Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), "Nüfus Projeksiyonları" araştırmasının sonuçlarını kamuoyuyla paylaştı. Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) verilerine dayandırılan bu projeksiyonlar, Türkiye'nin demografik yapısındaki değişimlere göre yeniden düzenlendi.
Buna göre doğum, ölüm ve göçe ilişkin demografik göstergelerdeki mevcut durumun devam edeceği artış veya azalış yönünde eğilimler de gösterebileceği varsayılarak, ana, düşük ve yüksek olmak üzere üç farklı senaryoya dayalı nüfus projeksiyonları üretildi.
İşte TÜİK'in araştırmaya dair açıklamaları;
Türkiye'de doğurganlıktaki hızlı düşüş nüfus projeksiyonu sonuçlarında etkili olmuştur
Bir kadının doğurgan olduğu dönem olan 15-49 yaş grubunda doğurabileceği ortalama çocuk sayısını gösteren toplam doğurganlık hızındaki düşüş ile uluslararası göç eğilimindeki değişim, geleceğe yönelik farklı varsayımlara dayalı projeksiyonların üretilmesine neden olmuştur.
Bir nüfusun sayıca aynı kalabilmesi, diğer bir ifadeyle yenilenme düzeyinde kalabilmesi için bu nüfusu oluşturan her bir birey kendi yerine bir nesil bırakmalıdır. Nüfusun artmaya devam etmesi için kadın başına düşen çocuk sayısının en az 2,10 olması gerekmektedir.