Fenerbahçe, lider Galatasaray'ın Eyüpspor'a takıldığı haftada G.Antep'i yenerek puan farkını 3'e indirdi. Kanarya, Oğuz
Aydın'ın 3. dakikadaki golüyle öne geçti. 41'de Okereke skoru eşitledi. Becao ve Dzeko ise sonucu ilan etti. İşte spor yazarlarının karşılaşmaya ilişkin değerlendirmeleri...
İLKER YAĞCIOĞLU - OĞUZ ARTIK FORMAYI VERMEZ
Prag dönüşü Galatasaray'ın da puan kaybetmesinin etkisiyle Fenerbahçe maça çok hızlı başladı.
Oğuz Aydın ile çok erken öne geçti. Nesyri ile de ikinci golü kaçırdı. İlk 15 dakika bu sezon oynanan en iyi oyunlardan biriydi, ama sonrasında tuhaf bir şekilde topu tamamen Antep'e bırakan bir Fenerbahçe gördük.
Bir ara yüzde 60'a yüzde 40 topa sahip olma Antep lehineydi. Böyle olunca da Fenerbahçeli oyuncular topun peşinde koştukları için yorulmaya başladı. Aslında Antep'in gol atacağı belli olmuştu. İkinci yarıya ise yine müthiş başlayan bir Fenerbahçe izledik. Tamamen rakip yarı sahada oynayan bir takım ve tek kale maça dönen bir oyun izledik. İsmail'in yerine Amrabat'ın oyuna girmesi, İrfan Can- Saint- Maximin değişikliği takıma çok olumlu yansıdı. Amrabat hep doğru yerde durdu.
Hep doğru yerlerde topla buluştu. Hem rakibin ataklarını kesti. hem de hücumda devamlılık sağladı. Maximin rakibi çok zorladı. Fakat gecenin assolisti Oğuz Aydın'dı. Geçen hafta şansını çok iyi kullanan Oğuz dün de 5 yıldızlık oynadı.
Artık benden formayı kimse alamaz mesajı verdi.
AHMET ÇAKAR- GAZİANTEP'İN 3 PENALTISI VERİLMEDİ
F. Bahçe için mutlak kazanılması gereken bir maçtı ve karşılaşmaya hem galip hem de büyük coşkuyla başladı. Maçın başında gelen Oğuz Aydın golü –ki bu golde En-Nesyri'nin pasını da göz ardı etmeyelim, ardından da Faslı'nın kaçan golüyle herkes "Maç büyük farka mı gidiyor" derken F.Bahçe 10. dakikada durdu. İlk yarının kalan bölümünde topla oynayan, rahat rahat adam geçen Antep'ti. Devre biterken de Samet'in hatasından gelen golle Antep beraberliği yakaladı. Yandan bir orta geliyor, Samet'in zıplama zamanlaması hatalı. Antepli topu göğsüne alıp, Livakovic'le karşı karşıya kalıp ondan da dönen topu tamamlayıp beraberliği getiriveriyor
İkinci yarı Mourinho önce Maximin ile Amrabat'ı oyuna aldı. Fred'de inanılmaz bir düşüş var. Oyun biraz hareketlendi, top F.Bahçe'de kaldı ama fazla bir pozisyon üretemediler. Ta ki bir duran toptan gelen Becao'nun golüne kadar. Dzeko müthiş bir vuruşla karşılaşmayı gerçekten kopartıverdi. F.Bahçe asla iyi top oynamadı. Hâlâ takımda Mourinho'nun bir etkisini göremiyoruz. Oyuncular kişisel becerileriyle skorları alıyor.
Sahada fevkalade kötü bir hakem vardı. İlk yarıda Osayi, kolunu bariyer yaptı topu kesti. Top bana sahanın içinde gibi geldi, dolayısıyla penaltı olmalıydı. Ayrıca ilk yarıda İsmail bir korner atışında rakibinin hem ayağına basıp hem itiyor. Bu da penaltı olmalıydı. Becao top oyundayken kasten ceza alanı içinde topsuz alanda rakibine çelme takıyor, bu da penaltı olmalıydı. Bu penaltılar hakem ve VAR hakemi tarafından görülmedi. Aynı hakem son dakikada Fenerbahçe lehine bir penaltı uydurdu ama VAR bunu düzeltti.
MUSTAFA ÇULCU- HAKEMİN ÇOK YANLIŞ KARARI VARDI
F. Bahçe final pasları ve vuruşlarında biraz dikkatli olsa daha ilk yarıda farka giderdi. Gaziantep ısrarla pas oyunu ile çıkmaya çalışırken zorlanıyor. Üçüncü bölgede F.Bahçe defansını tehdit eden ataklarda beraberlik golünü buldular. Mourinho'dan ikinci yarı Amrabat ve Maximin hamlesi geldi. Orta saha üstünlüğü F.Bahçe'ye geçti. Dzeko hamlesi daha erken olmalıydı.
Hakem Alper Akarsu geçen haftanın başarılı ismiydi. Maçın hemen başında Lungoyi-Osayi pozisyonunda Osayi'nin sol kolu yukarıda genişlemiş durumda, topa hamle yapıyor, topun kol ile teması var lakin pozisyon kale çizgisinin içinde ise penaltı, dışında ise penaltı yok.
Yayında bunu net göremiyoruz. 23'te Arda'ya yapmış olduğu kontrolsüz hareket dolayısıyla İrfan Can sarı görmeliydi, hakem vermedi. 29'da F.Bahçe ceza alanı ön direkte Sorescu, İsmail'in el temasını hissettiği anda kendini penaltı beklentisi ile attı, el teması eyleme dönüşmedi, penaltı olmaz. Bu pozisyonun devamında Becao'nun kendi ceza alanı içinde rakibine bir çelmesi var, burada Gaziantep lehine penaltı ve topsuz alanda yapıldığı için Becao'ya sarı verilmeliydi. Hakem vermedi, VAR da uyudu herhalde devreye girmedi! İlk yarı uzatmalarda Oğuz'un ortasında Arda'nın koluna gelen top destek ve kapalı kol, penaltı olmaz. Hakemin oyunu oynatma isteği yüksek. Bu istek bazı pozisyonlarda tepkiyi getirdi. Bu tepkiler saha kenarına da yansıdı. Doğru çıkan kartların yanında çıkmayan kartlar oldu. Son dakikalarda Fenerbahçe lehine verdiği penaltı yanlıştı, VAR müdahalesi ile doğruyu buldular.
ÖMER ÜRÜNDÜL- MOURİNHO İLK YARIYI HEBA ETTİ
Mourinho'nun çok hatalı ilk 11'i bu kritik maçta az kalsın pahalıya mal olacaktı. Pres özelliği ve devamlılığı olmayan yetenek Tadic'i orta sahada görevlendirdi. Bir de buna ilaveten daha da ciddi hata sağ kulvarda hiç hazır olmayan İrfan Can'ı oynatmasıydı. Fenerbahçe çok erken gol buldu, ondan sonra saman alevi gibi parladı ama 10. dakikadan devre sonuna kadar oyunun kontrolü Gaziantep'in elindeydi.
Bunun da nedeni İrfan Can defansif görevini yapmıyor, Tadic yapmıyor, Fred de eski Fred değil. Bu tabloda rakibin top yapması, ileriye rahat çıkması beklenen bir olaydı. Devre sonunda da skora denge geldi. Mourinho ikinci yarıya iki değişiklikle başladı ve benim günümüz futbolunun en önemli ilkelerinden biri olduğunu vurguladığım Oğuz ve Maximin'le ideal kanat forvetleri oluştu. Ondan sonra sağlı sollu ataklarla yoğun baskı ve son 12 dakikada Becao kornerden gelen topla takımını öne geçirdi, sonra da bitime az bir süre kala Dzeko kendisine has mükemmel gollerinden biriyle maçı bitirdi.
Mourinho gibi bir teknik direktörün ilk devreyi yanlış kadro seçimiyle heba etmesini mantığım almıyor. Slavia Prag maçında takım hırpalanmış, bu yüzden muhtemel bir puan kaybı da gündeme gelebilirdi. Herhalde kendisi de bu hatasını anlamıştır. Ben dün en çok Oğuz Aydın'ı beğendim. Mourinho haftalar sonra geçen senenin flaş kanat oyuncusunu nihayet keşfetmiş oldu! G.Antep de elinden geldiğince iyi mücadele etti. Selçuk İnan iyi bir takım ortaya çıkarmış.
GÜRCAN BİLGİÇ- LİG DEMİNİ ALDI
Gaziantep'in beraberlik golüyle birlikte Fenerbahçe lig finali oynamaya başladı. Öne geçene kadar nefes aldırmayan takım, bir anda topu rakibe verme hastalığına geri döndü. Devre bittiğinde topla oynama oranı da 56'ya 44 Antep lehineydi. Kabul edilemez bir vazgeçmişliğin yanında, mücadele ve tempo eksikliği vardı. Mourinho'nun hamlesi geldi hemen. Amrabat pas organizasyonunu üstlendi, Maximin ise tempo bölümünü. Öyle bir baskı kurdular ki, üst üste kornerlerle rakip ceza alanında oynamaya başladılar.
Tadic'in kaleye yönelen topuna kalecinin müdahalesi dışında tehlike de yaratamadılar. Galatasaray'ın puan kaybının ertesinde, lig kendi tartısını yeniden çalıştırmaya başlamıştı. Fenerbahçe'nin her denemesinde Arda'nın ayağı-kafası devreye girip, pozisyonu sonlandırdı. Antep çok doğru savunuyordu kalesini.
Topu ele geçirdiğinde de ayağı doğru paslarla hücumu denedi. Çalışmayan korner organizasyonunda, Fenerbahçeli futbolcular ilk defa topa değdiklerinde, Becao kilidi açtı. Herkes ligin yeniden başladığının, muhtemel "yine olmayacak" krizinin farkındaydı. Birden bire mutluluğun sesi doldu stada. Dzeko'nun çivisiyle maça son nokta da koyuldu. Prag'dan sonra, ustalığını demleyen gelişine bir ayak içi… Golü görüp, "vay arkadaş" demeyen, futbolu da sevmiyordur. "Buradayım" diyen bir abide artık Dzeko… Ligin kalan bölümünde bu baskıyı kim doğru yönetirse, ipi de göğüsleyecek. Artık Galatasaray'ı koruyacak puan farkı da kalmadı çünkü…