Ataşehir'de meydana gelen olayda, akli dengesinin yerinde olmadığı iddia edilen Can Göktuğ Boz, yolda yürüyen Mimar Başak Cengiz'i (28) takip ettikten sonra çantasından çıkardığı samuray kılıcıyla saldırarak ağır yaraladı.
Saldırı sonrası kanlar içinde kalan Başak Cengiz, hastaneye kaldırıldı. Cengiz, hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti.
VAHŞET ANLARI KAMERADA
Saldırı sonrası polisin yaptığı operasyonla evinde gözaltına alınan Can Göktuğ Boz, "tasarlayarak canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme" ve "silahlı tehdit" suçlarından tutuklandı. Saldırı anı ise çevredeki güvenlik kameraları tarafından kaydedildi.
KATİLİN BABASI ANLATTI
Katıldığı bir televizyon programında Can Göktuğ Boz'un babası Ali Boz, oğlunu anlattı. Genç kızın ailesi için kahrolduğunu söylerken gözyaşlarını tutamayan Ali Boz, "Hakimin karşısında gülüyor. Hakim, diyor ki; 'Sen mi öldürdün?', 'Evet hatırlıyorum, ben öldürdüm.
Ama niye öldürdüm bilmiyorum' diyor. Karşı tarafa kahroluyorum. Gencecik kızcağız öldü. Cinnet geçiriyor, ilk gördüğü kişiyi öldürüyor. Bunun açıklaması yok. Akşamdan beri karşı tarafa ağlıyorum. Bu normal bir kadın cinayeti de değil." ifadelerini kullandı.
"OĞLUMU SAVUNACAK DEĞİLİM"
Baba Ali Boz, konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
Bir sürü hastane dolaştık. Son üç senedir gayet sakin. Bugüne kadar kimseyle ağız dalaşı yapmayan bir çocuktu. Üç senedir yalnız yaşıyordu. Her gün ofise alıyordum, her akşam uğruyordum, yemek yerdik.
Ben oğlumu savunacak değilim. Kelepçe takıp da elimde gezdiremem ki. Bıçakları, kılıçları çok severdi. İnternetten alıyordu, 'alma' diyordum.
ANNESİ DE KONUŞMUŞTU
Anne Ayşe Nejla Yomraloğlu, "Kendisi 14 yaşından beri psikolojik tedavi görmektedir. Verilen ilaçları düzenli kullandıramadık. Son 2-3 senedir tedaviyi reddediyor ve benimle görüşmüyordu. Sıkıntılarının arttığını, akıl sağlığının yerinde olmadığını ben de gözlemledim. Gözlem altına alınmasını ve tedavisinin yapılmasını talep ediyorum" ifadelerini kullandı.
1963'TEN BERİ YASAK
Çok bilinen bir satış sitesinde 849 liraya satılan bir Samuray kılıcının altında, tek vuruşta birden fazla pet şişeyi ikiye böldüğü bir video yer alıyor. Bir başka ilanda ise kılıcın her iki yüzünün de itina ile keskinleştirildiği yazılı.
Yaşınıza ya da kim olduğunuza bakmaksızın kolayca satılan ürünler bunlar. Üstelik de uzmanlara göre bir tabancadan daha tehlikeli.
Mimar Başak Cengiz'in sokak ortasında kurban gittiği Cinayet de kolayca elde edilen bu tür silahların tehlikesini gözler önüne seriyor. Üstelik katil Can Göktuğ Boz'un evinde neredeyse bir düzine daha kılıç ele geçirilmişken.
ASLINDA 1953'TEN BU YANA YASAK
6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar İle Diğer Aletler Hakkında Kanun 1953 yılında hazırlanarak yürürlüğe konulmuş. Kanunda, "Ateşli silahlarla mermilerinin ve bıçaklarla salt saldırı ve savunmada kullanılmak üzere özel olarak yapılmış bulunan diğer aletlerin memlekete sokulması, yapılması, satılması, satın alınması, taşınması veya bulundurulması yasaktır" deniliyor.
Kanun'a 1979 yılında yapılan değişiklikle silah isimleri tek tek sayılarak şu ekleme yapılıyor: "Kama, hançer, saldırma, şişli baston, sustalı çakı, pala, kılıç, kasatura, süngü, sivri uçlu ve oluklu bıçaklar, topuz, topuzlu kamçı, boğma teli veya zinciri, muşta ile salt saldırı ve savunmada kullanılmak üzere özel nitelikteki benzeri aletlerin yapımı, satılması, satın alınması, taşınması ve bulundurulması yasaktır."
'SENİ DOĞRADILAR YAVRUM'
Başak Cengiz'in cenazesi, İstanbul'daki otopsi işlemlerinin ardından başkente götürüldü. Yenimahalle ilçesindeki Yahyalar Merkez Camisi'nde bir araya gelen Başak'ın ailesi ve sevenleri büyük yıkım yaşadı.
Başak'ın ailesi, tabutun başında gözyaşı döktü. Kızının ardından feryat eden anne Reyhan Cengiz, "Yavrumu ayırdılar bizden, sen gelin olacaktın yavrum. Seni doğradılar, ayırdılar bizden seni kuzum" dedikten sonra baygınlık geçirdi. Genç kızın cenazesi, öğle namazına müteakip kılınan cenaze namazının ardından toprağa verildi.
'PAZAR GÜNÜ DÖNECEKTİK'
Cenaze sırasında güçlükle ayakta duran Başak'ın nişanlısı Mahir Mızrak, "Kendisi bir melekti bu dünyaya fazlaydı, o yüzden çekip gitti.
Pazar günü alıp gelecektim ben onu, oradaki işi bitiyordu. İki yıldır beraberiz. 6 ay önce nişanlanmıştık düğün hazırlıklarına başlayacaktık. Pazar gününe plan yapmıştık. Alıp gelecektim ama cenazesini getirttim" dedi.