Bilimsel Nature dergisinde, Google'ın kendi bünyesinde geliştirdiği kuantum çip kullanılarak yapılan testlerin sonuçları yayımlandı.
Google'ın bir yetkilisi, dünyanın en hızlı süper bilgisayarının çözmesi için 10 bin yıl sürecek bir işlemi sadece 200 saniyede gerçekleştiren makine tasarladıklarını öne sürdü.
"BU YENİ BİR YOLCULUĞUN BAŞLANGICI"
Google Mühendislik Direktörü Hartmut Neven, söz konusu başarının kendini bu işe adamış kişilerin uzun yıllar süren araştırmaların sonucunda geldiğini vurgulayarak, "Bu yeni bir yolculuğun başlangıcı. Bu teknolojiyi nasıl çalıştıracağımıza bakıyoruz." ifadelerini kullandı.
Teknoloji alanındaki rakip şirketlerden IBM ise Google'ın bilgisayar işlemlerindeki zorlukları fazla abarttığını ve ilgili işlemlerin yeterli yükleme kapasitesi bulunan normal bilgisayarlarla 2,5 günde çözülebileceğini savundu.
İşte dünya tarihini değiştiren buluşlar... Pusula, insanlık tarihinde ileriki çağlarda kıtaların keşfedilmesinde büyük rol oynadı. Yön gösteren, kerteriz alıp mevki bulmaya yardım eden mıknatıslı veya cayro ile çalışan seyir aleti olan pusula M.Ö. II. yüzyıl ile MS I. yüzyılda Çin'de Han Hanedanlığı döneminde icat edildi. İcat edilen bu manyetik pusula, feng shui'nin jeomantik prensiplerine göre bina ve yapılar için uygun yerler bulmak, mücevher veya altın aramakta kullanıldı. M.Ö 11. yüzyılda pusula Song hanedanlığı sırasında yön bulma amacıyla kullanılmaya başladı.
Pusula, temel olarak yeryüzünün manyetik alanına göre hareket eden manyetize bir iğneden oluşur. İğnenin ucu her zaman dünyanın manyetik kuzeyini gösterir. İlk olarak Çinliler tarafından icat edilip, Araplar vasıtasıyla Avrupa medeniyetine ulaştı.Bu icat geliştirilerek kullanılmasının yanı sıra, sade hali ile de kullanılıyor.
Yazı, insanoğlunun en önemli icatlarından biridir. Yazıyı ilk bulan milletin Sümerliler olduğunu söylese de, daha yenilikçi yaklaşımlar yazının Mısır'da bulunduğunu savunuyor. Yazının icadı, insanlık tarihinde bilim adına atılmış ilk ve en büyük gelişmedir.
Günümüzde birçok teknolojik cihazın keşfine sebep olan bir diğer önemli gelişme olan tekerlek,dünyanın en ünlü icatlardan biridir. M.Ö 3500 yıllarında keşfedildiği ileri sürülen tekerlekler, büyük bir iş verimi oluştururken, ticaretin ve ulaşımın keşfedilmesine de zemin sağladı.
Takvim kayıtlarının ilk olarak tespiti, ayın günlük devrelerinin kaydı ile başladı. Tam bir dolunay şeklinde görülen ayın, gün geçtikçe, incelerek hilal şeklini alması, gözden kaybolması, sonra tekrar hilal şeklinde doğması ve büyüyerek dolunay haline gelmesi takvimin esasını teşkil etti. Modern takvim 1600'lere kadar pek kullanılmıyordu, bu yüzden birleşik bir sistemi doldurmak için kullanılan birçok takvim formu oluşmuştu. İlk takvim Babiller tarafından kullanıldı. Babiller iki dolunay arasında geçen 29,5 günlük dönemi temel aldı. Bu takvime göre 354 günlük kameri yıl denilen ay yılı ortaya çıktı.
Güneşe dayalı takvimi ise eski Mısırlılar geliştirdi. Gökyüzünde en çok parlayan yıldız olan Sirius, her yıl Nil'in taştığı dönemde gün doğumundan önce parlardı. Bu yüzden takvim, Nil'in taşkın zamanlarını belirlemek için kullanıldı.Türklerin tarihte kullanmış olduğu ilk takvim güneş yılı esas alınan 12 hayvanlı Türk takvimidir. Zaman içinde İslamiyet'in kabul edilmesi ile birlikte Hz. Muhammed (sav)'in Mekke'den Medine'ye göç ettiği 622 yılı başlangıç olarak kabul edilen Hicri takvim kullanıldı. Daha sonra Büyük Selçuklular döneminde Celali takvim ve Osmanlı döneminde ise Hicri takvime ek olarak Rumi takvim kullanıldı.
Dünya üzerindeki haritaların tekrar çizilmesine olanak sağlayan ve birçok başka teknolojik gelişime yol açan barutun önemli bir maddesi olan güherçileyin (potasyum nitrat) nasıl yapılacağını Çinliler tarafından 1. yüzyılda keşfedildi. Çinliler barutu, büyük havai fişek gösterilerinde kullanmalarına rağmen güçlü patlayıcılar için gereken doğru oranları bulamamışlardır. İslam uygarlığındaki kimyagerler, Çinlilerin çalışmalarını geliştirerek barutu ateşli silahlar için güçlü bir patlayıcı olarak kullanmanın yolunu bulmuşlardır. İslam orduları tarafından barut kullanımı, 11 ve 14. yüzyıllar arasında Kudüs üstündeki Müslüman hâkimiyetini ele geçirmeye çalışan Haçlılara karşı olan savaşlarında büyük bir avantaj olmuştur.
Daha sonra metal borular ile birlikte silah olarak kullanılan bu kara toz, savaş teknolojisinin mihenk taşı olarak görülür.
Kağıt binlerce yıl önce Çinliler tarafından bulunsa da Rönesans devriminin en büyük teknolojik gelişmesi olarak görülen matbaa, 1450 yılında Alman Johannes Gutenberg tarafından geliştirilip icat edildi. Yazılı metinler, elle yazılarak çoğaltıldığı için bu işlem uzun bir zaman alıyor, sınırlı sayıda kitap çoğaltılmış oluyordu.
Matbaanın bulunması ile bilimsel çalışmalar daha geniş kitlelere ulaşabildi ve bugün insanlığın gelişmiş teknolojiye erişmesine zemin sağladı. Manuel olarak kopyalama yapabilen bu icat sayesinde icadından 1500'lü yıllarda Gutenberg'in matbaa makineleri Batı Avrupa'ya 20 milyon kopya kitap bastı. Dinlerin yayılmasında da büyük rol oynadı.
Thomas Newcomen'in 1968 yılında icat ettiği buhar motoru sanayi devriminin başlamasına neden oldu. Endüstrinin gelişmesinde buhar makinesinin büyük rolü vardı. Çünkü buhar makinasının çalışmasını sağlayan güç, o zamana kadar kullanılan makinalardaki gibi belli bir yere bağlı değildir. İki asra yakın bir zamana kadar endüstriye ve ulaşım araçlarına hâkim oldu. Sanayi devriminin en önemli gelişmelerinden birisi buharlı makinenin bulunuşudur. Avrupa ülkelerinin sömürgecilik ve savaşlardan elde ettikleri para ve hazinenin Avrupa'ya aktarılması, sermayenin birikmesine burjuva sınıfın oluşmasına ve yeni yatırım alanları aranmaya başlanmasına neden oldu.
Üstelik yaşam yükselince tüketim talebi arttı. Buna benzer nedenler oluşunca sanayi devrimi İngiltere'den başlayarak tüm Avrupa'yı sardı. Buhar makinesi, buharın içinde var olan ısı enerjisini, mekanik enerjiye dönüştüren bir dıştan yanmalı motordur. Buhar makineleri, lokomotifler, buhar gemileri, pompalar buharlı traktörler vb. olabilir. Çalışma prensibi olarak, ısı enerjisini alan su buharlaşarak genişler ve bir odacığa alınır, odacık soğutulduğunda sıvı hale geçen buhar vakum yaratır böylece mekanizmaların hareket alması ile mekanik enerjiye yani işe dönüşür.
Dünya tarihinin en büyük buluşlardan biridir elektrik. Bugünkü buluşların hemen hemen hepsi elektriksiz bir hiçtir. 20. yüzyılın başında elektriğin uzun mesafeli ağlarla yayılması sonucu ampulden mikroçipe kadar her şey elektrikli oldu. Elektriğin keşfinin kaynağı M.Ö. 640-546 tarihleri arasında Yunanlı bilim adamı Thales of Miletus hayvan derisi üzerinde meydana gelen statik elektrik ile zıt kutuplu bazı nesnelerin birbirini çektiğini ve ittiğini keşfetmesidir.
16. yüzyılın sonlarına doğru İngiliz bilim adamı William Gilbert, elektrik yüklerinin eksi ve artı olarak belirleyerek elektriği ciddi olarak incelemeye başlayan kişi olarak tarihe geçti.
1831 yılında Alessandro Volta elektrik üretmenin pratik ilk yöntemini buldu. Bu yıl elektrik adına en önemli yıllardan birisidir. İngiliz bilim adamı Michael Faraday elektrik üretmenin temel prensiplerini keşfetti. Elektro manyetik endüksiyonun keşfedilmesi enerji kullanımını baştan aşağı değiştirdi. Mucit ve iş adamı olan Edison 1879 yılında ampulü icat etmesi ile elektrik enerjisinin 1880'lerde kullanımına başlanmasıyla beraber hayatımızın vazgeçilmez bir parçası oldu. Elektrik kullanımı giderek artarak şu an modern endüstriyel toplumların belkemiği haline geldi. Elektriğin taşınabilir olmasıyla insan hayatı daha da çok elektriğe bağlı hale gelmişti.
1876'da Alexander Graham Bell, ilk kez konuşmaları teller aracılığıyla iletmeyi sağlayan telefonu icat etti. Sağırlarla ilgili çalışmaları, Bell'i seslerin havadaki titreşimlerle nasıl oluştuğunu merak etmeye yöneltmiş, "armonik telgraf" adı verilen bir düzenek üstünde çalışırken, elektrik akımının konuşma sırasında oluşan titreşimleri andıracak biçimde değiştirilebileceğini bulmuştu. Telefonla ilgili çalışmalarının dayandığı ilke de buydu.
Zamanında onlarca mucidin üstünde uğraştığı telefonun patenti ilk kez Alexander Graham Bell tarafından 1876 yılında alındı. O dönemde telgraf 30 yıldır en yaygın iletişim türüydü. İlk uzun mesafeli arama ise 1892 yılında New York ve Chicago arasında yapıldı.
Bilimin gelişmesinde büyük rol oynayan bir diğer teknolojik buluş ise mikroskoptur. Antik Yunanlılar lensleri çok daha önceden keşfetmişti fakat onlar bu lenslerin büyüteç özelliğiyle değil kenarlarındaki kristallerin özellikleriyle ilgileniyordu. 1650 senesinde oğluyla beraber gözlük imalatı yapan Zaccharis Janssen, bir tüpün içersine dizdiği lensser sayesinde ilk mikroskobu icat etti. Bu tüpün diğer ucundan bakıldığı zaman, görülen cismi 10 kat büyüttüklerini keşfeden Janssen ve oğlu Hans, bu aracı biraz daha geliştirdi. Bu buluştan yola çıkan Anton van Leeuwenhoek, 1700'lü yılların başında 270 kat büyüten mikroskop icat ederek, bilime ve teknolojiye en büyük katkısını yaptı.
Uçaklar tekerlek icadından sonra insanlar arası ulaşım hızını çok daha fazla artıran bir araç oldu. Uçmak, insanoğlunun arzuladığı en önemli isteklerinden biri olmuştu. Osmanlı'da da çeşitli fen ve sanatlardan anladığı için "bin fenli" anlamında Hezarfen unvanıyla anılan Ahmed Çelebi uçma ile ilgili araştırma ve deneylerini Okmeydanı'nda yaptı. Rüzgârın şiddetli olduğu sıralarda "kartal kanatları" olarak nitelendirilen aletle defalarca uçmuş, böylece rüzgâra karşı uçuşun kaldırma kuvveti temin edeceği kanaatine vardı. Daha sonra da Galata Kulesi'nden havalanarak lodosa karşı uçmuş ve Üsküdar'da Doğancılar meydanına indi. Rüzgârın şiddetli olduğu sıralarda "kartal kanatları" olarak nitelendirilen aletle defalarca uçmuş, böylece rüzgâra karşı uçuşun kaldırma kuvveti temin edeceği kanaatine vardı. Daha sonra da Galata Kulesi'nden havalanarak lodosa karşı uçarak Üsküdar'da Doğancılar meydanına indi. Böylece insanlığa uçma konusunda ilham oldu.
Uçağın icadı aynı zamanda tarihin en ünlü isimlerinden biri olan Leonardo da Vinci, kolların hareketine bağlı kanatların çalışması, başın hareketine bağlı olarak da kuyruğun hareket etmesi metoduna dayanıyordu. Uçak ilk olarak 1890 yılında Celement Ader ve Otto Lilienthal tarafından icat edildi. Celement Ader, pervaneli bir uçakla yerden birkaç santim yüksekliğe çıkarak 50 metre mesafeyle havada kalarak ilk uçuşu gerçekleştiren kişi oldu. Lilienthal da doğal hava akımlarından faydalanarak motorsuz, yani planör uçuşu yaparak tarihe geçti.
Televizyon bugün en yaygın elektronik haberleşme şekli olmasına rağmen bir zamanların gözde aleti radyo hala en yaygın yayıncılık aracı olarak yerini korumakta. Radyo olmaksızın, günlük yaşamımızda yer alan birçok hizmet ve konfor mümkün olmayacaktı. Radyo, halkın emniyetinin sağlanmasında, endüstriyel üretimde işletmede, tarımcılıkta, nakliyatçılıkta eğlence dünyasında uzay seyahatlarında deniz aşırı haberleşmelerde kısacası aklınıza gelebilecek birçok noktada kullanılmakta.
İtalyan kâşif Guglielmo Marconi radyonun babası olarak kabul edilir. İngiliz bilim adamı James Maxwell 1865 yılında elektronik olarak üretilen radyo dalgalarının yayılma teorisini kurmuş ve Alman fizikçisi Heinrich Hertz, 1888 yılında Maxwell'İn teorisini pratik olarak gerçekleştirerek bu konuda öncülük etti. Marconi ile birlikte 1898 yılında ilk radyo resmen doğmuş oldu. İlk kullanımı gemiden sahile haberleşme içindi. 1923 yılında yüksek frekans radyo dalgalarının iyonsfere çarparak dünyaya döndüğü ispatlanınca radyo, deniz aşırı haberleşme de dâhil olmak üzere hızla yaygınlaştı.