Cuma akşamlarının vazgeçilmezi Bozkır Arslanı Celaleddin, yayınlanan üçüncü bölümüyle yine izleyicisinden tam not aldı. Kuruluş Osman dizisinin yapımcısı Mehmet Bozdağ'ın muhteşem prodüksiyonu ve heyecan yüklü öyküsü ile büyük ilgi gören dizisi 'Bozkır Arslanı Celaleddin', üçüncü bölümüyle büyük beğeni topladı. Peki Bozkır Arslanı Celaleddin son bölümde neler yaşandı? İşte detaylar…
CELALEDDİN HAŞHAŞİLERİN MEKANINA BASKIN YAPTI!
'Bozkır Arslanı Celaleddin'in heyecanla takip edilen üçüncü bölümünde, ağabeyi Celaleddin'e yardım etmek isteyen Şehzade Ak Şah, Haşhaşiler konusundaki bilgisini kullanarak örgütün Gürgenç'teki buluşma yerini tespit etti.
Celaleddin'in yanına verdiği Ötkır ve Kılıç'la birlikte şehirde araştırma yapan Ak Şah, gözlem yeteneği sayesinde Haşhaşi fedailerini tespit etmeyi başardı. Ak Şah, şüpheli hareketleri ile dikkat çeken fedaiyi takip ederek Haşhaşilerin mekanını buldu.
Ötkır mekana girerken; Kılıç, Celaleddin'e durumu haber verdi. Bu sırada Ötkır'ın zor durumda kaldığını gören Ak Şah da mekana girip kavgaya katıldı. Durumun kötüye gittiğini fark eden Behram kimseye belli etmeden kaçarken, Celaleddin'in de gelişi ile Haşhaşi fedaileri etkisiz hale getirildi. Bir fedai intihar etmek üzereyken engellenerek esir alındı ancak kılık değiştirmiş Behram fedaiyi okla vurarak konuşmasını engelledi.
Celaleddin derhal suikastçinin peşine takıldı. Gürgenç çarşısında ölümüne bir kovalamaca yaşanırken, Behram tüccar kılığındaki diğer fedailerin yardımı ile yakalanmaktan son anda kurtuldu. Celaleddin, "Bir tanesini ne olursa olsun elime geçireceğim" diyerek bu kavganın henüz bitmediğini ifade etti.
TÜRKAN HATUN'A MEYDAN OKUDU!
'Bozkır Arslanı Celaleddin'in heyecanla takip edilen üçüncü bölümünde, Timur Melik'in gönderdiği haberci vasıtasıyla orduların son durumundan haberdar olan Celaleddin; iç savaşın önüne geçebilmek için Türkan Hatun'un kampına gitti, babaannesinin ve yanında saf tutanların karşısına dikilerek meydan okudu.
Celaleddin'in gelişi Türkan Hatun'un kampında büyük şaşkınlığa sebep oldu. Celaleddin atından inip "Ben Celaleddin Mengüberdi'yim. Bu kılıcı hepiniz hatırlıyorsunuz. Üzerinde kafirlerin gözyaşı ve Müslümanların duaları var. Ben bu kılıcı Cengiz Han'a saklıyorum. Siz bununla babamı öldürmemi istiyorsunuz. Ben bu kılıçla cihanı fethedeceğim. Siz bununla büyük validemle savaşmamı bekliyorsunuz. Allah'a yemin olsun ki buraya barış için geldim" dedi ve kılıcını toprağa sapladı.
Celaleddin ardından Türkan Hatun'a seslenerek "Ey Türklerin melikesi. Türk sultanlarının hikayelerini bana sen öğretmedin mi? Oğuz Kağan'ın evlatları birbirine düştüğü için cihanın dört bir yanı zulümle kıvranıyor demedin mi? Şimdi bu öfken kime? Bütün bu hazırlık niye?" diye sordu.
Türkan Hatun ise "Bütün bunları kim söylüyor? Sandığımdan elbisemi çıkarıp ok attıran, sadık erlerimin boynunu zincire vuran adam mı söylüyor? Sandığımın içinden çıkan ihaneti koynuna almaya çalışan adam mı söylüyor bunu?" diye yanıt verdi.
Celaleddin "Bana kırıldınız mı? Benden intikam mı almak istiyorsunuz? İşte burdayım, oklarınızı göğsüme fırlatın" deyince Türkan Hatun askerler arasında Celaleddin'e ok atacak kimse olup olmadığını sordu. Askerlerden biri göreve talip olunca Türkan Hatun askeri tevkif ettirdi ve Celaleddin'e dönüp "İşte şeref budur. Senden de bunu beklerdim" dedi.
Celaleddin ise atına bindikten sonra son sözünü söyledi: "Büyükvalidem bu yaptığını asla unutmayacağım. Sen de sultana ettiğin yemini unutma. Çünkü şeref budur. Bir anne bir oğlun üzerine yürüyor, bir kardeş bir kardeşin. Sizi uyarıyorum, harp günü geldiğinde karşınızda beni bulacaksınız. İşte kıyamet o gün kopacak!"