Kahramanmaraş merkezli depremler sonrası 10 ilde yıkım olurken yürek yakan hikayeler de gün yüzüne çıkmaya başladı. Asrın felaketinde en ağır yıkımı yaşayan şehirlerin başında gelen Adıyaman, tarihindeki en acı dramlara tanıklık ediyor. Bankacı Hüseyin Zeynal Kutlu ile öğretmen eşi Niymet Kutlu ve çocukları doktor Meryem Büşra Kutlu, doktor Gültekin Kutlu ve tıp öğrencisi Metin Kutlu hayatını kaybetti. Ailenin, 1999 Marmara Depremi'ni Bolu Seben'de yaşadıkları ve sağ kurtuldukları ortaya çıktı.
İşte yürek yakan hikayenin ayrıntıları...
Ziraat Mühendisi Niymet-Hüseyin Zeynal Kutlu çifti, 1999 yılındaki depreme birer yıl ara ile dünyaya gelen kızları Büşra ve oğulları Gültekin ile birlikte görev yaptıkları Bolu Seben'de yakalandı.
Kutlu ailesinin ilerleyen yıllarda Metin isminde bir çocukları daha oldu. Aile, kızları Meryem Büşra Kutlu (27) ve oğulları Gültekin Kutlu'yu (26) büyük fedakarlıkla okutarak doktor olmalarını sağladı.
İki kardeş ailelerinin isteği üzerine Adıyaman'da görev yapmaya başladı. Ailenin üçüncü çocuğu Metin Kutlu ise (20) Adıyaman Üniversitesi Tıp Fakültesi 3. sınıf öğrencisiydi.
ENKAZDAN ÇIKARILIŞ SIRALARINA GÖRE TOPRAĞA VERİLDİLER
Kutlu ailesi asrın deprem felaketine Adıyaman'daki Alitaşı Mahallesi'nde yaklaşık 50 kişinin hayatını kaybettiği Bozbey Apartmanı'ndaki evlerinde yakalandı.
Kutlu çifti, büyük fedakarlıkla büyütüp okuttukları üç çocukları ile birlikte hayatlarını kaybetti. Aile üyeleri Adıyaman'daki aile mezarlıklarında enkazdan çıkarılış sıralarına göre toprağa verildi.
"HİÇBİRİNİN SESİ GELMİYORDU"
Bütün aileye rol model olarak doktorluk mesleğine yönlendiren ve aynı zamanda amcaları olan Adıyaman Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanı Dr. Mustafa Kutlu, kardeşinin ve yeğenlerinin hikayesini anlattı.
Sabah'a konuşan Mustafa Kutlu "Anne ve babaları Ziraat Mühendisiydi Ancak anneleri öğretmenlik yapıyordu. İki yıldır kanser olduğu için görev yapmıyordu. Kardeşim ise Ziraat Bankası Gerger Şube Müdürü idi. Babalarını depremin 3'ncü günü akşamı enkazdan canlı çıkarttık. Kaşık sedyeye aldık. Başında ben vardım. Bir de doktor olan başka yeğenim vardı. Maalesef büyük sedyeye alınırken vefat etti. Bağırdık hiçbirinin sesi gelmiyorduk. 3. gün hiçbirinin sesi gelmiyordu, hepsi ölmüştü" ifadelerini kullandı.
Yeğen Duygu Gürcan Baysal ise, "3 kuruş paranın değeri bunların canı olmamalıydı" dedi.
CENAZELERİ PEŞ PEŞE ÇIKARILDI
Bütün ailenin aynı evde, ayrı ayrı odalarda yaşadığını ve deprem olunca hepsinin mutfağa doğru yönelmiş olabileceğini aktaran Mustafa Kutlu, "Babaları dışarıya en yakın kişiydi. Sesi duyuluyordu. Yaklaşık bir gün sesin duyduk. Annesi de hemen peşlerindeydi. Sonra çocukları peş peşe çıkarıldı" diye konuştu
BÜYÜK FEDAKARLIKLA OKUDULAR
Ailenin üç çocuğu okutmak için büyük fedakarlıklara katlandığını aktaran Mustafa Kutlu, "Üç çocuğuna hayatlarını, servetlerini verdiler. 'Biz bu çocuklara mal değil geleceklerini vereceğiz' diyerek okutmak için ciddi özverilerde bulundular. Büşra Kıbrıs'ta okudu. Adıyaman Eğitim ve Araştırma Hastanesi acil servisinde görev yapıyordu . Metin Ankara'da okudu Sağlık Müdürlüğü'nde görev yapıyordu.
Ekonomik olarak ağır olduğu için 3. çocukları Metin'de Adıyaman'ı tercih ettirdiler. Üç çocuğunu birden Tıp Fakültesi'nde okutmak ekonomik olarak çok zor. Sonuçta bazen olmuyor. Şu anda aileden kimse kalmadı. Gelinlerimizden, oğullarımızdan damatlarımızdan da doktor olan var.
Bu üç kardeş anne ve babanın tercihi üzerine Adıyaman'da çalışıyorlardı. Başka bir yer isteselerdi bugün belki anne-babalarının yanına geleceklerdi. Bir kardeşimin çocuğu Dalaman'da subaydı. Geldi. Anne babasının sağ çıkmasına vesile oldu. Bir yerde kısmet diyelim" dedi.
ASMOLEN TAVANLI EVLERİN ÇOĞU YIKILDI
Adıyaman'da 1990 yılların sonunda 'Asmolen Tavanlı' evlerin moda olduğunu bu nedenle kırılmanın daha fazla olduğuna dikkat çeken Kutlu "O dönemde yapılan evlerin çoğunu biliyorum. 'Asmolen Tavanlı' evleri çoğu yıkıldı. 1999 depremi öncesi yapılan inşaatlar.. Ben de o dönemde kendi evimi yaptırdım. İnşaatçılık çok güçlü değildi. 1999 depreminden sonra yapılan binalar da yıkıldı. İki ay önce bitirilen bazı evler de kullanılmaz. Birinci deprem belki bir şey yapmadı ama ikinci deprem maalesef bir çok şey yaptı. Birinci depremden hemen sonra gittim. Maalesef kardeşimin apartmanın karşı apartmanında bir kardeşim daha vardı. Buradan yerle bir olmuştu. Üç bina da yerle bir oldu." diye konuştu.