşüş sıradaki maçlara dair Okan Buruk'u hayli endişelendiriyor olmalı. Keza; dün akşam "tutan" işini yine layığıyla yaptı ama ya o erken gol olmasaydı, "atan" için bugün ne denecekti acaba? Yine de; kazanmak ve liderlik kuşkusuz çok hoş…
SİNAN VARDAR - HAKEMLER BÖYLE İSTEDİ
Günlerdir konuştuğumuz ve herkesin tam konsantre beklediği gün geldi çattı. Nihayet dev derbide Beşiktaş Galatasaray'ı ağırladı. Bu maç için hazırlık yapan Beşiktaş tribünlerinin şovu muhteşemdi. Oldukça yaratıcı ve duygusal bir koreografi ile Beşiktaş'ın kuruluşundan bugüne dek kullandığı tüm armalar, kurucular ve tribün efsaneleri Optik Başkan ile Mühendis Oktay anıldı. Muhteşem atmosferde başlayan maçın ilk dakikalarında kendi kalesine attığı golle Beşiktaş geriye düşse de oldukça istekli ve sürekli baskılı oynadı ilk yarıda.
Fakat Galatasaray skoru korumak adına genellikle daha kontrollü geçirdi ilk yarıyı. İlk yarının en önemli dakikaları Nelsson ve Muslera arasındaki top alışverişleriyle Beşiktaş'ta ise Amartey ve Musrati kariyerlerinin en kötü oyununu oynadılar. Beşiktaş ikinci yarıya daha hızlı bir oyun ile başladı. Kaçan goller ikinci yarıya damgasını vurdu resmen. Cenk'in pozisyonunda VAR'a neredeyse gitmeyeceklerdi. Ellerinden gelse Galatasaray'a da yoktan yere penaltı vereceklerdi, yürekleri yetmedi. Maçın son dakikalarında Colley'in hareketi topa olmasına rağmen VAR yoluyla kırmızı kart gösterildi.
Maç öncesi hakem atamaları yapıldığında oldukça tartışılmıştı. Tüm istatistikler atanan hakemlerin Halil Umut Meler ve VAR hakemi Koray Gençerler'in Galatasaraylı olduğunu gösterse de ben adaletli maç yönetecekler diye düşünüyordum. Ancak yanılmışım. Derbide bir kez daha gördük ki futbolda ADALET hakem çetelerinin elinde. Bu hakem çetelerinden kurtulmadığımız sürece Türkiye'de futbol düzelmez.