Tarihinin en kötü dönemlerinden birini yaşayan Beşiktaş, son 5 karşılaşmada sadece 2 puan alırken 13 puan yitirdi. Arka arkaya kaybettiği puanlarla bir anda zirvenin gerisinde kalan Kartal, 1-1 berabere kaldığı Hatayspor mücadelesinden de üç puan almayı başaramadı. Spor yazarları kritik maçı ve Beşiktaş'ta yaşanan kaosu değerlendirdi.
FATİH DOĞAN- KAOSUN ADRESİ
Beşiktaş'taki kaosun 1 maçta, 1 ayda bitmesi mümkün değil. Samet Aybaba'nın deprem etkisi yapan açıklamaları ortada duruyor. Camianın sağduyu sahibi isimleri, hukuki ve vicdani yargılama yapmadan önce suçlanan isimlerin cevabını da dinlemek istiyor. Bu yüzden makul çoğunluk, Hasan Arat ve Kaan Şakul'un hatta sürece şahitlik eden yönetimin konuyla ilgili açıklamalarını bekliyor.
Denetleme Kurulu raporunu hazırlamadan bu sürecin içinde olan herkes konuşmak durumunda. Beşiktaş sağlıklı bir yol yürümek istiyorsa kimseden taraf olmadan doğrudan taraf olmak zorunda. Sergen Yalçın'ın tavrından ve açıklamalarından "Kaosa girme, Haziran'ı bekle" tavrı hissediliyor. İbrahim Üzülmez, Tamer Tuna, Ziya Doğan, Bayram Bektaş, Mehmet Ekşi veya Hatay maçına çıkan Serdar Topraktepe ile de süreç toparlanabilir.
Yeni başkan Hüseyin Yücel'den daha radikal kararlar gelirse de şaşırmam. Ancak süreçte kaos var ve taşın altına kim elini sokarsa fedakârlık içeriyor. Dün beraberlikte biten Hatay maçına Serdar Topraktepe'nin, Salih'in 11 başlaması, Chamberlain'in oyuna girmesi gibi dokunuşlar vardı. Mücadele olarak son dönemin üstüne çıkılsa da Hatay'ın dinamizminin önüne geçemedi. İkinci yarı özellikle Gedson'la yakalanan pozisyonlar gol olsaydı berabere bitmeyebilirdi. Beşiktaş gelip gelemeyerek yeni başkan, eski yönetime moral, destek fırsatını kaçırdı. Beşiktaş bir süre daha saha içi ve dışında kaosu yaşayacak gibi.
ALİ GÜLTİKEN- KRİZLERDEKİ EN ÖNEMLİ ŞEY 3 PUANDIR
Krizlerdeki en önemli şey 3 puandır! Kriz dönemlerinin her zaman geçerli olan tek ilacı vardır. Ne olursa olsun sahada alınacak 3 puan.. Bunun için de takımın, oyuncuların ve teknik heyetin dışarıdaki bütün olaylara kulaklarını kapatıp sahaya odaklanması en önemli noktadır. Ama takım, oyuncu, teknik heyet, taraftar, yönetim kurulu aynı atmosferde nefes aldıkları için tamamen buradan soyutlamak da mümkün olmaz.
Bu tür ortamların takımlara ve oyunculara ciddi etkileri olur. Takımınızda lider oyuncu fazla ise bazen bu tür durumlardan çıkış daha kolay olabilir ama Beşiktaş için şartlar böyle görünmüyor. Karşılaşmanın ilk yarısında daha sakin ve kontrollü bir Beşiktaş oyunu vardı. Atılan karşılıklı goller oyunu dengede tutsa da ikinci yarı Beşiktaş durumu kendi lehine çevirme adına biraz daha reaksiyon göstermeye çalıştı.
Serdar hocanın kulübeden yaptığı hamleler var. İkinci yarıda gerçekleştirilen bu değişiklikler, Beşiktaş'ın oyun temposuna bir miktar etki etti ancak sonucu değiştiremedi. Beşiktaş camiasının sahadan alınacak üç puana tarihinde hiç olmadığı kadar çok ihtiyacı vardı. Büyük bölünmüşlük ve fırtınalar saha sonuçları gelmeden sakin bir limana dönüşmeyecek. Kadro sezon başında iyi işler yapabilen bir kadroydu. Bugün her şeyiyle işlemez hale geldi. Camiadaki atmosferin pozitif ve negatif dönüşüm durumlarında büyük farkı göstermesi açısından bugünlerden herkesin ders alması lazım…
OKTAY DERELİOĞLU- BU TAKIM NASIL TOPARLANACAK?
Beşiktaş, çok ilginç bir sezon yaşıyor. Son 3 sezondur kasım ve aralık aylarında maalesef havlu atıyor. Beşiktaş taraftarı artık nöbetçi hocadan da sıkıldı. Her dönemin farklı bir hocası, her yönetimin farklı bir hocası olduğu zaman bilin ki takımda problem ve kaos vardır. Bu da Beşiktaş adına sıkıntı. Kötü nöbetçi hoca kavramından bir an önce kurtulması gereken bir durumda Beşiktaş takımı. Bu maçı yorumlamak öyle enteresan ki, oyuncuların hemen hemen hepsinin ayakları geri geri gidiyordur. Oynamak istemiyorlardır! Hatay bu ligde küme düşme adaylarından. Onun karşısında bile üstünlük sağlayamıyorlar. Kadro değeri, kadro kalitesi değerlendirmeye bile alınamaz bir durum var Beşiktaş'ın. Bir an önce toparlanması gerek. Nasıl toparlanacak, nasıl düzelecek inanın ben de bilmiyorum.
Ama şunu biliyorum ki Beşiktaş'ı iyi yönetmiyorlar. Özellikle Süleyman Seba'dan sonra iyi yönetmiyorlar Beşiktaş'ı.
Hep aşağıya hep aşağıya gidiyor. Beşiktaş büyük bir camiadır. Büyük bir kulüptür. Büyüklüğünden de hiçbir şey kaybetmez Ama kulüp emin ellerde olmak zorunda. Maalesef kötü ellerde Beşiktaş. İlk dörtten bile havlu atan bir Beşiktaş var karşımızda. O yüzden hep birlikte bekleyip göreceğiz. Maç için söylenecek çok şey yok. Çok değişik duygularla sahaya çıkan bir futbolcu grubu var.