Osmanlı Padişahları Orhan Gazi'den itibariyle saygın Türk kadınları ile evlenirlerdi. Kanuni Sultan Süleyman'dan sonra yabancı kökenli kadınlarla da artan evlilikler ise oldukça merak ediliyor. İlk zamanlar saray câriyeleri Balkan asıllıydı. Sonra güzelliğiyle meşhur Ukraynalıların sayısı arttı. Bu kızlar harp ganimetlerinden padişahın hissesine düşer veya ecnebi hükümdarlarca hediye edilirdi. Peki, padişahlar neden yabancı kadınlarla evlendi? İşte sizi oldukça şaşırtacak detaylar...
Fazıl Enderunlu'nun Zenannamesi, Yani Kadınlar Kitabı, dünyadaki kadınların özelliklerini ahlaki ve satirik biçimde anlatıyor.
Osmanlı'nın gözüyle öteki kadınlar, Hindistan, İran, Bağdat, Sudan, Yemen, Mağrip, Tunus, Hicaz, Şam, Suriye, Anadolu, Ege adaları, İspanya, İstanbul / Constantinople gibi şehir ve ülkelerden gelen kadınlar olarak betimleniyor.
Rum Hıristiyan, Ermeni, Yahudi, Arnavut, Gürcü, Fransız, İngiliz, Amerikan ve Hollandalı olarak da özellikleri sıralanıyor.
Fetihlerin azaldığı devirlerde Kırım Hanı'nın esir alıp İstanbul'a hediye gönderdiği câriyeler saraya alındı.
Bu devirde aslı hür olma ihtimaline karşı câriyelerle ihtiyaten 'nikâh-ı tenezzühî' kıyılıyordu.
İslâmiyet, ırk yerine din kardeşliği esasını koyduğu için başka ırklardan kadınlarla evlenmekte herhangi bir sakınca görülmedi.
Bu kadınların hepsi sarayda Müslüman-Türk terbiyesiyle yetişmiş; dindarlıkları ve yaptıkları hayırlarla oldukça gündeme gelmiştir.
Sarayda çok çocuk doğması hânedanın devamı için gerekli bir durumdu. Bu durumlarda devletin geleceğinde başka hiç kimsenin söz sahibi olamaması ve yük oluşturmaması için yabancı kadınlarla evlilik artmıştır.
Cariyelerin ailelerini, dinlerini ve kökenlerini unutması sadece Osmanlı için var olması ve kendi oğlunun akıbetini düşünmesi açısından Osmanlı'ya oldukça fayda sağlamıştır.
EN ÇOK CARİYESİ OLAN PADİŞAH KİMDİR?
Osmanlı'nın en çok çocuk sahibi olan padişahı merak ediliyor. Yer alan tarihi kayıtlara göre 3. Murat'ın 6 karısı ve 40'a yakın cariyesi olduğu belirtiliyor.
PADİŞAHLAR CARİYELERİ NASIL SEÇERDİ?
Cariyeler Kızlar Ağası tarafından hazırlanan özel bir sınavla seçilirdi ve isimleri bu sınav sonrasında Kızlar Ağası tarafından verilirdi. Saraya giren bir genç kız Kızlar Ağası'nın verdiği isimle çağrılırdı.
Saray dışından evlenmek ise reayadan veya tebadan bir aileyi saraya katmak anlamına geldiği için Osmanlı padişahları bunun da devlet güvenliği açısından sakıncalı buldu.
Bu nedenle de Harem kuruldu ve burada yetiştirilen kızlardan en zeki ve güzel olanı daha sonra Padişahın karısı olmaya hak kazanırdı.
HAREMDE KAÇ CARİYE OLUR?
Bir hükümdarın maiyetinde bulunan cariye sayısı ise padişahın beklentilerine göre değişiklik gösterebilirdi. Örneğin, I. Mahmut'un hareminde 456, Abdülmecit'in hareminde 688, Abdülaziz'in hareminde 809 cariye bulunuyordu.
HAREMDE NE EĞİTİMİ VERİLİR?
Müslümanlaştırılan cariyelere harem adabına uygun bir terbiye verilirdi. Bunun yanı sıra, dikiş nakış, okuma yazma ve musiki konusunda yeteneği olan cariyelere de bu doğrultuda eğitimler verilirdi. Bu çalışmanın konusu da, musikide ve seyirlik oyunlarda yetenekli olan ve bu alanlarda eğitim gören cariyelerdir.
EN SON ŞEHZADE KİMDİR?
Hanedan, adını Osmanlı Beyliği'nin kurucusu olan Osman Bey'den alır. Osmanlı Hanedanı'nın 1299 yılında başlayan yönetimi, 1922 yılında son bulmuş ve "Osmanlı Hanedan Defteri"ne kaydedilen son hanedan üyesi Neslişah Osmanoğlu 2012 yılında ölmüştür.