Oturup televizyon seyrediyorsunuz; ancak korkulan oluyor ve o geliyor!
Televizyon önce karıncalanıyor.
Ardından Halka filmindeki meşhur sahne beliriyor.
Sonrasında ise 'o' kuyunun tepesinde görülüyor.
Adım adım kuyudan çıkıyor.
Kuyudan çıkmasıyla aslında her şey yeni başlıyor.
Adım adım televizyonda size doğru yaklaşıyor.
Sonrasında ise hiç olmayacak bir şey oluveriyor!
Filmdeki o sahne dışarı 'taşıyor'!
Televizyondan çıkan kabus halıya iniyor.
Halıya inmesiyle birlikte ise yavaş yavaş ayaklanıyor.
Artık televizyon arkada kaldı ve o resmen odanızda!
Ayağa kalktıktan sonra ise size doğru yürümeye başlıyor.
Siz televizyondan koşar adım uzaklaşıyorsunuz.
Acaba gerçekten ondan kaçabildiniz mi?
Hayır! Bulunduğun odaya doğru hızla yaklaşıyor.
Bu bir film sahnesi gibi gelebilir; ancak VR'ın yani sanal gerçekliğin korku filmlerindeki gücünü ortaya koyan inanılmaz bir görüntü.
Kim bilir gelecekte artık korku filmlerini böyle de izlemeye başlarız?
KAMERA ARKASI GÖRÜNTÜLERİ GÖRENLERİ ŞAŞIRTIYOR
Bear Grylls, İnsan Doğaya Karşı programında devamlı bir şeyler inşa eder. Dalları toplayıp ocak yapar, karları kazıyıp ev yapar diye biliyoruz. Fakat bu büyük bir yalan. Kamera arkasında bu tip tasarımları yapan koca bir ekip var. Bear Grylls kamera karşısında bir iki ip bağladıktan sonra bu tasarım ekibi olaya müdahale ediyor ve kamera tekrar sunucuya döndüğünde "Bakın işte bu kadar basit!" diyen bir yüzle ve harika bir tasarımla karşılaşıyoruz.
Bear Grylls, programda neredeyse her yerde, bir şekilde çok rahat olmayan ama son derece güvenli olan yataklar yapıyor. Bu yatakları bazen bir ağacın tepesine kuruyor, bazen metrelerce yükseklikteki karı kazarak yapıyor, bazen bataklıktan korunmak için iki ağaç arasında bir hamak kuruyor. Fakat Bear, bir gece bile bu yataklarda yatmamış. Kameralar kapandığında uyumak için lüks otel odasına gidiyormuş.
Bear Grylls, İnsan Doğa Karşı programında dönen yalanların yanı sıra, özel hayatı hakkında da yalanlar söylüyor. Grylls'in özel bir adası var. Olabilir. Fakat 2012 yılında verdiği bir röportajda, bu adanın medeniyetten tamamen uzak, su ve elektrik olmadan yaşanan bir yer olduğunu söylemişti. Gerçek şu ki burası teknolojik pek çok imkanla dolu hatta özel bir hız motoru bile bulunan bir ada. Hayatta kalmaktan ziyade hayatı yaşama adası gibi görünüyor.
Programın tüm bölümleri, ıssız bir yerde tek başına kalan bir insanın, yardım gelene kadar hayatta kalma mücadelesi üzerine kurgulanıyor. Fakat Bear Grylls'in verdiği taktikler sadece gösteri amaçlı. Bir topak fil dışkısını sıkarak su içtiği sahne hakkında yapımcılar itiraf ediyorlar ki, Grylls'in gübreyi sıkarak içtiği gösterilen su, aslında ekip tarafından bir şişeden üstüne dökülmüş.
İnsan Doğaya Karşı programının çekimleri genel olarak 8 - 10 gün arasında tamamlanıyor. Programda kendini bir anda bu ıssız ortamda bulduğunu gördüğümüz Bear Grylls, aslında her çekimden önce uzun eğitimlerden geçiyor. Gerçek uzmanlar tarafından çekim yapılacak bölge detaylı bir şekilde inceleniyor. Bölgenin iklimi, yer yapısı gibi unsurlar değerlendirildikten sonra bir kurgu oluşturuluyor ve Bear Grylls'e sadece bunları başarılı bir şekilde uygulamak kalıyor.
Bear Grylls uçlarda yaşamayı seven biri olsa da yükseklik korkusu var. Bunu bazı programlarda kendi de itiraf etse de o kadar dağa tırmanan, daldan dala atlayan birinin gerçek hayatta yüksekten korkması son derece şaşırtıcı. Aynı zamanda programın kurmaca olduğunu gösteren kanıtlardan biri bu. Çünkü yükseklik korkusuna sahip biri asla bilmediği yerlerde bu şekilde cesur davranışlar sergileyemez.