Rıdvan Dilmen: Özbek'in 'Terim' kıyağı
Çok iyi hazırlanan bir Galatasaray ve hazırlanmayan Trabzonspor vardı. Burada Trabzonspor çok kötü desek, Galatasaray'ın coşkusuna yazık olur. İlk yarı tek taraflı bir maç oldu. Belki de Türk Telekom Stadı'nda en mahkum oynayan takımdı Trabzonspor. Mazisine ve cv'sine yakışmayacak bir oyundu Trabzonspor için ama bunu oraya götüren Galatasaray'dı.
Son yıllardaki nadir maçlardan biriydi izlediğim.
İlk yarıda gol geliyorum diyordu. Eğer ilk yarı 1-0 bittiyse bu tamamen Galatasaraylı oyuncuların kaçırdığı goller veya beceriksizliktendi. Trabzonspor son yıllardaki en kötü oyunlardan birini oynadı.
Galatasaray top kendisindeyken de rakipteyken de çok iyi oynadı. Trabzonspor'a 5-6 pas yaptırmadı hem de öndeyken. Hem topu rakipten çabuk kazandılar hem de atağa hızlı çıktılar.
Dursun beyin giderayak yaptığı en iyi şey Fatih Terim'i getirmekti. Çünkü takımlarını son viraja coşkulu sokan, oynatan bir teknik adamdır.
Zaten bu takım, sezon başından beri Burak Yılmaz'ın önüne atılan uzun toplarla sonuca gitmiyor mu? O zaman defansif özellikleri daha fazla oyunculardan kurulu bir 11'de sahaya çıkılabilirdi.
İlk yarıda Trabzospor, rakip kalede tek bir pozisyon bile yakalayamazken, Galatasaray; Belhanda, Selçuk, Gomis, Rodriques ile net fırsatlar yakaladı.
Bordo-mavililerin, ilk yarıda önemli bir noktadan kullandığı serbest vuruşta Sosa varken, neden Burak Yılmaz atışı değerlendirdi bir anlam veremedim.
O NE GOLDÜ ÖYLE KUCKA!
Trabzonspor'un maçtaki taktiksel hatalarından biri de alan savunması yapmasıydı. Oysa Galatasaray'ın bu kadar etkili silahları varken adam savunması daha doğru olurdu.