DİYARBAKIR: Bakır ülkesi anlamına gelmektedir. Bu ismin kaynağı Diyar-ı Bekir'dir. Bekir'in memleketi anlamına gelir. Bunun nedeni de Bekir b. Va'il adlı Arap göçebe boyunun buraya yrleşmiş olmasından kaynaklanır. Diyarbakır'ın eski adı Amid veya Amed'dir. Gelen veya bizim anlamına gelir. Dede Korkut kitabında Amid'e Hamid de denilmiştir.
DÜZCE: Adının nereden geldiği konusunda her hangi bir kayda rastlanmamıştır.
EDİRNE: Romalılar döneminde imparator Hadrianus tarafından kurulduğu için şehir "Hadrianopolis" dını alır. Hadrianus'un şehri anlamına gelen bu sözcük, sonradan değşimlere uğrayarak Edirne halini aldı.
ELAZIĞ: 1834 yılında Mezra denilen yerde kuruldu.1862 yılında buraya o sıradaki padişah Abdülaziz'in onuruna "Mamuretülaziz" adı verildi. Bu ismi uzun bulan halk onu Elaziz olarak kısalttı. 1937 yılında Elazığ'a çevrildi.
ERZİNCAN: Erzincan ovasından adını alır. Ezirgan diye halk tarafından söylenir. Buranın eski adı Eriza'dır.
ERZURUM: Ardı Rum kelimesinden gelir. Yani Rum toprağı demektir. Diğer bir rivayete göre de Selçuklular buraya Erzen-Rum demişlerdir. Erzen darı demektir. Şehir o zamanlar bir tahıl ambarı olarak kullanılmıştır.
ESKİŞEHİR: Eski adı Doylaion'dur. 1080 yılında Türkler burayı ele geçirdi. 1175 yılında burasını Bizans geri aldı. Kılıçarslan bu şehri daha sonra geri alınca, ona "Bizim eski Şehrimiz" anlamına gelen Eski Şehir adını verdi.
GAZİANTEP: Şehrin eski adı Ayıntab'dır. Kelime anlamı, pınarın gözü demektir. Halk bunu Antep olarak değiştirmiştir. Halk Kurtuluş savaşında Fransızlara karşı başarılı bir savaş verince 6 Şubat 1921'de çıkartılan bir yasayla Gazi ünvanı verildi.
GİRESUN: Şehrin nerede kurulduğu ve kimler tarafından iskan edildiği konusu tartışmalıdır. Bu tereddüt M.Ö. 350 yıllarına ait kaynaklarda da yer almaktadır. Coğrafyacı Strabon, Farnakia dediği şehrin; bugünkü Giresun kentinin olduğu yerde kurulduğu üzerinde durmuştur. Romalı idareci Arrien Farnakia'nın eski adının Kerasus olduğunu belirtmiş ve buranın Sinoplular tarafından kurulduğunu yazmıştır.
GÜMÜŞHANE: Burada daha önceleri gümüş madenleri olduğundan, bu şehre Gümüşhane denilmiştir.
HAKKARİ: Hakkâri kelimesi Kürtçe' den dilimize geçmiştir. Bu rivâyete göre kelimenin özü "Kar-in" olup "Her" önekini almıştır. Kürtçe' de "Kar-in", "-ebilmek" manasına gelip, insanın güç yetirebilme durumunu anlatır. Dolayısıyla "Hakkâri" kelimesi "hep güçlü, hep edebilen" anlamı vardır.
HATAY: Avrupalılar Çin'in kuzeyine "Hıtay" derlerdi (Rusçada "Kitay"). "Hıtaylar" ismini taşıyan yarı göçebe Türk kabileleri 10. yüzyılda Mançurya'yı ve Çin'in kuzeyini işgal etmişler ve burasının ismi "Hıtay" kalmıştı.Atatürk "Hıtaylar"ın Anadolu'ya da gelmiş olduklarına inanıyordu. "40 asırlık Türk yurdu" saydığı Antakya'ya Hatay ismini bu yüzden vermişti.
IĞDIR: Iğdır''ın adı; 24 Oğuz boyundan 21'ncisi sayılan İç-Oğuzlar-Üç-Ok kolunun ve Oğuz Han''ın altı oğlundan biri olan Cengiz Alp''in en büyük oğlu olan "Iğdır Beğ" den gelmektedir. Bu boyun ilk başbuğu Iğdır Beğ''dir. Iğdır''ın kelime olarak manası "iyi, büyük, yiğit başkan, ünlü ve sahip" gibi anlamlara, Yazıcıoğlu ve Resid-Üd-Din''e göre ise "iyi, ulu, bahadır" manalarına gelmektedir.
ISPARTA: Büyük İskender Kral olduktan sonra (M.Ö. 356 - 323) Anadolu'nun Batısı Yunan egemenliği altına geçti. İskender öldükten sonra bile, daha 36 yıl bu bölge Atina'ya bağımlı kaldı.Bu yıllarda Mora yarımadasında yaşamakta olan Ispartalılarla, Atina Yunanlıları, Anadolu'nun Batısına göç etmeye başladılar. Mora Yarımadası Ispartalılarından büyükçe bir topluluk geldi; Isparta Kenti'ne yerleşti. Kente de kendi ülkelerinin Isparta adını verdiler.
İSTANBUL: MÖ. 658 yılında Megara kralı Byzas tarafından kurulduğundan bu şehre kurucusundan dolayı Bizantion adı verilmiştir. Roma imparatoro Marcus Avrelius döneminde imparatorun manevi babasının adıyla "Antion" olarak anıldı. Bizans İmparatoru Konstantin bu şehri yeniden kurunca buraya kendi adını verdi. Şehre "Konstantin veya Konstanpolis" adı verildi. Araplar "Kostantiniye, Romalılar Konstantinopolis" demişlerdir. Daha sonra bu ismin kısaltılmış şekli olan "Stin-polis" deyimi kullanıldı. İşte İstanbul bu "Stin-Polis" şehrinden türetildi. Türkler burayı alınca Müslüman şehir anlamında "İslambol" adını verdiler. Fakat daha sonra İstanbul olarak değiştirildi.
İZMİR: Şehrin asıl adı "Smyrna"dır. İzmir kelimesi smyrna'nın halk arasındaki kullanış şeklidir. Homeros destanlarında bu kent ismini Kıbrıs Kralı Kinyras'ın kızı Smyra'dan alır ve tanrıça Artemis İzmirli'dir. Kimi kaynaklara göre de, İzmir şehrini ilk kuran Hititler değil, Amazonlar'dır. (Hititler de buraya Navlühun adını vermişlerdir.
KAHRAMANMARAŞ: Maraş Hitit devrinde meşhur kumandan "Maraj" tarafından kurulmuştur. Asurluların "Markasi" ve Romalıların "Germanikya" dedikleri bu şehre İslâm orduları fethedince "Mer'aş" veya "Reaşe", Türkler fethettikten sonra da "Maraş" denildi. "Mer'aş" "titreyen yer" demektir. Nil Vâdisi, Lût Gölü, Amik Ovası, Maraş arası zelzele bölgesidir. Bu sebeple Mer'aş denildiği söylenir.
KARABÜK: Karabük bir Cumhuriyet şehridir. Safranbolu ilçesinin bir köyü olan Öğlebeli'nin 13 hanelik mahallesi olan Karabük, 1935 yılında Ankara-Zonguldak demiryolunun açılmasıyla bugünkü istasyonun olduğu yere bir ad verilmesi gerektiğinde 13 hanelik Karabük mahallesi istasyonu adı verilmiştir.
KARAMAN: İlk ismi Laranda'dır. Selçuklu ve Osmanlılarda ki ismi Larende idi. Karamanoğullarının başkenti olduğundan buraya daha sonra Karaman adı verildi.
KARS: MÖ: 130-127 yılında buraya yerleşen Karsak oymağından dolayı şehre kars adı verilmiştir. Kars kelimesinin anlamı ise deve ya da koyun yününden yapılan elbise veya şal kuşağı anlamına gelir.
KASTAMONU: Şehrin eski adı "Tumana"dır. Buraya daha sonra Gas-Gas isimli bir kavim yerleşti. İşte Kastamonu Gas ve Tuman'ın birleşmesinden meydana gelmiştir.
KAYSERİ: Romalılar Mazaka adlı şehri alınca buraya Kaysarea adını verdiler. Yani İmparator şehri anlamına gelir. Daha sonra Kayseri olarak halk arasında yayıldı
KIRŞEHİR: Kır ve Şehir kelimesinin birleşmesinden oluşmuştur.
KİLİS: Kilis adı Yukarı Mezopotamya da Pellada Cyrrhus denen bir kent ile aynı adı taşıdığı ve Osmanlı kaynaklarında Kilis kalesi olarak geçtiği görülmektedir. Bu sözcüğün okunuşu "Kiris" olup "Kilis" sözcüğüne fonetiği bakımından büyük benzerlik göstermektedir. Grant Dictionier'de Cyrrhus'u "Kiris" anlamı da "Efendi" olarak yazmaktadır. Büyük olasılıkla 8. yy. da bölgeye gelen Türkmenler tarafından Kiris, Kilis diye söylenmiş ve bugünkü yeri Kilis olarak isimlendirilmiştir.
KIRIKKALE: Kırıkköyü ile kentin merkezinde bulunan Kaletepe'nin kısaltılarak birleştirilmesinden ortaya çıktığı söylenir. Bu ismin halk tarafından yakıştırıldığı kanaati yaygın olmakla beraber bölgenin ismi Osmanlı arşiv belgelerinde "Kırıkkal" şeklinde geçmektedir. Akıncıların hücum ettiğini duyan bizans kale komutanı, bütün barut dolu fıçıları mağlubiyete düştüklerinde havaya uçurulmasını emreder, nitekim düşündüğü gibide olur ve fıçılarla birlikte herşey yerle bir olur.şehrin ismi Şehitlerin kahramanlıklarını ve kimliklerini ifade etmektedir.,