Şeyh Edebalı'nın bir süredir değişimini gözlediği ve tavsiyelerde bulunduğu Cerkutay, nihayet dergahın kapısını çaldı ve şeyhin huzuruna çıkmak istediğini söyledi. Cerkutay huzura girdiğinde Şeyh Edebalı'yı Kur'an okurken buldu ve "Bana o kitaptan bir şey okur musun" dedi.
Şeyh Edebalı, Duha suresinin "Kuşluk vaktine andolsun! Karanlığın çöktüğü vakit geceye andolsun ki Rab'bin seni terk etmedi, sana darılmadı da… Muhakkak ki, ahiret senin için dünyadan daha hayırlıdır. Şüphesiz ki, Rab'bin sana verecek ve sen hoşnut olacaksın! Seni yetim bulup da, barındırmadı mı? Seni yolunu kaybetmiş olarak bulup da yola iletmedi mi? Seni ihtiyaç içinde bulup da, zengin etmedi mi? Öyleyse, sakın yetimi ezme! Sakın isteyeni azarlama! Rab'binin nimetine gelince; işte onu anlat" bölümünü okuyunca çok etkilenen Cerkutay, gözyaşları içinde "Rab'bim bunları bana mı söylüyor" diye sordu.
Şeyh Edebalı, "Rab'bin bunları en sevgili kuluna; peygamberi Muhammed Mustafa'ya söylüyor. Kuran'ı anlamak, içindeki her bir ayetin muhatabı olduğumuzu anlamaktır Cerkutay. Şehadete gelince… Şehadet gözlerindeki bu yaşlardır" dedi.