Ayla ile Süleyman’ın film gibi gerçek hikâyesi! Süleyman Astsubay ve Ayla'nın bilinmeyen sırrı

Ayla filmi vizyona girdiği tarihlerde Türkiye'de ve Kore'de büyük ses getirmişti. Süleyman Astsubay ve Ayla'nın gerçek hikayesine dayanan film otoritelerden tam not almıştı. Ayla filmi bugün ekranlarında izleyici ile buluşacak. Filmin kaçta başlayacağını ve konusunu merak edenler araştırmalar yapmaya devam ediyor. 25 Haziran 1950'de, Kuzey Kore, Güney'e saldırdığında; üç yıl sürecek bu savaşın üç milyon insanın hayatına mal olacağını kimse bilmiyordu. Birleşmiş Milletler'in yardım çağrısıyla Türkiye, Kore'ye 17 Ekim 1950'de General Tahsin Yazıcı komutasında 5090 kişilik bir tugay gönderdi. Tugaydaki askerlerden biri de Astsubay Süleyman Dilbirliği'ydi. Annesi-babası öldürülmüş Koreli bir kız çocuğunu ölümden kurtardı ve 15 ay boyunca kendi çocuğu gibi baktı. Süleyman Astsubay ve Ayla'nın bilinmeyen sırrı...

1 | 26

Bugün ekranlarında yayınlanacak olan Ayla filmi heyecanla bekleniyor. Filmin konusunu merak edenler arama motorlarından araştırmalar yapmaya başladı. Peki, Ayla filminin konusu nedir? Kaçta başlayacak? Ayla filmi bugün saat 20:00 - 22:45 arasında yayınlanacaktır. 1950 yılında savaşta yer alan Süleyman Astsubay savaş meydanında küçük bir kız bulur. 5 yaşındaki bu Koreli kız yetimdir ve nereye gideceğini bilmemektedir. Astsubay kızı yanına alır ve Ayla ismini verir. Birliğin neşesi haline gelen Ayla ile astsubay kısa sürede baba-kız gibi olurlar

2 | 26

SÜLEYMAN ASTSUBAY VE AYLA'NIN GERÇEK HİKAYESİ AĞLATIYOR

Sene 1950... Kore'de havanın eksi 35 dereceyi bulduğu, kış mevsiminin belki de en soğuk günü... Yere oturmuş dört-beş yaşlarında bir kız çocuğu, feryat edercesine ağlıyor. Yanında, yakınında kimseler yok. Üstü başı perişan, her yeri buz kesmiş.

3 | 26

Astsubay Süleyman Dilbirliği, Birleşmiş Milletler ordusunun komutası altında, Kore Savaşı'na katılmış Türk tugayındaydı. Yanında iki askerle yürürken gördüğü bu çocuğu, hiç düşünmeden kucaklayıp birliğine götürdü.

4 | 26

Bu, henüz 25 yaşında olan Dilbirliği'nin hayatındaki ilk dönüm noktası değildi. Asker olmak gibi bir niyeti hiç yoktu. Zamanını boşa geçirmek istememişti ve kendini orduda bulmuştu. İlk görev yeri, memleketi Kahramanmaraş'tı; sonra İskenderun'a geçti.

5 | 26

"Benim bölük kumandanım çok iyi bir insandı. Çalışırken 'komutan', mesai bittikten sonra da 'abi' derdim." İşte, o 'çok sevdiğim' diye anlattığı komutanı, Dilbirliği'ne, Kore'ye gitmenin gerekliliğinden bahsetti bir gün.

6 | 26

Kore ikiye bölünmüş, güneyde Demokratik Kore, kuzeyde Komünist Kore Halk Cumhuriyeti kurulmuştu. Türkiye, askeri yardımda bulunan ülkelerden biri olacaktı.

7 | 26

Komutanının "Gel, beraber gidelim" önerisini biraz düşünmek istedi ama düşünecek bir şey de yoktu. Elbette, onunla beraber gidecekti.

8 | 26

AY GİBİ YÜZÜ VARDI İSMİ AYLA OLDU

16 Ekim 1950'de Kore topraklarına ayak bastığında, bir ömür sürecek bir kalp ağrısı yaşayacağını bilmiyordu. Bulduğu kız çocuğu, yanından ayrılmıyordu. Birliğine getirdiğinde, ilk iş, onu güzelce yıkamıştı, saçları bit doluydu, kısacık kesmişti. Güzel bir yatak hazırlamış, onu sıcak tutacak kıyafetler, ayakkabılar satın almış; bir güzel giydirmişti. Annesi-babası öldürülmüş bu çocuğun adı, Kim Eunja'ydı. Adını telaffuz etmek sadece ona değil, tüm askerlere zor geldi. Yusyuvarlak, ay gibi bir yüzü vardı ya, adını Ayla koydu.

9 | 26

Kısa sürede Ayla askerlere, askerler Ayla'ya alıştı. Birlikte oyunlar oynuyor, onları güldürmeye bile çalışıyordu. Türkçe de öğrendi. Üstelik artık Dilbirliği'ni babası biliyordu. Peki, neden diğerlerini değil de onu? Süleyman Astsubay, bu soruya önce "Bilmem" yanıtını verdi, ancak birkaç saniye sessiz kaldıktan sonra "Biz birbirimizi çok sevdik" diye
ekledi. Devamını kendisinden dinleyelim: "Oraya bizden 15 bin kişi gitti. Ama bu yaşanan, bana kısmet oldu. Ben orada o çocuğa hep sarılırdım, hep öperdim. O da bana nasıl sarılırdı, nasıl severdi. Ama işte sonra... Ayrılmamız gerekti."

Birlikler, Kore'de bir sene kaldı ve onlar dönerken, yeni bir birlik Kore'ye doğru yola çıktı. Süleyman Astsubay için de dönüş vakti gelmişti.

10 | 26

AĞLAYARAK AYRILDILAR

Ayla'yı Türkiye'ye getirmeyi düşündü ama yasalar izin vermiyordu. "Arkanızdan ağladı mı" diye sorduğumda, "Çok ağlıyordu, çok. Öyle çok ağlıyordu" dedi Süleyman Bey.

Kendisi de Türkiye'ye döndükten sonra uzun süre gözyaşı döktü, Ayla'yı rüyalarında gördü. Ayla ise, Türk askerlerinin Suwan kentinde açtığı Ankara Okulu'na yerleştirildi. Daha sonra Güney Kore Eğitim Bakanlığı'na devredilen bu okula kaydı yapılırken, küçük kız adını soran müdüre Kim Eunja değil, "Ayla" dedi. Müdür "Bizde öyle isim olmaz" deyince de "Ama ben Türk'üm" yanıtını verdi.

11 | 26

Ve araya, koca bir 60 yıl girdi. Baba-kız, birbirinden haber alamaz oldu. Ayla çok denedi ama babasına dair bir iz bulamadı...

Süleyman Astsubay, Kore Savaşı'nın 60. yılı anısına Kore Başkonsolosluğu'nda düzenlenen bir resepsiyona katıldı. Tüm gaziler anılarını paylaşıyorlardı. O da Ayla'dan bahsetti, uzun uzun onu anlattı. Konu, Koreli yetkililerin ilgisini çekmişti, Ayla'nın fotoğraflarını görmek istediler.

12 | 26

60 YIL SONRA İLK BULUŞMA

Süleyman-Demet Dilbirliği çifti ile Ayla, 60 yıl sonra Seul'deki Ankara Parkı'nda buluşacaktı. Pembe montlu bir kadın, iki yanında torunlarıyla beraber onlara doğru yürüyordu. Birbirlerine bir koşuşları, bir sarılıp ağlayışları var ki, o görüntüyü tarif etmeye yaklaşmak bile mümkün değil. Sarılırken, dünyanın en ağır cümlelerini kuruyordu Ayla: "Niye bu kadar uzun sürdü? Neden daha önce gelmedin? Seni çok özledim."

13 | 26

Süleyman Astsubay ve kızı, o andan sonra mektuplaşır oldular. Ayla, Korece yazdığı mektupları Türkçeye de çevirtip ikisini birden postalıyor ve mektuplarında şöyle diyordu: "İyi bir babanın kızı olmaktan mutluyum. Babam Türk diye kendimle gurur duyuyorum. Her gün resminize bakıyorum ve resminizle konuşuyorum."
Baba-kız, en son 2012'de, Ayla'nın Türkiye ziyaretinde yüz yüze görüştüler. Türkçeyi çoktan unutmuştu, sadece birden sekize kadar sayabiliyordu.

Süleyman Astsubay, Ayla'dan en son 2013 yılında mektup aldı. Sonradan öğrendiğine göre, birlikte yaşadığı oğlunun yanından ayrılmış, İncheon kentinden de taşınmış. Şu an nerede, bilinmiyor... Her dua edişinde Ayla için de elini açan Dilbirliği, Ayla'nın ona ulaşmasını bekliyor, "Herhalde imkân bulamadı" diyor.

14 | 26

KORE'DE BİZE ÇOK İYİ BAKTILAR

"Ben hep tereyağının, yoğurdun iyisini yedim, hiç sigara içmedim. Hep sağlıklı beslendim. Ayaklarımda sorun var ama bu yaşa kadar geldim, çok şükür. Üstelik ben çok kaza geçirdim. 30'lu yaşlarda vapurdan iskeleye atlarken suya düştüm, vapurla beton arasında kaldım. Allah'tan rüzgâr, fırtına yoktu; yoksa su beni alır batırırdı. Trenle Kırşehir'e giderken tren raydan çıktı, toprak üstünde kaydı. Neyse ki yavaştı. Maraş'tan İstanbul'a ev tutmaya gelirken araba devrildi, altından sağ çıktım. Allah'ın verdiği ömür işte... Sabah kalkarım, madalyalarımın olduğu ceketimi giyerim. Gelmiş geçmiş hükümetlerin hiçbirisi ne Kıbrıs ne de Kore gazilerine madalya veremedi. İnsafsızlık. Ama Koreliler bizi çok düşünür. Benim madalyalarım var, onlar verdi. Kore'de bize çok iyi baktılar. Hem yumurta verirlerdi, hem de yumurta tozu. Hindi de yedik. Ama bizim ordumuz öyle fakirdi ki, bir asker iki buçuk sene askerlik yapardı, ayakkabısını yamar yamar giyerdi."

15 | 26

AYLA FİLMİNİN KONUSU NEDİR?

1950 yılında savaşta yer alan Süleyman Astsubay savaş meydanında küçük bir kız bulur. 5 yaşındaki bu Koreli kız yetimdir ve nereye gideceğini bilmemektedir. Astsubay kızı yanına alır ve Ayla ismini verir. Birliğin neşesi haline gelen Ayla ile astsubay kısa sürede baba-kız gibi olurlar. Ancak 15 ay sonunda birliğin Türkiye'ye geri dönme kararı çıkar. Ayla'yı bırakıp dönmek istemeyen Süleyman Astsubay her yolu denese de Kore kanunlarını aşamaz. Küçük kızı geride bırakmak zorunda kalan Süleyman ve yetimhaneye yerleştirilen Ayla son vedalarında tekrar bir araya gelmeye söz verirler.

16 | 26

SÜLEYMAN DİLBİRLİĞİ, 91 YAŞINDA VEFAT ETTİ

Astsubay Süleyman Dilbirliği, Birleşmiş Milletler'in yardım çağrısıyla Türkiye, Kore'ye 17 Ekim 1950'de General Tahsin Yazıcı komutasında 5090 kişilik bir tugaydaki askerlerden biri olmuştu. Annesi-babası öldürülmüş Koreli bir kız çocuğunu ölümden kurtaran ve çocuğa 15 ay boyunca kendi çocuğu gibi bakan Süleyman Dilbirliği, Türkiye'e dönmek zorunda kalıp bir daha Ayla'dan haber alamamış ve yıllar sonra Ayla adını verdiği kızı 60 sene sonra görmüştü. Süleyman Dilbirliği 91 yaşındaydı.

17 | 26
18 | 26
19 | 26
20 | 26
21 | 26
22 | 26
23 | 26
24 | 26
GÜNÜN DİĞER GALERİLERİ İÇİN TIKLAYIN
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.