Bizans İmparatoru'nun onayı ile Nikea Valisi Manuel'i ortadan kaldırarak şehrin kontrolünü eline alan Saguros, Osman Bey ve Kayı kafilesini kabul etti. Osman Bey, Bitinya'daki durumu anlatıp tekfurların uygulamaları nedeniyle ticaret yollarının kesildiğini, bu durumun Nikea halkını zor duruma düşürdüğünü anlattı ve yeni vali Saguros'a bir anlaşma teklif etti.
Osman Bey "Manuel ve tekfurlar anlaşmaları bozduğundan beri topraklarınıza tek bir kervan salmadım" deyince Vali Saguros "Şehrin hazinesini açtırdığımda boş olduğunu gördüm! Tebaası açlıktan kırılmasın diye her şeyini tüketmiş" cevabını verdi.
Bunun üzerine Osman Bey, "O vakit iyice bellemişsindir karşımda değil yanımda olman gerektiğini! Manuel'in düştüğü hataya düşmeyesin! Makamına yeni kurulmuş birinin evvel halkının gönlünü hoş tutması gerekir! Yoksa hükmü uzun ömürlü olmaz! Yerinizin sağlamlığı ancak benimle edeceğiniz ticarete bağlıdır! Kervanlarınızı basmaktan geri durmam! Cenk Türke düğündür" diyerek Vali Saguros'u uyardı.
Vali Saguros, Osman Bey'in sözlerinden etkilenirken, katiplerine anlaşmanın hazırlanması emrini verdi. Bunun üzerine Osman Bey, "Gayrı bütün ihtiyaçlarınızı Kayı Obası görecek! Kervanlarınızın cümlesini de ben koruyacağım! Türkün var olduğu yerde anlaşmaktan gayrı çıkar yol yoktur! Bilesin!" diyerek valiye güvence verdi.
Anlaşmaya varılmasının ardından Vali Saguros, anlaşmayı kutlamak üzere Osman Bey'i yemeğe davet etti.
Vali Saguros "Artık dostuz Osman Bey! Sofradaki her şey dininize uygun şekilde hazırlandı! Etlerin hepsi Müslüman kasaplardan alındı! Lütfen buyurun" diyerek misafirperverlik gösterirken, Tekfur Nikola'nın Nikea'daki ajanının iş üstünde olduğundan habersizdi.
Nikola'nın ajanı, Osman Bey ve yanındakiler için hazırlanan sofrada servis edilen şerbetlere zehir katmıştı.
OSMAN BEY'İN DUASI
Kuruluş Osman'ın bir diğer dikkat çeken sahnesi ise Tekfur Nikola'nın saldırısına uğrayan Osman Bey, pusudan yaralı olarak kurtulup peşindeki Katalan savaşçıları alt ettikten sonra Malhun Hatun'la birlikte bir mağaraya sığındığı anlar oldu.
Her ikisi de yaralı olan Osman Bey ve Malhun Hatun, mağarada bir ateş yakarak mümkün olduğunca yaralarını tedavi ettiler. Kendi yarasına aldırmadan Osman Bey'le ilgilenen Malhun Hatun, ateşte ısıttığı hançerle Osman Bey'in yaralarını dağladı.
Yaşadığı acıyla kendinden geçen Osman Bey, ayıldığında Malhun Hatun'a "Var olasın hatunum. Yanımda dağ gibi durursun" diyerek teşekkür etti.
"Rabbimin de izniyle burdan çıkacağız. Alplerimi bulacağız… Bizi yolumuzdan etmeye kalkan kefereyi sağ komayacağız" diyen Osman Bey, ardından şu şekilde dua etti: "Ya Rabbim her türlü meşakkatten sana sığınırım. Sen ki Eyyub Aleyhisselamın amansız derdine deva buldun. Yunus Aleyhisselamı balığın karnında yaşattın. Yusuf Aleyhisselamı kuyudan çıkarttın. Görklü Peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa'yı müşriklerin zulmünden korudun. Onu sığındığı mağarada bir güvercin yumurtası ve bir örümcek ağıyla korudun. Ey merhameti yüce Rabbim, nebilerinin, evliyalarının hürmetine bize yardım eyle. Alplerimi sağ salim bulmayı nasip eyle. Keferenin kıydığı şehitlerimizin intikamına bizleri memur eyle! Senden başka yöneleceğimiz kapı yok. Sen kapından eli boş çevirme ya rabbi! Amin."