Bartın'da Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessese Müdürlüğü'ne bağlı maden ocağında 14 Ekim'de bir grizu patlaması meydana geldi. Patlamada 41 maden işçisi hayatını kaybetti. Tüm Türkiye Zonguldak'a kilitlenmişken, gözler patlamadan iki dakikayla kurtulan 14 yıllık maden işçisi Aydın Kalaycı'nın söylediklerine çevrildi.
Patlamanın gerçekleştiği vardiyada çalışan madencilerin mesai arkadaşı Aydın Kalaycı, gazetecilere bir toz bulutu ve patlamayla her tarafın birbirine karıştığını söyledi. Milliyet'te yer alan habere göre, En çok ocakta üretim yapan arkadaşlarının patlamadan etkilendiğini belirten Kalaycı, "Ben de 2 dakikayla kurtuldum, 2 dakika daha geride olsam ben de gidiyorum. Bizim su torbalarımız var, su torbaları basınçta perde görevi yapıyor ve sular aşağı boşalıyor. Perde görevi yaptığı zaman benim olduğum tarafı hiç etkilemedi" diye konuştu.
'İKİNCİ FACİAYI SU TORBALARI ÖNLEDİ'
Ocaktaki patlamadan sağ kurtulan Hüseyin Poyraz adlı işçi de sırada yaşanan can pazarıını ve sonrasını anlatırken o anı yaşar gibiydi. Poyraz o anları şöyle aktardı:
"Saat 18.15'te patlama oldu. Ben maltada dururken patlamanın etkisiyle 2-3 metre savruldum. Toz duman içinde kaldık. Biz ön sırada olduğumuz için çabuk toparlanıp kurtulmayı başardık. Patlama sesi sonrası alevler bize kadar geldi. İki dakika geç kalsaydık, yanabilirdik. Ayak bölümünde bulunan yangını söndürmek için bulundurulan poşet sular alevle temas edince patladı ve alev bir anda söndü. Eğer o su olmasaydı ben ve kurtarma ekibindeki arkadaşlarımız kurtulamazdı.
Kendimize geldikten sonra mahsur kalan arkadaşlarımızı kurtarmak için tekrar ocağa indik. Ocağa temiz hava verildikten sonra aşağı inerek eksi 300 metrede arkadaşlarımızın cansız bedenleriyle karşılaştık. O sırada kendimden geçer gibi oldum. Sonra toparlanıp dışarı çıktım, temiz hava aldım. Bir iki saat sonra tekrar ocağa indik. Zonguldak'tan gelen arkadaşlarımız da yardım etti."
Peki madencilerin kurtulmasını sağlayan su torbaları nasıl çalışıyor, ne işe yarıyor?
'TAŞ TOZU VE SU DUVARLARI ÇOK ÖNEMLİ'
Konuyla ilgili açıklama yapan Türkiye Patlayıcı Mühendisliği Derneği Yönetim Kurulu Başkanı, Maden Yüksek Mühendisi Ali Kahriman, "Madencilikte beklenmeyen kazaların başında grizu patlaması geliyor ancak bundan daha önemlisi ocak yangını. Yani madende bulunan kömürün içten yanması ve sonrasında açık alevli yangına dönüşmesi. Yine göçükler de madenlerde gerçekleşen kazaların başında gelir. Bunlar dışında bir de kömür tozu patlamaları var" sözleriyle madenlerde gerçekleşebilecek kazaları sıraladı.
SU BARİYERLERİNİN İŞLEME MEKANİZMASI
Bu kazaların yaşanması durumunda olaydaki kayıpları en aza indirmek için alınan çeşitli önlemler olduğunu dile getiren Kahriman, "Arkadaşımızın bahsettiği su torbaları da ocakların daha önce belirlenen kritik bölgelerinde yangın ve patlama sırasında anlık olarak devreye giren bir önlem" diyerek su torbalarının nasıl çalıştığını ve ne işe yaradığını anlattı:
"Yangın ve patlama durumlarında su dolu yapılar basıncın etkisiyle kendiliğinden harekete geçerler ve devrilirler. Su böyle bir durumda izolasyon malzemesi görevi görür."
Su duvarları dışında farklı sistemler bulunduğunu da belirten Ali Kahriman, "Su duvarları dışında taş tozları da duvar olarak kullanılır. Bu sistemin çalışma şekli de su duvarına benzer. Maden ocaklarında bir patlama gerçekleşmesi için metan gazının belirli bir orana ulaşması gerekiyor. Grizu dediğimiz havayla metanın karışımıdır ama bu her karışımda patlayacak anlamına gelmez. Belli bir değerlerde olursa 5 ila 14,5-15 arasında yani 1 litrelik bir havanın içinde 0,95'i hava olacak, 0,05'i de gaz olacak ki bir karışım patlayabilme reaksiyonu gösterebilme, yanma fırsatı bulabilsin. Taş tozu bariyerleri böyle bir durumda içlerinde bulundurdukları kalker ve kireç benzeri tozları alana boşaltarak patlamanın oluşacağı ortamı bozarlar" şeklinde konuştu.
Her iki sistemin de madenlerde güvenlik için kritik öneme sahip olduğunun altını çizen Kahriman, "Bunlar elbette anlık çözümler. Madenlerde böyle kazaların önüne geçmek için bu aşamaya gelmeden önce önlemler almak gerekiyor" diye de ekledi.
TAVANA YERLEŞTİRİLEN SU BARİYERLERİ
"Maden ocaklarında adeta kan tahlili yapar gibi denetimler ve tahliller yapılması gerekir. Alınan önlemlerin hepsi bir arada yapılırsa maden güvenliği sağlanabilir" diyen Ali Kahriman sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir şeker hastası nasıl günün belirli saatlerinde kimse ona söylemeden ilacını alıyorsa maden ocaklarının da bu şekilde davranması gerekli. Patlama ve yangın riski bulunan maden ocaklarında bu tip olaylar bilinen gerçeklerdir. Bunun önüne geçebilmek için madendeki hava sık sık kontrol edilmeli ve temizlenmeli. İnsan vücudundaki atar ve toplar damar mantığı gibi düşünün."
'SIKI TAKİP YAPILMASI GEREKLİ'
Kazanın gerçekleştiği bölgede bulunan madenlerin uzun yıllardır faal olduğunu vurgulayan Ali Kahriman, "Bu bölgedeki madenler Osmanlı'dan beri faal şekilde çalışıyorlar. Yaklaşık 150 yıllık geçmişleri var. Yani bu ocaklarda yaşanan bu tarz olaylarla ilgili istatistiklerin takip edilmesi ve buna göre önlemler alınması gerekirdi. Taş kömürü, demir-çelik sektörü için önemli bir hammaddedir.
Burada 'Ne kadar kömür çıkarırsak ne kadar gaz ortaya çıkar?' sorusu sorularak bu sorunun cevabına göre hareket edilmeli. Buradan çıkan kirli havayı nasıl bölgeden uzaklaştırmalı ve madenlere ne kadar temiz hava vermeliyiz? Bu soruların cevapları çok önemli. Kaza riskinin önünü alabilmek için uygulanacak en önemli yöntem bu. Bunun için de maden sık sık denetlenmeli ve kritik durumlarda gerekli önlemler alınmalı" ifadelerini kullandı.