Türkiye, UEFA Uluslar Ligi Play-Off Turu ilk maçında Macaristan'ı yıktı. A Ligi'ne yükselmek için avantajı kapan Bizim Çocuklar mücadeleden 3-1'lik galibiyetle ayrılarak 3 puanın sahibi oldu. Gollerimizi Orkun Kökçü, Kerem Aktürkoğlu ve İrfan Can Kahveci attı. Spor yazarları tarihi mücadeleyi yorumladı.
GÜRCAN BİLGİÇ- Hücum hattımız raconu kesti
Maçın geneline baktığımız zaman bir stratejiden ziyade, takımın bireysel becerileri üstüne kurulmuş bir planı olduğunu gördük. İyi oyuncularımız var. İyi takımlarda oynuyorlar. Doğru antrenmanlar yapıyorlar ve kaliteli teknik adamların elinde gelişiyorlar. Bunun yansımasını ofansif aksiyonlardaki çözüm üreten hareketlerde gördüğümüz gibi, top rakibe geçtiğindeki bocalama da karşımızda.. Böyle potansiyeli olan bir kadronun teknik adamı olmak da büyük lütuf. Montella bunun ekmeğini yiyor. Macaristan'ın hocası da İtalyan. Takımındaki her oyuncu, her durumda, ofansif veya defansif ne yapacağını, nasıl pozisyon alacağını biliyor. Baskıdan çabuk çıktıkları gibi, hızlı hücumlarda da doğru yerdeler. Oğuz Aydın ve Kerem Aktürkoğlu skoru taşıdılar. Üç asist, bir gol çıktı bu ikiliden. "Sıfır" santrfor oyunu Montella'nın tercihi. Bu seçim ile Galler'i de yenemedik, Karadağ'ı da. Barış Alper'i kullanıyor uç noktada, çocuğa da eziyet ediyor aslında. Ama devam ediyor bu seçiminde. Aynı şeyi yaparak, farklı sonuç bekleyenler arasına yazacağız Montella'yı…
Kariyerli takımın sıkıntısı var sahada. Topu bulan kendi gösterisini yapmak istiyor. Kenan bunlardan biri. Maçın etkisiz elemanı. Hakan yine yönetti takımı. Orkun büyük hırsla oynadı ama bu ikili rakip topla yarı sahamıza geldiğinde destekte eksik kaldılar. Neyse, uzun bir ara vermiştik milli maçlara. Bu tür bocalamaları normal karşılayalım. Hataların üstünü örten ön tarafımız var ve maçın raconunu da kestiler. Şimdi "sıfır" statik santraforla oynayacağımız, risk almayı rakibe bırakacağımız, defans arkasına hızlı oyuncularımız ile sarkacağımız rövanşa gideceğiz. Kendi sahasında kaybetmiyormuş Macaristan… Göreceğiz…
AHMET ÇAKAR-Ders alsınlar
Play-off'lara iyi başladık. Zaten kadroya baktığımızda ofansif anlamda çok iyi oyuncularımız var. Sadece gerçek anlamda bir santrforumuz eksik. Dün gece bu Barış Alper'le giderilmeye çalışıldı ama olmadı. Ama Orkun olsun, Kerem olsun, Hakan ve Kenan Avrupa'nın önemli takımlarında oynuyorlar. Dün geceye çok iyi başladık. Özellikle Abdülkerim'in defansın arkasına attığı uzun toplarla etkili olduk, bu arada da Orkun'un iyi vuruşuyla da öne geçtik. Ne olduysa bundan sonra oldu. Bir kere saçmaladık, orada da Macarların golü geldi. Kaleci Uğurcan, defans oyuncularımız çıkarken kaptırdılar, dönüşü de Macarların golü oldu.
İlk yarının sonlarında Macarlar çok çabuk çıkarak pozisyonlar yakaladılar. İkinci yarıya durgun başladık. Hatta dakikalar ilerledikçe iyi oynamıyorduk ki Kerem'in golü geldi. Oğuz Aydın'a bir parantez açmak lazım… Maşallah çok iyi bir çıkış yakaladı. İlk iki gole de asist katkısı verdi. Ardından Türk futbolunun sorgulaması gereken bir gol atıldı. Kerem'in göğsüyle yumuşatıp, İrfan Can'ın attığı harika gol. Burada tartışılması gereken Fenerbahçe'nin geçen sezon en iyilerinden biri olan İrfan Can'ın F.Bahçe'de hemen hemen hiçbir süre almıyor olması. Ama attığı golle belki de turu getirdi. Rövanş için iki farklı skor yeterli. Ama tur kesin mi? Kesin diyemeyiz. muhakkak ki çok büyük bir avantaj yakaladık. Maçın Slovak hakemi tek kelimeyle mükemmeldi. Bizim hakemlerin böyle hakemlerden ders alması gerek.
BÜLENT TİMURLENK-'Top bizi sevdi'nin fotoğrafı!
RAMS Park'taki ilk maça şu gözle baktım: Milli takım ne olursa olsun sahadaysa kazansın, hatta 2-3 farklı kazansın, işi Budapeşte'ye bırakmasın. Bu anlamsız Uluslar Ligi'nin zaten yoğun olan sezon fikstürüne bindirdiği yükü, esaslı takımlarla oynayarak bertaraf edebiliriz. Asıl meselemiz ise bu Milli Takım 24 yıldır gidemediği Dünya Kupası finallerine Montella yönetiminde gidecek bir kadro ve oyuna sahip mi? İlk soru ziyadesiyle cevabını buldu. Almanya ve Hollanda deplasmanlarında fark yemiş Macaristan'ı 3-1 devirip Budapeşte'ye gitmek Milli Takım için yeterli olmalı. A Lig hayırlı olsun, demek istiyorum. Formda bir kalecinin önünde Galatasaray'da kulübede olan Kaan ile başlamak bir tercih, Ferdi'nin yokluğunda bir başka sol bek yok deyip Eren ile başlamak başka bir tercihti. Montella, Samet'te ne buluyorsa bunun sahada karşılığını bir maç haricinde göremedik. Orta sahayı İnter, Benfica, forvet hattını Benfica, Galatasaray, Juventus ve Fenerbahçe ile kuruyorsanız daha fazla üretmeniz beklenir. Yanlış krampon seçimine kurban verdiğimiz futbolcular bir kenara Oğuz Aydın iki asistle bu takımın geleceği olduğunu gösterdi. Sakatlık üstüne sakatlık sonrası Fenerbahçe'de şans bulamadan milli forma altında şans bulan İsmail için sevindim. Macarlar geçişten bizden fazla hücum buldular. Kalede Uğurcan güven veriyorken forvet hattının böyle rakipler karşısında çok daha fazla atak sonlandırması gerektiği ortada... Oğuz yine çıkar mı sorusuna, yerine giren İrfan Can'ın golü "top bizi sevdi"nin fotoğrafı…
MUSTAFA ÇULCU-Hakem temaslı oyuna izin verdi
Maça önde baskı ve ayağa isabetli pas oyunu ile başladık, erken bulduğumuz gole kadar Macaristan'ı çıkarmadık. Golden sonra anlamsızca geriye yaslanınca Macarlar öne çıkmaya başladılar ve beraberliği buldular. Hakan Çalhanoğlu odaklı oyunumuzda ilk yarıda önde Barış, Kerem, Kenan atletik oyuncularımız istenilen topları alamadılar. Macarlar ikinci yarıya derin savunma ağırlıklı başladı. Kontrataklarla gol aradılar. Kaliteli ve yetenekli oyunlarımızla kalabalık merkez savunmayı özellikle sağ kanat ortalarıyla arka arkaya gelen gollerle açmayı ve öne geçmeyi bildik. Çıkana kadar Oğuz sağda, Kenan solda çok etkiliydi.
Anlamlı bir galibiyetle rövanş ve tur için avantaj bizde. Slovak İvan Kruzliak, 40 yaşında elit hakem… Geçen hafta yönettiği Milan-Feyenoord Şampiyonlar Ligi son 16 maçında VAR'a gidip gelirken çok yoruldu. Verdiği vermediği majör kararlarda bir ara şuursuz kaldı. Maçın hemen başında Kenan-Bola pozisyonunda Kenan takılarak düşüyor penaltı yok devam kararı doğru. Sarısı olan Orkun'un 45+2'de Schafer'e yaptığı kontrolsüz hareketi net ikinci sarıdan kırmızıydı. Ligimizde olsaydı maçın hakemi yanmıştı ama Kruzliak, UEFA'nın maç yönetim tavsiyesine uydu bir 'tık' sabretti, kart göstermedi. 45+4'de Fiola-Orkun mücadelesinde teması hissettiği an Orkun kendini bırakıyor, penaltı söz konusu olamaz. Hakem temaslı oyuna izin verdi. Zaman zaman oyunun içinde kaldı. Nagy'nin 64'te Mert'e kontrolsüz hareketi sarının üst sınırıydı. Kırmızı verse 'hayır' diyemeyiz, o sarıda kaldı. 30 faul ve 4 sarı kartla oyunu tamamladı.
ONUR ÖZKAN- Doğruları bulunca
Montella'nın maç önü planı biraz alışılmışın dışındaydı. Genellikle 3 merkez tercih eden Montella bu kez Arda'nın yokluğunda 4 hücumcudan oluşan bir 11 sahaya sürdü. Ancak Kenan orta saha özelliklerine sahip olmadığı için tahtada 4-2-3-1 olan diziliş 4-2-4'e döndü. İlk yarıda sahaya hiç doğru yerleşemedik. Dönen topları alamadık ve çok geçiş yedik. Samet ve bek arasındaki boşlukları çok iyi kullandı Macarlar. Önde değişmeli oynayan Kerem ve Barış da hiç top tutamayınca ortaya tatsız bir oyun çıktı.
Ancak devre arası Montella doğru hamleler yaptı. Kerem'in Galatasaray ve Benfica'dan alışkın olduğu forvet arkasına geçmesi ve Kenan'ın sola kaymasıyla doğru yerleşmeye başladık. Ardından da iki harika organizasyon ile iki gol bulduk.
İkinci devrenin en olumlu yanlarından birisi neredeyse hiç kale önü tehlikesi yaşamamamız oldu. Oğuz Aydın gecenin yıldızlarındandı. Müthiş bir potansiyel. Her maç daha da büyüyor. Harika bir maç çıkardı.
Kerem Aktürkoğlu artık bu takımın genç yeteneği değil, tecrübeli yıldızı ve liderlerinden birisi. İkinci yarı sahaya karakter koydu. Golü kadar asisti de güzeldi. Orkun, Abdülkerim, Uğurcan ve Hakan gecenin diğer iyi isimleriydi.
Sonuç olarak gelişmekte olan iyi bir takımı yenmeyi başardık. Eksiklerimiz var ama Montella ile takımın gerçekten çok iyi bir uyuma ve enerjiye sahip olduğunu düşünüyorum. Bence ikinci yarıdaki doğru oyunla bu skor rövanşta bize yetecektir.
İLKER YAĞCIOĞLU- Darısı pazar gününe
Son 5 maçtır Macarlar'a karşı istediğimiz sonuçları alamıyorduk. Dün akşam da uzun bir süre kafa kafaya giden bir maç oynadık. Montella, ilk 45'i yine santraforsuz oynadı. Ofansif anlamda düşüncesi Barış, Kerem ve Oğuz'u rakip savunmanın arkasına koşturmaktı. Özellikle defanstan Abdülkerim'in paslarıyla istediğimiz pozisyonları bulduk ve harika bir golle öne geçtik. Sonrasında Macarlar'ın Szoboszlai ile geliştirdiği ataklar karşısında zorlandık. Özellikle Orkun sarı kart gördükten sonra hamlelerinde ürkek kaldı. Ve orta sahadaki sertliğimiz azaldı. Beraberlik golünün ardından ikinci yarıya Porto'da iyi bir sezon geçiren Deniz ile başladık. Klasik bir santrafor oynayınca oyunu rakip sahaya yığdık. Özellikle de savunma anlamında daha başarılı bir 45 dakika geçirdik. Oğuz'un harika asisti hemen ardından da Kerem'in göğsüyle verdiği pas ve İrfan'ın golüyle maçı kopardık. Oğuz ilk resmi maçında 2 asistle göz doldururken Kerem de 1 gol, 1 asistle vazifesini fazlasıylal yapan oyunculardandı. Sonuçta bunlar, Dünya Kupası için test maçları... Bu anlamda dün geceki testi başarıyla geçtiğimizi söyleyebilirim. Darısı pazar gününe...