Twitter Fenomeni Yılmaz Morgül

Morgül, gazetecilik hayatımda hiçbir zaman merakıma mucip bir karakter olmadı ne yalan söyleyeyim. Sesinin güzel olduğunu bilmeme rağmen, belki de bize yansıyan tarzından ve üslubundan dolayı sadece yüzünü bildiğim bir magazin figürüydü benim için. Ta ki Twitter alemine arz-ı endam eyleyene kadar. Twitter’da takipçisi değildim, ancak onu izleyenlerin retweet ettiği cümleleri bir süre sonra ilgimi çekmeye başladı ve geçen hafta dayanamayıp izlemeye karar verdim. Ve gördüm ki, iyi etmişim. Çünkü öyle cümleler sarf ediyordu ki, insanın “Helal olsun,” demekten başka söyleyecek sözü kalmıyordu.

author-1
takvim.com.tr
Twitter Fenomeni Yılmaz Morgül

Morgül, gazetecilik hayatımda hiçbir zaman merakıma mucip bir karakter olmadı ne yalan söyleyeyim. Sesinin güzel olduğunu bilmeme rağmen, belki de bize yansıyan tarzından ve üslubundan dolayı sadece yüzünü bildiğim bir magazin figürüydü benim için. Ta ki Twitter alemine arz-ı endam eyleyene kadar. Twitter’da takipçisi değildim, ancak onu izleyenlerin retweet ettiği cümleleri bir süre sonra ilgimi çekmeye başladı ve geçen hafta dayanamayıp izlemeye karar verdim. Ve gördüm ki, iyi etmişim. Çünkü öyle cümleler sarf ediyordu ki, insanın “Helal olsun,” demekten başka söyleyecek sözü kalmıyordu.

Twitter Fenomeni Yılmaz Morgül

“Ancak bu cümleleri o mu üretiyor?” diye merak etmemek de elde değildi. Çünkü Fatmagül’ün Suçu Ne? dizisine nazire yaparcasına “87 yıllık Türk romanı, vatandaşın suçu ne?” diye yazıyordu. Küreselleşmeyi ‘leşleşme’ olarak tarif ediyordu. Nelson Mandela’nın Özgürlüğe Uzanan Yolculuk’ unu tavsiye ediyordu. Kuru softalıkları kuru fasulye gibi nimetten saymadığını söylerken, sosyalizme ‘no’ sosyal network’e de ‘yes’ demeyi ihmal etmiyordu. Bir yandan Hasankeyf’e, Allianoi’ye dikkat çekerken Kastamonu Loç Vadisi’ndeki HES’e ‘hayır’ demeye çağırıyordu izleyenlerini.

Twitter Fenomeni Yılmaz Morgül

Kayıt dışı çalışan 3 bin fırını pişirdikleri ekmeklerin çarpmasını diliyor ve ‘savaşma seviş’ diyen 60’lı yılların dünyanın sürekli tarihi olması için dua ediyordu. Ona göre dünyada vicdanı rahat uyumayan tek insan topluluğu siyasetçilerdi, bir yandan da kuruş kadar ucuz olan Meclis Lokantası’nın her yere açılması gerektiğini söylüyor, Orman Bakanlığı’nı ise yüksek volümlü müzik mekânlarına takacağına yeşile sahip çıkmaya davet ediyordu. Anlayacağınız merak edilmeyecek gibi değildi, aradık ve çok sevdiği Galata’nın dar sokaklarında buluştuk Morgül’le. Sohbetimiz bol kahkahalı, azıcık gözyaşılı ve benim açımdan epey şaşırtıcı geçti. Yazıyı okumaya geçmeden önce bir Twitter kullanıcısıysanız, önce Yılmaz Morgül’ü takip edin, neler söylediğine bakın sonra bu yazıyı okuyun, emin olun şaşıracaksınız. İyi okumalar...

Twitter Fenomeni Yılmaz Morgül

BEYİN HÜCRELERİM ALINSIN

Yılmaz Morgül’ün Twitter’la tanışması iki buçuk ay önce diyetisyeni sayesinde olmuş. “Bunca dikkat çeken cümleyi nasıl üretiyorsunuz?” şeklindeki sorumu “Birikimler,” diyerek yanıtlıyor. Twitter’da kendi düşünce yapısını ve donanımını aktarmaktan mutlu olduğunu anlatırken, Morgül’ün bir kitap kurdu olduğunu, tıp kitapları okuma hobisini ve günde sekiz gazete okuduğunu da öğreniyoruz. Hatta okuduğu kitapları ailesine de zorla okuttuğunu.

Twitter Fenomeni Yılmaz Morgül

Sohbetin tam burasında yine beni kahkahalara boğan bir Yılmaz Morgül cümlesi dökülüyor ağzından: “Ölmeden önce beyin hücrelerimi alsınlar vallahi, aktarsınlar bir yerlere. O zaman teknik ilerleyecek ve beyin hücrelerim başkalarına da nakledilebilecek.” Ancak bizim merakımız artık bir fenomen haline geldiği Twitter’daki sözlerinin detayları. Hoşgörü penceresinden kara mizah yöntemiyle, taşlamalar, teşbihler yaparak insanların beyin sınırlarını zorlamaktan hoşlandığını anlatıyor.

Twitter Fenomeni Yılmaz Morgül

Bir süre önce yazdığı

“Küreselleştikçe leşleşiyoruz,” tweetini şöyle açıklıyor: “Toplum küreselleştikçe, bilimdeteknikte ilerledikçe toplumlar olarak dünyamızı ve doğamızı yok ettik. Her şeyi yakınlaştıralım derken, insanlığımızı unuttuk. Hareketsiz varlıklar haline geldik, beynimizi artık düşünmeye zorlamıyoruz. Resmen leşiz yani, hareketsiz, başkaldırısı olmayan, hiçbir mesaj güdüsü olmayan tiplemeleriz.” Morgül’ün “Nükleer başlıkla üniversiteye girmek yasaklansın,” Tweetine dair açıklaması ise şöyle: “Dünya bu kadar ilerliyor ama bu modern dünyanın içinde birtakım sınırlamalar olduğunu görüyoruz. Ya birtakım insanlar oy avcılığı peşinde koşup birtakım şekilleri ortaya atıyor ya da üniversitelere nasıl girileceğine karar veriyor. Bence üniversiteye girme şekli önemli değil, üniversiteye insanın önce beyni girmeli. Amaç eğitimse insanlar istedikleri kıyafetle okuyabilmeli, o başlığın içindeki beyin önemli.”

Twitter Fenomeni Yılmaz Morgül

SÖZ DİZİLERİN, SÜKUT KOYUNLARIN

Tweetlerinden anladığımız kadarıyla Yılmaz Morgül bir dizi izleyicisi değil, hatta bu kadar çok dizi izlenmesini biraz alayla karşılıyor ve o yüzden şu Tweeti yazmaktan kendini alamamış: “Söz dizilerin, sükut koyunların, memleket oyunların.” Buna dair görüşleri ise şöyle: “İnsanlar dizilerle uyutuluyorlar ve bir sabah kalkıyorlar ki darbe olmuş. Buna söylenecek tek bir şey var: İyi uykular. Bizim ülkemizde 170’ten fazla dizi var, sabah dizi tekrarlarıyla kalkıyoruz, akşam onlarla uyuyoruz.” Sayfanın sınırları nedeniyle ancak üç Tweetini açmasını istediğimiz Yılmaz Morgül’den son haber ise şu: Tweetlerini kitaplaştırıyor, üstelik anlattığı kadarıyla kendisini büyük bir ilgiyle takip eden birkaç gazetecinin yönlendirmesiyle.

Twitter Fenomeni Yılmaz Morgül

Rizeli Morgül ailesinin tekne kazıntısı yedinci çocuğu olarak dünyaya gelmiş. İlk olimpiyat şampiyonu güreşçilerden Necati Morgül büyük dedesi, ağabeyi Salih Morgül milli boksör, profesyonel basketbol ve futbolcularının da olduğu geniş bir aileye mensup. Kendi tabiriyle ‘enstrümanistler’den de bolca udi, keman sanatçısı ve klarnet sanatçısı da var ailede. 11 yaşında Türk müziği eğitimi almaya başlamış. Kalamış Musiki Cemiyeti’nde başlayan müzik eğitimi, Beşiktaş ve Üsküdar musiki cemiyetlerinde devam etmiş ve İstanbul Belediye Konservatuarı’ndan mezun olmuş: “Musikimiz, dünya müziği içerisinde okyanus kadar derinliği olan, uçsuz bucaksız tek müzik. En büyük kaygım bir gün yabancıların gelip bizim musikimize sahip çıkmaları ve kendi değerimizi bize satacakları.”

Twitter Fenomeni Yılmaz Morgül

ÇOCUK SANATÇI YILMAZ

Altı yaşında kaybettiği babası gemilerde makine dairesinde çalışan bir işçiymiş, annesiyse Beykoz Deri Kundura Fabrikası’nın emektarlarından. Aynı fabrikada çalışan ablaları 14-15’li yaşlarında enişteleri tarafından kaçırılarak evlenmişler, ağabeyleri de evlenerek yuvadan erkenden uçmuş. O yüzden hâlâ birlikte yaşadığı annesiyle hayatı paylaşmış. İlkokula başladığı yıllarda Beykoz Çayırı’nda simit sattığı günleri hiç unutmamış, her okul tatilinde çalışıp kendi okul giderlerini karşılamış. Müzik sevgisi ise udi babaannesiyle, tulum çalan babasından ona miras.

Twitter Fenomeni Yılmaz Morgül

Beş buçuk yaşında kendi plağının tasarımını yapacak kadar müzikle dolu bir çocukluk yaşamış: “Plak resmimin üzerinde Yılmaz Morgül-Nihansın Dideden yazmıştım. Komşumuzdan ödünç alan pikapta sanat müziği klasiklerini dinlerdim ve şarkıların adlarını, bestekârlarını, makamlarını, sözlerini defterime not ederdim.” Şarkı söyleme sevdası sokaklarda da pencere pervazlarına çıkarak, okulda teneffüslerde kapıları kapatıp şarkılar söyleyerek devam etmiş. İbrahim Tatlıses’le dokuz yaşında, annesinin çalıştığı fabrikaya bir çekim için gelmesi vesilesiyle tanışmış ve onun verdiği harçlıklarla musiki cemiyetinin ücretlerini ödemiş.

Twitter Fenomeni Yılmaz Morgül

12 yaşında Adana’da Sürmeli Otel’de sahne almış, o yılların ‘çocuk sanatçısı’ Yılmaz Morgül ertesi yıl Ataköy Regetta’da şarkı söylemeye başlamış: “Dikkat çekmeye başlamıştım, haftanın yedi günü izdiham yaşanıyordu, insanlar dışarıda arabalarının içinde beni dinliyordu.” O günlerde bir plak şirketinden beş albümlük bir anlaşma teklifi almış ve koşulları ağır olan sözleşmeyi biraz da acemilikten imzalamış: “Şöhret olma hayalleri kuruyordum ve hiç bilmeden o sözleşmeye imza attım. O anlaşmayı yaptıktan sonra yine kandırıldım ve bir prosedüre imza attığımı sanırken tam 10 yıl boyunca mahkemelerde süründürüldüm. Onca zaman içerisinde kazandığım paraları elimden aldılar.”

Twitter Fenomeni Yılmaz Morgül

Üç dil biliyormuş Twitter’da zaman zaman kaydettiği İngilizce Tweetlerinden dolayı dil bilip bilmediği sorumuzu ise “Üç dil,” diye yanıtlıyor: İngilizce, Fransızca, İtalyanca. Anlattığına göre Ticaret Lisesi’nde Fransızca eğitim almış, Kanada’da yaşayan ağabeyleriyle yazışarak da İngilizcesini ilerletmiş, İtalyancayı ise sadece ezbere bildiği şarkılar üzerinden biliyor. Bir buçuk yıldır da uzaktan eğitimle New York Üniversitesi’nde sahne sanatları eğitimine devam ettiğini söylüyor. Sahne sanatları okumasının nedeniyse, bir gün Broadway’de sahne alma hayaliymiş: “Her gittiğimde bütün oyunları ve müzikalleri seyrederim.” Kendisinin Broadway’deki sanatçılardan daha yetenekli olduğunu söylerken, karşımızda yoksul işçi çocuğu Yılmaz mı var, yoksa televizyonlarda gördüğümüz ve çoğu kez şaşkınlıkla izlediğimiz magazin figürü mü var ayırt edemiyoruz:

Twitter Fenomeni Yılmaz Morgül

“Neden dünya bir Türk starını da izlemesin orada?” Sözün burasında eski plak şirketiyle davalık durumları bittikten sonra müzik yönetimini de üstlendiği son albümü ve ‘özgürlüğümün albümü’ dediği YLMZMRGL’den bahsediyor ve albümünde çok farklı tarzlar seslendirdiğini söylüyor: “Artık gece clublarında da şarkıları çalınan bir sanatkarım. Aynı zamanda halk müziğimizin çok önemli bir-iki eserini günümüz ritimleriyle sentezleyerek sundum, onları yabancı dillerde de seslendireceğim.” Önümüzdeki günlerde Türk kültürünün geleneksel şalvarını giyip, New York’ta Misket’e klip çekme hayalini paylaşıyor heyecanla: “Bu albümle sanatta devrim yapmakta kararlıyım.”

Twitter Fenomeni Yılmaz Morgül

Televizyondaki meşhur ağlama sahnesi Yılmaz Morgül’ü Türkiye halkı en çok dört yıl önce katıldığı bir magazin programından hatırlıyor ve elbette oradaki hıçkıra hıçkıra ağlama sahnesinden. Hazır bulmuşken sormadan edemedik: “Programda bana Ahmet Özhan senin için ‘Sokakta görsem, tanımam,’ dediler. İnanmadım, ‘İmkânsız o öyle bir şey söylemez, çünkü tasavvufla ilgilenen bir insan bırakın bir Allah’ın kuluna bu şekilde hakaret etmeyi, çime bile basmaya korkar.’ Bunun karşılığında ellerinde görüntülerin olduğunu söylediler ve izlettiler. O sabah da Ankara’daki GATA’dan gelmiştim programa, çatışmalarda gazi olmuş, gözünü-ayağını-bacağını organını yitirmiş askerlerle birlikteydim birkaç saat öncesine kadar, çok duygusaldım. Onun üstüne bu sözleri duyunca kendimi tutamadım ve katıla katıla ağlamaya başladım.

Twitter Fenomeni Yılmaz Morgül

En yaralı olduğum konu Türk Sanat Müziği’nde bizden öncekilerin genç nesle asla destek vermemeleri. Ama o gözyaşlarım bir reyting malzemesine dönüştürüldü, ‘ağlayan adam’ figürü oluşturuldu. Mesela bir yıl boyunca Okan Bayülgen ağlama görüntülerime komedi unsuru olarak yer verdi. Ta ki birlikte çalıştığım vakıf başkanları bundan şikâyetçi olunca ben de mahkeme kararı aldırdım ve Okan Bayülgen beni aradı, ‘Gel gerçekleri anlat,’ dedi. Programa katıldığımda Hakkı Devrim ve Savaş Ay’la birlikteydik. Hem Hakkı Devrim ve Savaş Ay yaptıklarımın önemli olduğunu anlattılar.”

Twitter Fenomeni Yılmaz Morgül

YARDIM GÖNÜLLÜSÜ, AVUSTRALYA’NIN EN ÖNEMLİ STARI VE LÜKSTE GÖZÜ OLMAYAN ŞÖHRET

Morgül’ün bir özelliği de yıllardır birçok yardım kuruluşu için gönüllü olarak çalışması, konserler vermesi, bazılarının da çalışmalarına bizzat katılması. Yoksul çocukluğunun bir sonucu olarak özetlediği bu çalışmalarının hikâyesi ise annesinden sütünün karşılığı olarak ondan bir isteği: “Şöhret olursan seni giydirenler için de çalış.” Annesine söz vermiş o gün ve 13 yıldır sayısı 226’ya ulaşan vakıf ve derneklerle birlikte çalışıyor. Enteresan bir adam Yılmaz Morgül, lükste gözünün olmadığını, boğazdaki yalılarda oturmayı hiçbir zaman hayal etmediğini, lüks araçlarda dolaşmaktan utandığını, albümünün promosyonunu belediye otobüslerinehalk otobüslerine binerek yaptığını anlatırken karşımızdaki adam samimi mi, değil mi diye tereddüde düşmemek elde değil:

Twitter Fenomeni Yılmaz Morgül

“Benim memleketimin insanları 400-500 TL ücretlerle yaşam savaşı verirken, toplumun önünde bir model olarak kalkıp da lüks bir hayat sergilemek, herkesin gittiği alışveriş merkezlerinde pozlar vermek, evimin kapılarını açıp buzdolabımdaki yiyecekleri göstermek bana göre değil.” Sözün burasında malvarlığına dair sorumu “Hiçbir şeyim yok,” diye yanıtlıyor: “Dünyada gözüm yok ki benim kirada oturuyorum, sahip olduğum varlıklarım Allah’ım, anneciğim, ailem ve sesim.” Morgül birçok yardım kuruluşu için yıllardır sessiz-sedasız bir çalışma yürütüyor ve bunu yaparken de basını uzak tutmayı çok önemsiyor.

Twitter Fenomeni Yılmaz Morgül

Mehmetçik Vakfı, şehit polis ve asker aileleri vakıflarının yanı sıra, lösemili, diyabetik, böbrek hastası, down sendromlu, bedensel özürlü çocuk dernekleri birçok örgüt için konserler veriyor, sponsorlar buluyor, bazen önlükler giyip sokaktaki yardım çalışmalarına katılıyor. Şimdiye kadar tam 3 bin konser vermiş bu dernekler yararına. Bunları anlatırken her ne kadar alçakgönüllüğün sınırlarını zorlasa da, yine de takdire şayan bir çaba: “Dünyada bir eşimin benzerimin olmadığını biliyorum. Dört yıl önce de tsunami felaketi için Sidney’de bile TIR üstünde konserler verdim.” Yılmaz Morgül Sidney’den bahsederken hiç bilmediğimiz bir bilgi de veriyor: “Avustralya’da çok ünlü bir starım, tam yedi kez gittim ve birçok şehrinde konserler verdim.”