Kamuoyunda, "Adnan Hoca" olarak tanınan Adnan Oktar ve Silahlı Suç Örgütü'nün 'Turnike' ismi verilen cinsel sömürü sistemiyle onlarca genç kadını ağına düşürme yöntemi ve daha birçok bilinmeyen gün geçtikçe gün yüzüne çıkıyor. Dönemin Mali Şube Müdürü Furkan Sezer, katıldığı bir programda belgeselde yer almayan yeni detayları paylaştı.
Sezer, Adnan Oktar Suç Örgütünün geçmiş yıllarda lise ve ortaokullarda 'seminerler' verdiğini belirterek, "Çok sayıda vakıf ve dernekleri var. Bilim Araştırma Vakfı var. Bu örgütte sadece din değil, Atatürk de bir paravan olarak kullanılıyor. Bu örgütün 'Doğa Bilimleri Derneği' diye bir derneği var; doğayla ilgili, sosyal konularla ilgili bilimsel birtakım yayınları var, Atatürkçülükten bahsediyorlar. Anadolu'nun her yerinde liselere, ortaokullara seminer vermeye gidiyorlar" ifadelerini kullandı.
KÜÇÜK KIZ ÇOCUKLARIYLA İRTİBAT KURUYORLAR
Adnan Oktar'ın kız getirmekle sorumlu örgüt üyelerinin bu seminerlere gittiğini anlatan Sezer, "Dosyanın içerisinde, Kırşehir'deki Hakkari'deki vb yerlerde örgüte uygun, yani örgüt portföyünde bulunan hedeflere uygun, 'av' olarak belirledikleri örgüte kazandırılmak amacıyla tespit ettikleri kişilere iletişim bilgilerini veriyorlar, 'bizimle her zaman iletişim kurabilirsiniz, bilimsel çalışmalar yapmak istiyorsanız lütfen bizi arayın' diyorlar.
Böylece oradaki yaşı küçük kız çocuklarıyla ilk irtibatı sağlıyorlar. Ele geçirilen dijitallerde yaşı küçük çok fazla kızımızın görüntü ve fotoğrafları var" açıklamasında bulundu.
Öte yandan 1999 yılında kendisine yönelik düzenlenen operasyonda soruşturmadan kurtulmayı bilen Oktar'ın o dönemde işlediği suçları itiraf ettiği görüntüler yayımladı.
Eski manken Ebru Şimşek'e kurduğu iğrenç kumpasın detaylarını anlatan Oktar, Sorgu görüntülerinde polisin "Görüntüler niye çekildi mesela?" sorusuna şu şekilde yanıt vermiş:
Bu hafta sonu gazetesinde anlatmıştım kapakta hafta sonu haber yaptık onu yanında bir kadınla beraber. Bu bunu gördüğü halde çok pervasız bir cevap vermiş gazeteye yani çok saygısız bir cevap vermiş. Biz de o zamanlar hani biraz işgüzarlık gibi görünüyor ama biz de dedik böyle böyle hakkında bir şeyler var. Sen bundan vazgeçsen hani sen okusan üniversitede dedik. Yani insan gibi yaşasan falan dedik, o ters üslup kullandı.
EBRU ŞİMŞEK ÇARPICI DETAYLARI ANLATMIŞTI
Eski manken Ebru Şimşek geçmiş dönemlerde yaptığı bir açıklamada Adnan Oktar'a karşı tek başına mücadele verdiğini anlatıp, çarpıcı açıklamalarda bulunmuştu.
ŞAHANE MALİKANEMDE BENİMLE YAŞA
Şimşek, "Show TV 1994 güzellik yarışmasına katılmıştım. Hey Girl Dergisi'ne fotoğraf göndermiştim, yüz güzeli de seçilmiştim. atv'de program sunmaya başladım, örümcek ağı da etrafımda sarılmaya başladı... Adnan Oktar, beni ekranda görmüş, delirmiş! Hatta bana 'Seni gazetede, televizyonda gördüm çok beğendim, pijamalarını al gel ve şahane malikanemde benimle yaşa' dedi. 'Gel sana burada en güzel şartları sunacağım, en iyi markaları giyeceksin, hayatın lüksle geçecek' denilince hissettim bunların din ile işinin olmadığını."
Adnan Oktar'ın kendisini bir programda sunucu olduğu dönemde bulduğunu belirten Ebru Şimşek, "Müridi aracılığıyla benimle iletişime geçti" dedi.
UYGUNSUZ GÖRÜNTÜLERİNİ ÇEKMİŞ
Şimşek, müritlerinden biriyle bir süre flört ettikten sonra eve gittiğini ve o arada içeceğine ilaç katıp uygunsuz görüntülerini çektiklerini anlattı. Sonra da Oktar'ın kendisine "Pijamalarını da al, gel bu evde yaşa" dediğini ama kendisinin kabul etmediğini ifade eden Şimşek, yıllarca kendisine şantaj yapıldığını ve hakkında 350 dava açıldığını söyledi.
10 YAŞINDAKİ KIZA MAKYAJ YAPMIŞ
Mağdurların avukatı Eser Çömlekçioğlu ise, kadınların yaşadıklarını şöyle anlattı:
"10 yaşlarındayken örgüte annesi tarafından getirilen bir kız çocuğumuz var… İfade verdiğinde 14-15 yaşlarındaydı. Annesi Adnan Oktar ve örgüt üyeleriyle iletişime geçiyor. Bu irtibattan sonra Adnan Oktar'ın talimatıyla kızını İstanbul'a getiriyor. Adnan Oktar gece yarısı 'getir kızı' diye arıyor ve anne, 10 yaşlarında kızını uyandırıyor, makyaj yapıyor, kırmızı rujunu sürüyor, kadınsı kıyafetleri giydiriyor ve Adnan Oktar'a götürüyor. Tabi kızda bir korku var. Anne de ona, 'merak etme, ben senin yan odanda olacağım' diyor.
DAHA EMME ÇAĞINDAKİ ÇOCUKLARI ANNELERİNDEN AYIRMIŞ
1990'lı yıllarda Adnan Oktar çocuk yapmayı yasaklıyor, karı-koca ayrı evlerde yaşıyorlar. O dönem doğan çocukların hepsini anneannelere, babaannelere, başka örgüt üyelerine veriyor. 0-2 yaş arası 10,12 tane çocuk daha emme çağındayken annelerinden alınıyorlar ve başkalarının elinde büyümek zorunda kalıyorlar. Anneler babalar da bunu bırakıyorlar çünkü Adnan Oktar'a o kadar büyük bir 'imanları' var ki…
O dönem 2-3 tane çocuk örgütte kalıyor. Adnan Oktar da kendince bu çocukların gelişimi için, kendince onları cezalandırmak için çocukları gece vakti, ki bu kişiler şu anda 30'lu yaşlarındalar, mahkemede ifade verdiler. Adnan Oktar bunları alıyor ve gece vakti ormana bırakıyor. Çocuklar tek başlarına sabaha kadar saatlerce ormanda kalıyor. Sabaha karşı gidip çocuklar alınıyor…"
Örgütün çökertilmesinde payı olan eski örgüt üyesi Özkan Mamati ise şunları anlattı:
"Ben 18 yaşında girdim bu örgüte. Bu örgütün insanı içine alması, aynı büyük bir şirkette işe başlamanız gibi bir sürü sürece bağlı. Siz ilk iki sene Adnan Oktar'la görüştürülmeyerek örgüt içindeki önemli kişilerden aldığınız eğitimle, Adnan Oktar'ı bir mit, bir ulu insan olarak beyninizde kodluyorsunuz. Tabi o dönemde size okutulan belgeler, kitaplar, argümanlar sizi örgüte bağlamak, örgütten çıkamayacak bir ruh haline sokmak için yapılıyor. Bunu yapan kişiler de örgütte daha önceden belirlenmiş, örgüte daha önce bu yöntemle birçok kişiyi kazandırmış kişiler olduğu için siz 22-23 yaşınıza geldiğinizde Adnan Oktar'la görüşmek, onun methiyesini almak, onun yanında olmayı çok önemli bir sevap, liyakat olarak algılıyorsunuz. 24-25 yaşınıza geldiğinizde örgüt sizin kişisel becerilerinize göre örgüt içinde yer alan departmanlara yönlendiriyor. Ben de o örgüt içinde ticari işlerle uğraşan ekibin içinde yer aldım. Yıllarca farklı ülkelerde şirketler kurup, ticari işler yapıp örgüte para kazandırdım. Örgütten çıkıp şikayetçi olmak çok zor bir şey.
15 TEMMUZ BENİ ÇOK ETKİLEDİ
Siz kafanızda bazı şeyleri anlayıp, bu yapının aynı FETÖ gibi olduğunu anladıktan sonra her şey değişiyor. FETÖ itirafçılarının açıklamaları beni çok etkiledi ve beni güçlü bir şekilde örgütten kopardı. Ama siz bu örgütten, 'Ben 15 yıl kaldım, herkesin gözlerinden öpüyorum' diyerek ayrılamıyorsunuz. Ben, 'artık ayrılıyorum, size karşı savaşacağım ve size karşı faaliyet yapacağım, şikayetçi olacağım' diye mesaj atıp ayrıldım.
ÇOK ZOR ŞEYLER YAŞADIM
Mesaj attıktan sonra da Emniyet'e, CİMER'e, MİT'e mailler attım. Yanımdaki arkadaşlarım da benim kadar güçlü durdu. Bu bir senelik sürecin sonunda operasyonlar oldu. Bir dönem cebimde 1 lira kalmamıştı… Çok zor şeyler yaşadım. Örgütten ayrılmak isteyenleri ayrılmasın diye suça bulaştırıyorlar.
ÖRGÜTÜN FETÖ BAĞLANTISI VAR
Furkan Sezer, örgütün FETÖ ile de bağlantısı olduğunu belirtti. Sezer, Adnan Oktar suç örgütü Türkiye'nin son 35 yılında devletin sırtına saplanmak üzere kalkan birçok hançeri tutan elde parmakları var. Akılları Türk aklı değil. Başka ülkeler tarafından yönetiliyorlar.
2018'in Temmuz ayında hakkında birçok suçtan gözaltı kararı çıkartılan Adnan Oktar, günümüzde halen cezaevinde.
KAN DONDURAN DETAYLAR
Cinsel istismar, suç örgütü kurma, tarihi eser kaçakçılığı gibi 30 ayrı suçtan cezaevinde yatan Adnan Oktar'ın yanında kedicik ve mürit adı altında kalan insanlar, özellikle de tanık koruma programındaki müşteki Ü'nün ifadelerinin bir belgeselde yayımlanmasıyla kan donduran gerçekler tüm çarpıklığıyla gün yüzüne çıktı.
Belgeselin gündemde büyük yer almasının ardından dönemin Mali Şube Müdürü Furkan Sezer katıldığı bir programda olaya ait detaylar paylaşarak, emniyet güçlerinin başarılı bir şekilde yürüttüğü operasyonun detaylarını anlattı.
1999 yılında Adnan Oktar suç örgütüne düzenlenen ve başarıya ulaşamayan operasyon sonrası 2017 yılında gelen bir CİMER ihbarını değerlendirerek yeniden operasyon yapma kararı aldıklarını söyleyen Furkan Sezer, 'Biz bu ihbarı incelediğimizde, ihbarı gönderenin kimliğini teyit ettik. İhbar içerik açısından dolu ve hızlı bir çalışmayla teyit edilebilecek bilgiler içeriyordu. Örgütün içerisinde uzun yıllar kamış, örgütün kodlarını çok iyi bilen, Özkan Memati'nin bir ihbarıydı bu. Soruşturmaya çevrilmesi gerektiğine inandık' ifadelerini kullandı.
CUMHURİYET TARİHİNDE BÖYLE BİR GÖRGÜT YOK
Adnan Oktar Suç Örgütü'nün, bir örgütte bulunabilecek en fazla suç türüne sahip olduğunu belirten Sezer, "Cinsel istismar var, tehdit var, evrakta sahtecilik var, kara para aklama var, çocuğun cinsel istismarı var, 6136 sayılı kanununa muhalefet var, var da var… Böyle bir suç örgütü Cumhuriyet tarihinde yok" dedi.
CEP TELEFONU KULLANMIYOR
Sezer, Adnan Oktar'ın cep telefonu kullanmadığını belirterek, "Dosyada 235 şüpheli şahıs vardı. Gerekli kararları aldık ve soruşturmaya başladık. Teknik takip yaklaşık 8-9 ay sürdü. Adnan Oktar'ın üzerine kayıtlı bir telefon yoktur. Örgüt üyeleri kullanır" şeklinde konuştu.
KODLAR DEŞİFRE OLDU!
Örgüt içinde kullanılan şifreleri çözebilmek için örgüt içinden çıkmış ve o şifrelere hakim olan müştekilerden birkaçı ile görüştükleri bilgisini paylaşan Sezer, "Bir örgüt sözlüğü yaptık. 'Dragos', 'Kandilli'deki ev' demek. 'Abi', Adnan Oktar'ın kodu. 'Yazar', Adnan Oktar kodu. 'Annem', Adnan Oktar kodu. 'Halı Saha', toplu ve sistematik istismar. 'Bir gelir misin', 'Adnan çağırıyor işi gücü bırak gel. '300 kilo pirinç', 300 bin TL. '200 kilo kumaş', 200 bin dolar demek" bilgisini paylaştı.
ÖRGÜTE NEDEN GİRİYORLAR?
Sezer, örgütün küçük yaşlardaki insanları hedef aldığını ifade ederek, "Örgüte birisini kazandırırken temel olarak baktıkları bazı konular. Kişinin neye zaafı olduğunu bulmayı amaçlıyorlar. Para mı? kadın mı? şatafat mı istiyor? Ne istiyor? Bu konular üzerine yoğunlaşıyorlar.