Dünyayı kasıp kavuran koronavirüs bir biyolojik silah mı? 2018 yapımı bir Güney Kore dizisi olan My Secret Terrius adlı yapımda koronavirüs kehaneti olduğu ortaya çıktı. Hem de öyle basit değil...
Koronavirüsün belirtilerinden, kuluçka süresine, hatta tedavisinin olmayışına kadar her şey bir bir anlatılmış.
En önemlisi de koronavirüs bir 'biyolojik' silah olarak nitelendirilmiş.
My Secret Terrius adlı dizinin 10.bölüm 53.saniyesinde geçen diyalog ağızları açık bırakan cinsten.
İşte sosyal medyayı kasıp kavuran o sözler:
'Bu virüs, ölüm oranını %90'a çıkarmak için, üzerinde oynanmış, mutasyona uğramış korona virüsü.
Virüs 5 dakika içinde direkt akciğere saldırır, 2 ila 14 gün kuluçka süresi var.
İnsan yapımı bir virüs...'
DOĞRU TESPİT ETMİŞ
Baba Vanga'nın, büyük ve güçlü bir ejderhanın insanlığın tepesine çökeceği, üç devin birleşerek dünyayı yöneteceği, bu süreçte ellerinde kırmızı paralar olan insanlar olacağı ve bol sıfırlı sayıların da insanlığa hükmedeceği kehaneti, simgesi 'ejderha' olan Çin'in koronavirüsü dünyaya yayarak küresel çöküşe sebep olacağı, sonra da dünyaya hükmedeceği şeklinde yorumlandı.
Ancak öyle birinden öyle bir açıklama geldi ki bundan daha fazlası...
Ölmeden önce Baba Vanga ile tanışan ve ünlü kâhini ziyaret eden Bulgar sporcu ve antrenör Neshka Stefanova Robeva, Baba Vanga'nın corona virüsünü bildiğini yazdı.
Açıklamayı sosyal medya hesabı üzerinden duyuran 73 yaşındaki Robeva, "Baba Vanga, onu yıllar önce ziyaret ettiğimde bana, 'Neshka, corona hepimizin üzerinde olacak' demişti. O zaman ne demek istediğini anlayamamıştım. Çünkü corona kelimesi Bulgarcada, koruma ve Rusya'nın ülke üzerindeki hakimiyeti anlamına geliyordu. Ben de bunun bütün ülkenin Rusya'nın koruması altında olacağını söylemek istediğin sandım. Sadece durumu şimdi anladım" dedi.
BİLENLERİN SAYISI GİDEREK ARTIYOR
Amerikalı korku yazarı Dean Koontz, 1981 yılında yayımlanan The Eyes of Darkness (Karanlığın Gözleri) kitabı ile 2020'nin felaketlerinden Corona Virüsü'nü önceden tahmin etmiş. En azından komplo teorisyenlerinin iddiaları bu yönde.
Eserde, bir savaşın içerisinde olan Çin yönetiminin gizli bir laboratuvarı söz konusu. Çin ordusuna ait bu mekanda özel bir çalışma yürütülüyor. Buna göre Çinli bilim insanları, savaşta kendi avantajlarına kullanmak için yapay bir virüs geliştiriyor. Buraya kadar her şey bir kurgu yazarının, özellikle korku/gerilim türlerinde kalem oynatan bir yazarın gayet klişe bir senaryosu olarak görülebilir. Ancak kitapta bahsi geçen bu laboratuvar, Corona'nın ilk duyulduğu Wuhan kentinde yer alıyor. Virüsün adı ise Wuhan-400 olarak tanımlanıyor.
Dean Koontz imzalı The Eyes of Darkness kitabı ise henüz Türkçe olarak dilimize kazandırılmadı.
HAZİRANDA BİTECEK Mİ?
2013 yılında hayatını kaybeden Amerikalı medyum ve yazar Sylvia Brown tarafından bundan tam 12 yıl önce, 2008'de yazılan 'Günlerin Sonu' (End of The Days) kitabının 312'nci sayfasında yazanlar tüyler ürperten cinsten...
"10 YIL SONRA TEKRAR SALDIRACAK"
2020 yıllarında ölümcül bir salgının patlak vereceğini tahmin ettiği iddia eden bir başka yazar da Sylvia Browne oldu. Dünyanın sonu ile ilgili tahminler ve kehanetler kitabında, dünyayı tahrip eden bir pnömoni (zatürre) salgınından bahsediliyor.
Kitapta şu ifadelere yer veriliyor: "2020'de akciğerlere ve bronşlara saldıran ve tüm bilinen tedavilere direnen ciddi bir zatürre benzeri hastalık dünyaya yayılacak. Hastalığın kendisinden daha şaşırtıcı olan şey, aniden geldiği kadar hızlı bir şekilde yok olacağı gerçeğidir, 10 yıl sonra tekrar saldıracak ve o zaman tamamen ortadan kalkacak."
Pek çok kişi kitaptaki bu kısa pasajdan yola çıkarak, dünyayı etkilemeye devam eden koronavirüs salgınını, kitaptaki durumla bağdaştırdı.
BİTECEĞİ TARİHİ NEREDEN BİLİYOR?
Çin'de Ulusal Sağlık Komisyonu'nun görevlendirdiği ekibin başında bulunan ve hükümete danışmanlık yapan Zhong Nanshan, Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) pandemi ilan ettiği koronavirüs kriziyle ilgili tarih verdi.
Reuters'ın haberine göre; 83 yaşındaki Nanshan, salgının ne zaman biteceği yönünde sorulan bir soruya "Pandeminin Haziran ayında bitmesini bekliyoruz" yanıtını verdi.
Çin'de 2002'de ortaya çıkan SARS virüsünü tespit eden ve önüne geçilmesinde kilit rol üstlenen Nanshan, 2005-2009 yılları arasında Çin Ulusal Sağlık Komisyonu Başkanı olarak görev yapmıştı.
EN ÇOK ARANAN FİLM OLDU
Tüm dünyayı etkisi altına alan ve 4 binden fazla kişinin hayatını kaybettiği koronavirüs Türkiye'ye de sıçradı. Virüsün dünyayı etkisi altına almasının ardından esrarengiz bir salgını konu alan ve kadrosunda Matt Damon, Jude Law ve Gwyneth Paltrow gibi isimleri barındıran Contagion filmi, korona salgınıyla olan benzerliği nedeniyle gündeme geldi. Film, ABD'de Apple mağazaları üzerinden en çok indirilen yapımlardan biri oldu.
BBC'nin haberine göre; Contagion'un yapım şirketi Warner Bros, filmin koronavirüsü ortaya çıkmadan önce kataloglarında 270. sırada bulunduğunu, virüs çıktıktan 3 ay sonra ise bünyesinde şirketin en çok aranan filmleri arasına girdiğini söyledi. Filmin şimdilerde popüler hale gelme sebebi ise filmle koronavirüs salgını arasında görülen benzerlikler.
Filmde bir iş kadınını canlandıran Gwyneth Paltrow, Çin seyahati sırasında kaptığı esrarengiz ve öldürücü bir virüs sebebiyle hayatını kaybediyordu. Salgının Çin'den kapılan bir virüs dolayısıyla yayılması, koronavirüsüyle aralarında bulunan benzerliklerin başında geldi.
FİLMDEKİ VİRÜSLE KORONAVİRÜS ÇOK BENZİYOR
BBC Türkçe'nin aktardığına göre Contagion filmindeki kurguyla, gerçek hayatta olanlar arasında pek çok ortak nokta var. Paltrow'un oynadığı karakter MEV-1 adı verilen virüsü, yarasadan virüs kapmış bir domuzdan alan bir Hong Kong şefiyle el sıkıştıktan sonra kapıyordu.Gerçek hayatta ise, sağlık uzmanları koronavirüsünün Aralık ayında Çin'in Wuhan kentinde hayvandan insana geçmiş olabileceği gerçeği üstünde duruyor.
Filmde bahsedilen MEV-1 virüsü ve koronavirüsünün benzerlikleri arasında iki virüsün de ilk başta solunum yolundan vücuda girerek, insan bedenini etkilemesi bulunuyor. Filmde bu virüsten ölen insanları oranı yüzde 25 idi. Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) açıkladığı orana göre corona virüsü salgınında görülen ölüm oranı yüzde 3.4.
"BENZERLİKLER TAMAMEN TESADÜF"
9 yıl önce çekilen filmin yeniden gündeme gelmesinin ardından konuşan filmi senaristi Scott Z Burns, bir dergiye verdiği röportajda filmde izleyiciye göstermek istedikleri fikrin 'toplumun böylesi salgınlara karşı ne kadar savunmasız olduğuydu' dedi. Senarist sözlerine şöyle devam etti: "Filmimizle koronavirüsü arasında bulunan benzerlikler tesadüften ibaret ve gerçekten o kadar da önemli değil. Bundan daha önemli olan konu ise hızla yayılan virüse karşı toplumun nasıl tepki verdiği ve bunun insanlar üstündeki etkileri."
BİR DİĞER KEHANET 'THE SIMPSON'DAN
Matt Groening tarafından yaratılan The Simpson, dünya televizyon tarihinin en uzun soluklu dizilerinden biri olma özelliği taşıyor.
1989 yılında yayımlanmaya başladığı andan itibaren televizyon animasyonlarının seyrini değiştirdi, birçok yapıma esin kaynağı oldu.