");background-repeat:no-repeat;background-position:center center}.today-headline-widget .swiper-button-next svg,.today-headline-widget .swiper-button-prev svg{filter:brightness(0);-webkit-filter:brightness(0)}.today-headline-widget .swiper-button-next{right:5px;background-image:url("data:image/svg+xml;utf8,");background-repeat:no-repeat;background-position:center center}.all-headline-btn{border-radius:4px;background:rgb(255 255 255 / .2);display:block;padding:6px 8px;color:#fff!important;font-size:12px;font-family:var(--system-font);font-weight:700;margin-bottom:16px;transition:.3s;text-align:center;text-decoration:none!important}.all-headline-btn:hover{background:#fff;color:#003783!important}@media (min-width:768px){.today-headline-widget{margin:0 0 20px}.today-headline-widget .title{text-align:left}.d-md-none{display:none!important}.d-md-block{display:block!important}.d-md-flex{display:flex!important}}.today-headline-slider{display:flex;overflow:hidden}.today-headline-slider .swiper-wrapper{display:flex}.newsInnerWidget{width:309px;height:404px;margin:0 6px 16px 0;float:left;position:relative}.newsInnerWidget a.bn{width:20px;height:100%;position:absolute;top:0;left:0}.newsInnerWidget a.bn.next{background-position:-48px center;left:auto;right:0}.newsInnerWidget a:hover.bn{opacity:.8}.newsInnerWidget .main{width:270px;height:381px;margin:20px 20px 0;position:relative;overflow:hidden}.newsInnerWidget .main ul{width:100%!important;display:inline-block}.newsInnerWidget .main ul li{width:100%;height:376px;display:inline-block;position:relative;float:left}.newsInnerWidget .main ul li a{width:100%;height:200px;display:inline-block;margin-bottom:53px;font-size:15px;color:#444;line-height:22px;overflow:hidden}.newsInnerWidget .main ul li a .before,.newsInnerWidget .main ul li a:before{position:absolute;bottom:20px;right:20px;font-family:var(--system-font);font-weight:500;font-size:14px;color:#444;font-style:normal}.newsInnerWidget .main ul li p,.newsInnerWidget .main ul li strong{float:right;font-size:15px;color:#444;line-height:22px;overflow:hidden}.newsInnerWidget .main ul li strong{display:block;float:right;font-family:var(--system-font);font-weight:700;font-size:18px;color:#005a9f;font-weight:400;line-height:normal}.newsInnerWidget .main ul li p span{color:#45a7c9}.newsInnerWidget .main ul li a:hover,.newsInnerWidget .main ul li a:hover .before,.newsInnerWidget .main ul li a:hover p,.newsInnerWidget .main ul li a:hover span,.newsInnerWidget .main ul li a:hover strong,.newsInnerWidget .main ul li a:hover:before{color:#9f0000;text-decoration:none;cursor:pointer}.newsInnerWidget .main ul li img{border-radius:4px 0 0 4px}.newsInnerWidget.big{width:100%!important;height:auto!important;margin:0 0 16px;float:none}.newsInnerWidget.big .main{width:100%!important;height:auto!important;margin:0}.newsInnerWidget.big .main ul{margin-bottom:0}.newsInnerWidget.big .main ul li a{width:100%;margin-bottom:0;height:auto;display:block;padding-left:208px;box-sizing:border-box;background-color:#fff;min-height:110px;border-radius:4px;border:1px solid rgb(78 78 78 / .1);overflow:hidden}.newsInnerWidget.big .main ul li a .media-caption{display:none}.newsInnerWidget.big .main ul li:hover a:before{background-color:#9f0000}.newsInnerWidget.big .main ul li{width:100%;height:auto;box-sizing:border-box;padding:0}.newsInnerWidget.big .main ul li strong{margin-top:10px;margin-right:60px;float:left;color:#4e4e4e}.newsInnerWidget.big .main ul li p{width:270px;margin:0 14px 0 0;display:none}.newsInnerWidget.big .main ul li img{width:195px!important;height:110px!important;position:absolute;top:0;left:0}@media (max-width:767px){.newsInnerWidget.big .main ul li img{width:120px!important;height:68px!important}.newsInnerWidget.big .main ul li a{min-height:67px;padding-left:130px;position:relative}.newsInnerWidget.big .main ul li a:before{display:none}.newsInnerWidget.big .main ul li strong{margin-top:10px;margin-right:10px;font-size:18px;line-height:1.3;max-height:49px;overflow:hidden}.billBoardFrame.custom-250,.bandReklam,.billBoardFrame,.row .sub-board-frame,.advert{background:#ebebec}.row .sub-board-frame,.row .advert,.row .billBoardFrame{padding:0}.adwrap,.ad-control-left,.ad-control-full,.advert{margin-left:-15px;margin-right:-15px;background:#ebebec}.ad-control-full{width:auto!important}.imgListCover .billBoardFrame.custom-250{width:calc(100% + 20px);margin:0 -10px}.infinitegallery .galleryInfinite{margin-bottom:0;overflow-x:hidden}.row .sub-board-frame,.row .advert,.row .billBoardFrame{padding:0;background:#ebebec}.row .advert,.row .billBoardFrame{margin-left:-10px;margin-right:-10px;width:calc(100% + 20px)}.container-fluid .row .advert{margin-left:-20px;margin-right:-20px;width:calc(100% + 40px)}.column-right-sticky .advert{margin-left:-26px;margin-right:-26px}.hidden .advert,.hidden .cornerstickTopLevel,.hidden .adwrap{position:relative;z-index:1 !important}}@media print{@page{margin:0}body{margin:0}*,:after,:before{max-width:100%!important;color:#000!important;text-shadow:none!important;background:none!important;box-shadow:none!important;padding-right:0!important};a,a:visited{text-decoration:none}a[href]:after{content:""}abbr[title]:after{content:" ("attr(title) ")"}blockquote,pre{border:1px solid #999;page-break-inside:avoid}thead{display:table-header-group}img,tr{page-break-inside:avoid}img{max-width:100%!important}.btn>.caret,.dropup>.btn>.caret{border-top-color:#000!important}.label{border:1px solid #000}.table{border-collapse:collapse!important}.table td,.table th{background-color:#fff!important}body>*:not(.main-header,#infContentCover),.billBoardFrame,.header-bottom,.header-top,.header-middle-content>*:not(.takvim-logo),.article-header.detail-header>*:not(.detail-spot,.detail-title),.galleryItem>*:not(.fancybox,p,h1,h2,h3,h4,h5,h6),.modal-closing-btn,.infinitegallery .galleryInfinite>*:not(.article-header,.column-left),.topDetail.detail-wrapper .imgList>*:not(.galleryItem),.ad-control-full,.bandReklam,.webLink,.legal-warning,.col-12.col-lg-4.detail-right,.advert,#cornerstick,.ad-control-left,.ad-control-right,.mobile-menu,.breadcrumb,.detail-info-wrapper,.today-headline-widget,a[href]:after,.header-top,.navbar,.ContentRelation,.Textlink{display:none!important}.main-header{position:relative!important;margin-bottom:0}.takvim-logo img{filter:drop-shadow(1px 1px 1px #000)}.infinitegallery .column-left{flex:0 0 auto;width:100%}.container{max-width:100vw!important;width:100vw!important}.galleryItem>a.fancybox{width:80vw;display:block}.galleryItem>a img{width:100%}.infinitegallery .galleryInfinite{padding-bottom:10px}.galleryItem{margin-bottom:10px;padding-bottom:10px}}.bik-bant{position:absolute;left:0;top:0;padding:6px 10px;font-size:14px;background:#ad090f;color:#fff;z-index:2;font-family:var(--system-font);font-weight:500;pointer-events:none}
Nicole Kidman, eski eşi Tom Cruise ile evliyken evlat edindikleri ve Scientology tarikatını seçtikleri için ayrılık sonrası görüşemediği iki çocuğu hakkında konuştu.
Ödüllü oyuncu, 25 yaşındaki Isabella ve 23 yaşındaki Connor adındaki evlatlık çocuklarını yıllardır Scientology'den ayrılması sebebiyle görmüyor. Geçen yıl Altın Küre'de En İyi Kadın Oyuncu ödülünü kazanan Kidman, sahnedeyken ödülünü eşi Keith Urban'dan olan iki biyolojik çocuğuna adadığını söyleyince büyük tepki görmüştü.
Avustralya'da çıkan Who Magazine dergisine konuşan Kidman, babaları Tom Cruise gibi Scientology inancını benimseyen evlatlık çocukları için, "Onlar yetişkin insanlar. Kendi kararlarını alabilirler" dedi.
Kidman, "Onlar Scientologists olmaya karar verdiler. Bir anne olarak benim işim onları sevmek. Bu hoşgörünün bir örneğiyim ve şuna inanıyorum ki çocuğunuz ne yaparsa yapsın, onu sevmeniz gerekir" dedi.
Nicole Kidman ve Tom Cruise Aralık 1990'dan Ağustos 2001'e kadar evli kaldı. Ancak Kidman, Tom Cruise'dan boşandıktan sonra tarikattan ayrıldı. Ayrılmalarının en büyük sebebinin ise Cruise'un Scientology'e aşırı bağlılığı olduğu belirtiliyor.
Tarikatın kurallarına göre Scientology'den ayrılan birinin istese de ailesiyle görüşemediği belirtiliyor. Bu sebeple de Kidman evlatlık çocuklarını göremiyor.
30 yılını Scientology tarikatı üyesi olarak geçiren oyuncu Lean Remini, yazdığı kitapta Scientology tarikatının, Kidman'ı 'Baskıcı insan' olarak tanımladığını ve Kidman'ın tarikatı terk ettiğini söylemişti.
Remini kitapta Cruise'un eski eşini koruyucu meleği olarak adlandırdığını ve geceleri uyuyamazken "Nicole Kidman'ı hatırla. Tarikatı terk etti ama hayatına devam etti. Kariyerinde iyi, bir kocası ve ailesi var" diyerek kendini motive ettiğini belirtti.
SCIENTOLOGY TARİKATI NEDİR?
Peki ama nedir bu Scientology tarikatı. Scient, yani 'bilim' sözcüğünden türediği için insanların kafasında bir 'bilim dini' imajı yaratsa da, Scientology esasında bilimden ziyade 'bilim kurgu'ya daha yakın bir çizgide yer alır, en azından ortaya çıkış aşamasında.
Scientology, ABD'li bilim kurgu yazarı L. Ron Hubbard tarafından geliştirilen bir tarikat ve buna bağlı uygulamaların bulunduğu bir inanç akımıdır.
Başlarda Hubbard tarafından kişisel gelişim için hazırlanan bir felsefe iken daha sonra bir dini akıma dönüşmüştür. Scientology, Scientology Kilisesi'nin dinini tanıtmak ve yaymak için kullanmaya çalışmaktadır.
Scientology akımının kurucusu Ron Hubbard
Bundan 175 milyon yıl önce hüküm süren galaktik bir konfederasyonun lideri Xenu isimli varlık anlaşmazlık yaşadığı milyarlarca varlığı dünyamıza göndererek Hawaii yakınlarında bir yanardağa attırmıştır. Günümüzde insanları yaşadığı acı ve sıkıntıların kaynağı halen yeryüzünde olan o varlıkların ruhlarıdır. Bu ruhlara thetandenmektedir.
Scientology'e göre insanlar bu ruhların manevi baskısından kurtulunca gerçek mutluluğa kavuşacaklardır. Scientology üyeleri insan ruhunu arındırmak ve vücudun bir köşesinde barındırmak için çeşitli yöntemler geliştirdiklerini iddia ederler. Bu yöntemlere dianetics adını verirler. Hollywood yıldızlarından Tom Cruise, ve John Travolta bu akımın içinde yer almaktadırlar.
EN SALDIRGAN AKIMLARDAN BİRİSİ
20. yüzyılda ortaya çıkan pek çok inanç akımında olduğu gibi, Scientology Kilisesi de ortaya çıktığı günden itibaren pek çok tartışmaya konu olmuştur. ABD, Birleşik Krallık, Kanada Fransa ve Almanya gibi çok sayıda ülkede hükümet ve polisle çatışan hareket, aynı zamanda hükümetler, organizasyonlar ve bireyler hakkında açtığı çok sayıda dava ile en saldırgan akımlardan biri olmuştur.
KENDİSİNİ ELEŞTİRENLERİ TACİZ EDEN VE ÜYELERİNİ ACIMASIZ ŞEKİLDE SÖMÜREN TİCARİ GİRİŞİM
Çok sayıda ülkede çok gazeteci, mahkeme ve hükümet organı tarafından hazırlanan çeşitli raporlarda Scientology Kilisesi, kendisini eleştirenleri taciz eden ve üyelerini acımasız şekilde sömüren, prensip sahibi olmayan bir ticari girişim olarak nitelenmiştir. Time dergisi, 1991 yılında yayınladığı "The Thriving Cult of Greed and Power" başlıklı bir makalede Scientology'yi "üyelerini ve eleştirmenlerini mafyavari biçimde göz dağı vererek hayatta kalan, son derece kârlı bir küresel dolandırıcılık" olarak nitelemiştir.
GÜNÜMÜZ
Scientology, ABD başta olmak üzere birçok ülkede ayrı bir din olarak kabul edilmiştir. Scientology 1990'lı yıllardan sonra daha da ünlenmeye başlamıştır. Scientology yetişkin çizgi komedi dizisi South Park'ın "Trapped in the Closet" adlı, 16 Kasım 2005 tarihli bölümüne konu olmuştur. Southpark'ın Scientology'i alaya alması üzerine Chef'i seslendiren Isaac Hayes, Scientology'e bağlı bulunması ve saygısızlık yapıldığını düşünmesi gerekçesiyle diziyle yollarını ayırmıştır.
Scientology 1950'li yıllardan sonra dünyayı saran UFO dinlerine (Aetherius Society, Raëlism vb) benzetilebilir. ABD'de yaygın ve güçlü bir yapılanması bulunmasına karşın Avrupa'da özellikle Almanya'da tehlike olarak görülen Scientology'e karşı sert tedbirler alınmaktadır.
Dünya Tarihinin En Gizemli Örgütleri
1. İlluminati Örgütü
Hareket 1 Mayıs 1776 yılında Ingolstad'ta (Yukarı Bavyera), Ingolstadt Üniversitesi kilise hukuku profesörlerinden biri olan filozof Adam Weishaupt tarafından beş kişiyle kurmuştur.
Illuminati, 'Aydınlanmış Olanlar' anlamına gelmektedir. Topluluğun kuruluş amacı cehaletle, baskıcılıkla ve kilisenin dogmalarıyla mücadele etmekti. Her ne kadar asıl amaç, aydınlanarak dinsel dogmalardan uzak, hür düşünceyi ve Newtoncu pozitif bilimin önünü açmak idiyse de, daha sonraları gizli siyasi amaçları olduğu öne sürüldü. İlluminati dünya siyaset tarihinin belki de zaman içerisinde üzerine en fazla komplo teorisi üretilmiş topluluğu halini almıştır. Günümüzdeki öne sürülen amacı ise; halk kitlelerinin karar verme yetisini kontrol altında tutmak, dünya liderlerini ve ekonomiyi istediği şekilde yönlendirmektir.
2. Masonluk
'Mason' kelimesi taş ustası anlamına gelir. Başlangıçta mason loncaları gerçekten masonlardan, yani taş ustalarından oluşmaktaydı fakat daha sonra nedeni bilinmeyen bir şekilde, taş ustası olmayan bir kaç kişi bu loncalara girdi ve bu akımla birlikte oluşan yeni gruba 'Hür ve kabul edilmiş mason' (free mason) dendi.
Masonluk, başlangıcının resmi olarak 16'ncı yüzyılın sonu ve 17'nci yüzyılın başlarına dayandığı düşünülen bir çeşit 'Kardeşlik' organizasyonudur. Dünyanın birçok ülkesinde beş milyon üyesi bulunmaktadır. Sadece İngiltere, İskoçya ve İrlanda'da 480 bin, Amerika Birleşik Devletleri'nde ise 2 milyona yakın üyesi bulunmaktadır. Tarihte ve günümüzde legal sistemlerde önemli yerlerde politik adamları ve bağlantıları bulunmaktadır.
Masonlar için sır ve gizliliğin bir gereği olan sembolizm çok büyük önem taşır. Masonlukta semboller, Masonik ilkeleri daha iyi anlatmak, ritüellerin içerdiği aşamaları ve öğütleri belleklere iyice yerleştirmek bunların uzun ömürlü olmalarını sağlamak için kullanılırlar. Masonlukta sır olarak nitelendirilen şeylerin başında Masonik işaretler, sözcükler ve simgelere verilen anlamlar gelir.
3. Opus Dei Örgütü
Opus Dei, 2 Ekim 1928'de Madrid'te sıradan bir papaz olan Jose Maria Escriva de Balaguery Albas tarafından kurulan 87 yıllık İspanyol asıllı bir örgüttür. 1950 yılında papalık tarafından resmen onaylanmıştır. Papalık, güçlü anti-komünist misyonu nedeniyle açık destek verdiği "Opus Dei"nin statüsünü 1982'de yükselterek, örgüt önderine, tarikat başkanlarına mahsus "piskopos" unvanını bahşetti
Gizli bir örgüt olan Opus Dei'nin tüm üyeleri Katolik meslek sahiplerinden oluşmaktadır. Bunun yanında her ülkede de örgütten sorumlu bir Kardinal bulunmaktadır. Onlara göre Papa'nın kimliği, Kilise'nin de, Papalık Makamı'nın da üstündedir. Papa, Tanrı-Krallığı'nın kutsal önderidir. Böylesine yüce bir mertebeye erişebilen kişi de elbette Olağanüstü bir kişidir. Bu nedenle Opus Dei, böylesine olağanüstü bir kişi tarafından temsil edilen Vatikan Devleti'ni yüceltir ve Kilise'yi ikinci planda görür.
2.8 milyar dolar serveti, 15 üniversitesi, 97 teknik okulu, 36 ilköğretim okulu olan Opus Dei ile ilgili pek çok tartışma yaşanmış ve olumsuz görüşler dile getirilmiş buna rağmen örgüt herhangi bir açıklama yapmamıştır.
4. Kuru Kafa ve Kemikler Tarikatı
1832 yılında William Huntington Russell ve Alphonso Taft tarafından Yale Üniversitesi'nde Society of Skull and Bones ismi ile kurulan, gizli yapısı ile üye profilinin yüksek seviyesi sebebiyle o yıllardan beri sayısız komplo teorisine karıştırılmış olan öğrenci topluluğu. Amacı ise, yenidünya düzenini gerçekleştirmektir. Topluluğun üye listesi, üniversite yönetimi de dahil olmak üzere, tüm halka açılabilecek yerlerden gizli tutulur.
Mezar adı verilen S&B'nin merkezi eski Yale kampüsüdür.Skull and Bones'a üye olabilmek için, Yale Üniversitesi'nde son sınıf lisans öğrencisi olmak gerekir. Pledge adı verilen adaylar, üçüncü sınıftayken Skull and Bones üyeleri tarafından belirlenir ve aday oldukları, bir sene boyunca izlenecekleri ve uygun görülürlerse bir sene sonra üyeliğe kabul edilecekleri kendilerine söylenir. Uygun görülen adaylar ise bu bir senelik izlemenin ardından, son sınıfta iken üyeliğe alınırlar.
Üye olmayanların giremediği ve herhangi bir pencere bulunmayan binalarına, 1960'lı yıllarda iki Yale öğrencisi, ormanda buldukları bir gizli geçit vasıtasıyla gizlice ve şans eseri girmeyi başarmışlar ve gördüklerini anlatmışlardı. Tamamıyla ezoterik bir yapıya sahip olduğunu söyledikleri binada, çeşitli mabetler ve ritüelik malzemeler yer aldığını; üst katta bulunan büyükçe bir mezar resminde ise yan yana duran üç kuru kafanın yanında bir taç, bir asa ve bir kalem bulunduğunu öne sürmüşlerdi. Altında yazan yazıda ise Almanca olarak; "Kim Kral, Kim Prens, Kim Dilenci? Ölüm Karşısında Hepsi Eşit" ibaresi, topluluğun ezoterik ve felsefi yapısını tüm dünyanın gözleri önüne sermiş, topluluğa yönelik yapılan sert eleştiriler, bunun ardından, büyük ölçüde kesilmişti.
Birçok ABD başkanının ve Dünya'nın en zenginlerinin içerisinde bulunduğu örgüt, bünyesinde ki üyeleri daha iyi makamlara yerleştirmesi ile de biliniyor.
5. Trilateral Komisyonu
ABD'de yeşertilen Yeni Dünya Düzenini tüm dünyaya yani Kuzey Amerika, Avrupa ve Japonya'ya daha iyi yayabilmek için oluşturulmuş ve 1973'te David Rockefeller, Henry Kissenger ve Zbigniew Brzezinski tarafından kurulmuş gizli bir örgüttür.
Masonik sistemin yeni bir uyarlaması olan Komisyon, ilk olarak Carter hükümetinde büyük güce ulaştı. Hükümette, Carter'ın kendisi de dahil 20 önemli kişi Komisyon'a üye idi. Komisyonun diğer üyeleri önde gelen finansörler, sanayiciler ve akademi uzmanlarıydı. Carter'ı izleyen hükümetlerde de Trilateral'ın etkisi sürdü; Bush ve Clinton birer Trilateral üyesiydiler.
Brzezinski, 1973-1976 arasında başkanlığını yapmıştır. Tarikatın simgesi şu şekildedir: Bir kürenin üç yanından üç üçgen uzayarak kürenin ortasında buluşurlar ama birleşmemişlerdir. Bunları birleştirdiğiniz taktirde tek bir büyük üçgen meydana çıkar. Her bir üçgen trilateralin üç bölgesini simgeler. Üçgenler muhtemelen piramidi simgelemektedir. Büyük üçgen de büyük piramittir. Büyük piramidin birleşmemiş olması, tek dünya devletinin henüz kurulmamış olduğunu gösteriyor olabilir.
6. Ku Klux Klan Örgütü
24 Aralık 1865 ABD'de Tennessee'de kurulan siyahi karşıtı ırkçı gizli örgüttür. Kurucuları; Büyük Büyücü olarak bilinen Nathan Bedford Forrest, Yüzbaşı
John C. Lester, Binbaşı James R. Crowe, John D. Kennedy, Calvin Jones, Richard R. Reed, Frank O. McCord'dır.
Ku Klux Klan örgütü Amerikan İç Savaşı sonrasında siyahilerin kazanmaya
başladığı haklara, özgürlüklere ve siyah ırk-beyaz ırk eşitliğine karşı çıkmıştır. Amaçlarına ulaşmak için şiddet ve teröre başvurmuşlardır. Örgüt iki defa dağılmasına rağmen 1950 ve 1960'larda tekrar canlanmıştır. Günümüzde bazı bölgelerde sadece yerel bazda faaliyet göstermektedir.
7. Bohemian Klübü
1872 de kurulmuş bir örgüttür. ABD'nin batı yakasındaki elitleri bu topluluğun üyesidir. Cumhuriyetçi başkan ve başkan adaylarının tümü bu topluluğun üyesidir.
Faaliyetleri son derece gizli olan topluluğun özel vadisine giriş ABD devlet güçleri tarafından engellenmektedir. Merkezdeki çiftlik aynı anda yüzlerce kişinin hafta sonu toplantılarına katılabileceği niteliktedir. ABD'nin hemen her eyaletinde tapınakları vardır. Sembolleri baykuştur. Ritüellerde baykuşa hitap edilir ve bir simge olarak baykuş motifi kullanılır.
Bohemian Grove hem çok zengin hem de en kilit noktalardaki elitlerin oluşturduğu daha üst ve çok daha gizli bir seçkin kulübüdür. Bine yakın ABD'li elit insan sürekli olarak hafta sonu California'da veya diğer eyaletlerdeki çiftliklerde toplanıp törenler yapıyorlar ve gizli ritüeller uygulanıyor.
8. Gül - Haçlılar Örgütü
16. yüzyılda Avrupa'da kurulan ezoterik bir örgüttür. Adı, gül ve haçtan oluşan en önemli simgelerinden türetilmiştir.
Anglia"da bulunan "Societas Rosicruciana"nın üyesi olan Hargrave Jennings, bu rit ve gizemlerin temelde cinsel nitelikli olduklarını vurgulamak için elinden geleni yapmıştır... Gül-Haç felsefesinin dayanağının Tantrik seks olduğu konusunu sürekli işleyen Jennings, bir mason simgesi olan Süleyman Mührünün iç içe geçmiş erkek ve kadın üçgenler biçiminde yaşamı simgelediğini açıklıkla belirtmiştir.
Kurucusu Christian Rosenkreuz olarak bilinmektedir.Fakat bazıları örgütün eski Mısır'da filizlendiğini ve Platon, İsa ve İskenderiyeli Philo gibi, sıra dışı din ve felsefe önderlerinin de örgüte üye olduklarını ileri sürerler. Ancak, örgütün tarihini 16. yüzyıldan daha eskiye dayandıracak hiçbir kanıt mevcut değildir.
Örgüt 1630'da Malineler konseyi tarafından sihirbazlık ve dinsel sapkınlık suçlamasıyla kapatılmıştır.
9. Majestic 12 Örgütü
ABD Başkanı Harry S. Truman tarafından 1947 yılında, bilim adamları, askerler ve devlet yetkililerinden oluşturulan 12 üyeli bir gizli örgüttür. Amaçları, Roswell olaylarını ve görüldüğü söylenen Uçan daireleri (UFO) araştırmaktı.
Majestic 12 örgütü, FBI birimi ile çok gizli olarak yürütülen çalışmalarda Dallas eyaletinde ortaya çıkan UFO ları ve daha başka yerlerde "gerçektir!" olarak belgelenen uzaylı olaylarını ABD başkanına rapor olarak sunmuşlardır. Bu belgeler 1982 yılına kadar halktan gizlenmiştir.
10. Tapınak Şövalyeleri
Fransız Soylusu Hugues de Payen tarafından 1119 civarında Kudüs'te Hristiyan hacıları korumak için 9 şövalyeden oluşan bir grup kuruldu. Katolik Kilisesi tarafından resmi olarak 1129 yılında tanınan tarikat kısa zamanda güçlenmiştir. En güçlü zamanlarında askerî varlıkları 20.000'i bulmuştur, fakat bunların sadece %10'u tarikata bağlı şövalyelerdir. Tarikatın ömrü neredeyse Haçlı Seferleri'yle eş olmuştur. Beyaz renkteki eşyaları üzerindeki kırmızı haçlarıyla Tapınak Şövalyeleri zamanlarının en korkulan savaşçılarından olmuşlardır.
Tarikat hiyerarşik bir yapılanma içerisinde bulunmuştur. Tarikatında başında her zaman Fransız asıllı bir şövalye bulunmuş ve Avrupa'nın belirli şehirlerinde ve ülkelerinde bu başkana bağlı birer temsilci ve temsilcilere bağlı daha küçük gruplar şeklinde örgütlenmişlerdir.
1307 yılında tarikatın başındaki isim olan Jacques de Molay, tarikatı Hospitalierlerle birleştirmek istedi fakat bir anlaşmaya varamadılar. Papa, Fransa Kralı IV. Filip'in baskısıyla tarikatı aforoz etti ve tarikat üyeleri tutuklanarak işkence altında kabule zorlandıkları suçlamalardan dolayı idam edildiler.
11. Thule Society Örgütü
1912 yılında Rudolf Von Serbottendorff tarafından kurulmuş ezoterik bir örgüttür. Hitler'in bu örgüt sayesinde yükseldiği söylentiler arasındadır.
Thule örgütü'nün sembolü, çift boynuzlu Viking miğferidir. Kökleri, kayıp kıta "mu" uygarlığına dayanan bu öğretinin temel taşları, insan psikolojisinin bilinmeyen yanları ve zaman boyutları idi. Amaçları, "zamanda insan ve taşıt naklini" gerçekleştirerek, Dünya'nın kaderini değiştirip üstün bir ırk meydana getirmek ve "üst zekalılarla" diyaloğa geçmekti.
Nazi partisinin 7 kurucusundan biri olan Dietrich Eckardt, Thule tarikatının temel ifadesini şöyle açıklıyordu;
"Thule'nin tüm sırları, eski kayıp bir uygarlığa dayanır. insanoğlu ile dış zekalar' arasında bulunan bazı aracı varlıklar, bu sırlara erenlere büyük bir güç kaynağı oluşturmaktadırlar. Bu güç kaynağı Almancayı dünyaya egemen kılacaktır. Yine bu güç kaynağı, geleceğin üstün insanının ortaya çıkmasını ve insan türünün değişimini sağlayacaktır. "
Thule örgütü'nün merkezi, birinci dünya savaşı'ndan sonra, İstanbul'a taşınmıştır. örgütün başkanı, hitler tarafından İstanbul'a gönderilen, ancak daha sonra İstanbul'da intihar süsü verilerek öldürülmüş olan (Türk literatüründe "Gizli Müslüman Baron" diye anılan), "Baron Rudolf von Sebottendorff" (diğer adıyla, "Rudolf Glauer")dir. araştırmacı yazar Jason Bishop, Baron Sebottendorff'un, İslam mistizmi ve Süfizmini tüm ayrıntıları ile çok iyi bilen ve tarikatlarla doğrudan teması olan bir kişi olduğunu belirtmektedir.