GÖK SULTAN NE DEMEK?
Hüseyin Nihal Atsız'ın Sultan II. Abdülhamid Han için söylediği Gök Sultan ne demek? Hüseyin Nihal Atsız'ın kaleminden 2. Abdülhamid Han...
Toplumun en büyük haksızlığa uğramış tarihî şahsiyetlerinden biri, II. Abdülhamid'dir. Kendisinden önceki devirlerin ağır yükünü omuzlarında taşıyan, en güvenebileceği adamların ihanetine uğrayan ve dağılmak üzere olan içi dışı düşman dolu bir imparatorluğu 33 yıl sırf zekâ ve hamiyeti ile ayakta tutan bu büyük padişahı katil, kanlı, müstebit, kızıl sultan, cahil ve korkak olarak tanıtılmış, daima aleyhinde işleyen bu propagandanın tesiriyle de böyle tanınmış talihsiz bir insandır.
Daha ilkokul sıralarında belirli bir propagandanın tesirinde kalmaya başlayarak, yaşları ilerledikçe aynı telkinler ile büyütülen nesillerin, o propagandanın yalanlarını bir gerçek gibi benimsemelerinden tabiî ne olabilir?
Öğren yavrum ki On Temmuz bayramların en büyüğü,Esir millet böyle bir gün zincirini kırdı, söktü.Ondan evvel geçen günler, bilsen ne siyahtı.Milletin her iyiliğini düşünecek padişahtı;Halbuki o zaman sultan,insan değil, canavardı,Canlar yakar, kan dökerdi, millet ondan pek bîzârdı!gibi saçmalar, kim bilir hangi kırılası kalemlerle yazılarak okuma kitaplarına geçiyor, körpe beyinlere Sultan Hamîd düşmanlığı aşılıyordu.
Bu düşmanlığı aşılayanlar ilkönce İttihatçılar, yâni hürriyet kahramanları (!) yâni Sultan Abdülhamid'in 33 yıl ayakta tuttuğu imparatorluğu 10 yılda dağıttıktan sonra memleketten kaçan kişilerdi. İttihatçılardan sonra da Ermeniler, Rumlar, Yahudilerdi. Yâni, yabancıları işe karıştırarak Türkiye'yi batırmak için Osmanlı Bankası'nı basan, Anadolu'da kargaşalık çıkaran ve Avrupa'nın gık demesine meydan vermeden Sultan Abdülhamid tarafından tepelenen Ermeniler; yani Balkanlara saldırıp karışıklık çıkarmak ve yine yabancıların da işe karışması ile Türkiye'yi parçalamak isterken Sultan Hamid tarafından 1897'de tepelenen Yunanlılar (ve bizdeki adı ile Rumlar ); ve Filistin'de bir Yahudistan kurmak teşebbüsleri Sultan Hamid tarafından önlenen Yahudi'lerdi.
Sultan Hamid, bin türlü siyasî tertiple bu azınlıkların azgınlıklarını yere sererken, onlarla birleşerek padişahı tahtından indiren kabadayılar: Türk, Musevi, Rum, Ermeni,Gördük bu rûz-ı rûşeni!şarkısının, bu unutulmaz ahmaklık ve ihanet bestesini söyleyerek meydanları çınlatıyor, Birinci Dünya Savaşı ile mütarekesine kadar Musevi, Rum, Ermeni vatandaşların nasıl bir "rûz-ı rûşeni" beklediklerini anlamamak gibi bir alıklıkla bir imparatorluğu idare ettiklerini sanıyorlardı.
Sultan Hamid'i iyice anlamak için tahta çıktığı zamanı iyi bilmek lâzımdır. Sultan Aziz'in son zamanlardaki çöküntü sırasında, memleketi yürütmek için beliren iki akımdan libaralizmi V.Murat, muhafazakârlığı II.Abdülhamid temsil ediyordu. Liberaller, İngiltere ve Fransa'ya bakarak parlamento ile her şeyin düzeleceğine inanıyor, muhafakârlar, 30 milyonluk imparatorlukta 10 milyon Türk'ün hâkimiyetini sağlamak içim mutlak idareye lüzum görüyordu. Masonlar, Sultan Murad'ı da mason yapmışlardı. Gerçek yüzünü Sultan Murad'a göstermeyen masonluğun arkasında ise Yahudilik ve Avrupa emperyalizmi vardı.
İlk Meşrutiyet Meclisindeki Hıristiyan mebuslar, Türkiye'nin biran önce parçalanması için Ruslar ile savaşa şiddetle taraftar olmuşlardı. Ve gerçekten de neredeyse imparatorluk dağılacaktı. Sultan Hamid, bunu gördükten sonra, meşrutiyeti devam ettirseydi, elbette ki yanlış bir iş yapmış olurdu. Müslüman olmayan mebuslarla birlikte, dışardan körüklenen Arap ve Arnavut milliyetçiliklerine de set çekmek üzere Meclisi kapatması, Sultan Hamid'in en büyük başarısı ve hizmetidir. Bu meclis kapatılmasaydı ne olacaktı? 8 milyon Hırıstiyan ve 12 milyon Müslüman yabancıya karşı, kültür seviyesi hepsinden geri 10 milyon Türkle bu devlet nasıl tutulacaktı? Demokrasi bir çoğunluk rejimi olduğuna göre, Türklerden çok olan Araplar, meselâ, resmi dilin Arapça olmasını teklif etseler ve Arnavutları da yanlarına alsalar, sonuç ne olacaktı? Bütün Türk olmayanlar birleşerek Osmanlı İmparatorluğunun Avusturya-Macaristan gibi federatif bir devlet olmasını isteseler, bunun, nasıl önüne geçilecekti? Karışmak için fırsat gözleyen Avrupa devletlerini kışkırtmak üzere demokratik nümayişler yapılsa, bu ne ile önlenebilecekti?
İşte Sultan Hamid, Meclisi kapatarak bütün bu tehlikeleri önledi ve tahtından indirilmeseydi daha da önleyecekti.