BALMUMCU: Avrupa yakasında, Yıldız-Dikilitaş-Zincirlikuyu-Ortaköy arasındadır. 19.yy. başlarında (II.Mahmut dönemi) bugünkü Balmumcu semtinde aynı adla anılan bir çiflik vardı. Çifliğe bu ismin verilme sebebi ise çifliğin bahçelerinin geceleri mumla aydınlatılması ve burada mum imalatı yapılmasıdır. Çiflikteki meyvaların 1915 yılına kadar halka dağıtıldığı bilinmektedir. Yöre II.Meşrutiyet sonrası mesire yeri olarak halka açılmıştır...
ÖNCEKİ RESİMLER İÇİN TIKLAYINIZBALTALİMANI: Avrupa yakasında, Boğaz kıyısında, Rumelihisar-Emirgan arasındadır. Fatih Sultan Mehmet emriyle Dolmabahçe, Taksim, Kasımpaşa üzerinden Haliç'e indirilen gemiler ve donanmadaki bazı gemilerin yapımı için buraya Baltaoğlu Süleyman Paşa tarafından bir liman ve tersane yaptırılmıştır. Baltaoğlu Süleyman Paşa Limanı olarak benimsenen semtin ismi zamanla Baltalimanı'na dönüşmüştür...
BEBEK: Avrupa yakasında ,Boğaz kıyısında, Arnavutköy-Rumelihisarı arasındadır. Antik çağda Artemis'in adak yeri bulunan Khelai adında küçük bir köydü. Semt adını Fatih Sultan Mehmet tarafından burada ikametle görevlendirilen Bölükbaşı'nın lakabı olan Bebek'ten almıştır...
BEŞİKTAŞ: Avrupa yakasında, Boğaz kıyısında, Ortaköy-Dolmabahçe arasındadır. Tarihte bilinen ilk adı İasonion'dur. Sonraları Sergion, Daphne, Diplokinion gibi isimlerle anıldı. Bugünkü adıiçin iki ayrı söylenti vardır. I- Barbaros Hayrettin Paşa gemilerin bağlanması için sahile beş büyük taş diktirmiş ve bu taşlardan dolayı yöreye Beştaş denilmeye başlanmış, isim zamanla Beşiktaş a dönüşmüştür. II– Bizans döneminde bu günkü iskele meydanına dikilen Diplokinion sütununun beşik şeklinde olması sebebiyle yöreye Beşiktaşı denmiş, zamanla isim Beşiktaş olarak değişmiştir...
BEYKOZ: Boğazın Anadolu kıyısında, Paşabahçe'nin kuzeyindedir. Antik çağdaki adı Amykos'dur.Beykos ismi ilk defa Bizanslılar tarafından kullanılmıştır. Bithnia Kralı ve Kocaeli valileri bu semtte ikamet etmişlerdir. Kos farsçada köy anlamındadır. Semtte oturan ünlü kişilerden dolayı yöreye Beykos denildiği ismin zamanla Beykoz'a dönüştüğü sanılmaktadır...
BEYLERBEYİ: Boğazın Anadolu kıyısında, Kuzguncuk-Çengelköy arasındadır. Eski bir yerleşim yeridir .Bugünkü Beylerbeyi Sarayı'nın bulunduğu yerde III.Murat dönemi Beylerbeylerinden Mehmet Paşa'nın yalısı bulunduğundan semtin ismi Beylerbeyi olarak benimsenmiştir...
BEYOĞLU: Kentin Avrupa yakasında,Başiktaş-Şişli-Kasımpaşa-Haliç arasındadır. Bizans döneminde yerleşim alanı değildi. Yöreye karşı yaka, öte yaka anlamında Pera ya da Peran bağları deniliyordu... Beyoğlu denilmesine ait çeşitli söylentiler vardır. İlki Fatih Sultan Mehmet'in Trabzon Rum İmparatorluğu'na son vermesinden sonra (1460) Kral ailesinden Prens Aleksisos Kommenos buraya yerleştirilmesinden dolayı bu ismin verildiğidir. İkincisi Kanuni Sultan Süleyman döneminde burada oturan Venedik elçisinden dolayı bu ismin verildiğidir. (Yapılan yazışmalarda elçiye Beyoğlu denildiği için)
BOMONTİ: Avrupa yakasında, Şişli-Feriköy arasındadır. İsviçreli Bomonti kardeşler 1890 yılında bu semtte bir bira fabrikası kurarak 1902 yılına kadar işlettiler. 1902 yılında nektar şirketiyle birleşerek 1938 yılına kadar imalata devam ettiler. Bira fabrikasının bulunduğu alan çok büyüktür. (Yaklaşık 40 dönüm) İçinde 1930 yıllarında çok ünlü olan Bomonti bira bahçesi yeralıyordu. (Bu bahçe 1950 li yıllara kadar açıktı) Bu fabrika semte ismini vermiştir...
BOSTANCI: Anadolu yakasında , Marmara kıyısında ,Suadiye ile Küçükyalı arasındadır. Osmanlı döneminde burada bulunan Bostancıbaşı bahçesi ve yakın zamana kadar yöredeki bostanlardan dolayı Bostancı denildiği sanılmaktadır...
BOMONTİ: Avrupa yakasında, Şişli-Feriköy arasındadır. İsviçreli Bomonti kardeşler 1890 yılında bu semtte bir bira fabrikası kurarak 1902 yılına kadar işlettiler. 1902 yılında nektar şirketiyle birleşerek 1938 yılına kadar imalata devam ettiler. Bira fabrikasının bulunduğu alan çok büyüktür. (Yaklaşık 40 dönüm) İçinde 1930 yıllarında çok ünlü olan Bomonti bira bahçesi yeralıyordu. (Bu bahçe 1950 li yıllara kadar açıktı) Bu fabrika semte ismini vermiştir...
CAĞALOĞLU: Avrupa yakasında,Sultanahmet-Beyazıt-Eminönü arasındadır. 16.yy. da yaşamış Osmanlı sadrazamı Cağaloğlu Sinan Paşa'nın bu semtteki sarayından ve yaptırdığı cami den dolayı bu ismi almıştır...
CİBALİ: Haliç kıyısında Unkapanı ile Fener semtleri arasındadır. Burada bulunan sur kapısı,İstanbul'un fethine katılan komutanlardan Cebe Ali Bey adıyla anılmaya başlanmıştır. Cebe Ali Bey kapısı zamanla Cibali kapısına dönüşmüştür ve smtte Cibali ismini almıştır...
ÇATLADIKAPI :Avrupa yakasında, Sirkeci-Ahırkapı arasındadır. Bizans döneminde yapılan surların Sindera adlı kapısı buradadır. 1532 yılındaki depremde bu kapıda çatlaklar oluşturduğundan, hem kapı hem de semt Çatladıkapı adıyla anılmaya başlanmıştır...
ÇEKMECELER: Avrupa yakasında,Büyük ve küçük olmak üzere iki adet Çekmece semti vardır. Aynı adı taşıyan göllerin kenarında kurulmuş yerleşimlerdir. Tarihi çok eskilere dayanmaktadır. Helenler İ.Ö.VII. yy. da bu yörede koloniler kurdular. Daha sonra Bizans, Hun, Peçenek, Osmanlı yönetimlerinde kalmıştır. Her iki Çekmece gölü dar birer boğazla Marmara denizine bağlıdır...
ÇEMBERLİTAŞ: Avrupa yakasında,Sultanahmet-Beyazıt arasındadır. Bizans İmparatoru Constantinus (Büyük) zamanında şehrin hareketli semtlerinden biriydi. M.S 330 yılında Roma Apollon tapınağından getirilen kırmızı mermerden dokuz parçalı bir sütun buraya dikilmiştir. Önceleri üstünde kral heykelleri vardı daha sonraları bir haç konulmuştur. Şehrin Osmanlılar tarafından alınmasından sonra bu haç kaldırılmıştır. Çıkan yangınlar ve ortam şartlarından yıpranan sütun koruma amacıyla demir çemberlerle takviye edilmiştir. (Bir görüşe göre 1672 deki büyük yangından sonra çemberlenmiştir. Kazvini berkitin den XII yy. çemberlerin var olduğu anlaşılmaktadır) Bu Çemberli sütun dan dolayı semte Çemberlitaş ismi verilmiştir...
ÇENGELKÖY: Anadolu yakasında Beylerbeyi-Vaniköy arasındadır.Bizans İmparatoru Justinianos buraya karısı Sophia için bir saray yaptırmıştır ve semte Sophianea adı verilmiştir. Osmanlı döneminde bu semtte gemi çapalatrı imal edildiğinden adı Çengel Köyü olarak benimsenmiştir. Zamanla Çengelköy şeklini almıştır. Bir başka söylentiye görede; Osmanlı döneminde leventlikten yetişen Çengeloğlu Tahir paşa (Sonradan Kaptan-ı Deryalığa kadar yükselmiştir) bu semtte oturmuş ve yörede mescit,çeşme gibi yaptırmış ve birçok hayır işlerine önayak olmuş semtin sevilen kişilerinden biri olmuştur, emte bu sebepten onun ismi verilmiştir...
ÇUBUKLU: Boğaz'ın Anadolu kıyısında,Kanlıca-Paşabahçe arasındadır. Bizans dönemindeki adı Eiranaion dur. Yöre esnafının yapmış olduğu Çubuk lülelerinin ünü sebebiyle bu ismin verildiği sanılmaktadır...
DİKİLİTAŞ: Avrupa yakasında, Beşiktaş-Şişli-Balmumcu-Ihlamur arasındadır. Semt adını buradaki dikilitaştan almıştır.Bu dikili taşın bulunduğu yerden yeniçeriler karşı sırtta bulunan nışan taşına ok attıkları söylenmektedir...
DOĞANCILAR: Anadolu yakasında Üsküdar-Kuyubaşı-Şemsipaşa semtleri arasındadır. Osmanlı döneminde padişah a doğan cinsi avcı kuşlar yetiştirmek,bakmak,av törenlerinde hizmet etmekle görevlendirilenler anadolunun çeşitli yörelerinden bulup getirdikleri kuşları İstanbul'da Doğancıbaşıya teslim etmek üzere buluştukları semte Doğancılar semti adı verilmiştir...
DOLMABAHÇE: Boğazın Avrupa yakasında Beşiktaş-Kabataş semtleri arasındadır.Yunan mitolojisine göre Arganut ların kralı İason Karadeniz seferi dönüşünde burada karaya çıkmıştır,bundan dolayı antik çağdaki adı İason dur.Burada Bizans döneminde gezinti yeri olan küçük bir koy vardı. Osmanlıların İstanbulu almasından sonra,I.Ahmet döneminde Kaptanı Derya Halil Paşa bu koyu doldurmakla görevlendirildi ve dol-durma işleri II.Osman döneminde tamamlandı.(1614) Park haline getirilen koy Hünkar bahçesi adıyla anılmaya başlandı ismi zamanla Dolmabahçe ye dönüştü...
DUDULLU: Anadolu yakasında,Şile yolu üzerinde,Üsküdar merkezine 18 km. uzaklıktadır.Fatih Sultan Mehmet İstanbul un fethi sırasında Duduoğlu aşiretine yaptıkları hizmetlerden dolayı küçük bir köy olan yerleşim ve çevresini hediye etmiştir.Zamanla Duduoğlu aşireti buradan göçmüş olmasına rağmen yörenin adı Dudullu olarak benimsenmiştir...
DEMİRKAPI: İstanbul da bu isimde birkaç semt vardır,bunlardan biri de Sarayburnundadır. Topkapı sarayının yüksek duvarlarındaki dört büyük kapıdan birinin bulunduğu semt büyük demir kapıdan dolayı Demirkapı ismini almıştır. Bu kapıdan sarayın has ahırlarına geçilirdi.
EDİRNEKAPI: Haliç-Yedikule arasındaki surların üzerindeki kapı Bizans döneminde Kharisios ve Polyhandria isimleriyle anılmıştır.Osmanlı döneminde Edirne karayolunun başlangıç noktası olduğundan Edirne kapısı adını almış ve bulunduğu semt Edirnekapı olarak anılmaktadır.