Ailesinin yıllardır sakladığı kutuyu açınca, şaşkınlığını gizleyemedi. İçinden çıkanlar adeta şok etti... Lionel Buckett, ailesinden miras kalan arazide dolaşırken bir mağara keşfetti. Keşfettiği mağaranın manzarasını çok beğenince orayı bir eve dönüştürmeye karar verdi. Ağaçların arasında bulunan mağara tertemiz bir havaya sahip ve muhteşem bir manzaraya karşı konumlanmış durumda. İçi oldukça sade eşyalarla dizayn edilen mağara basit ama şık bir görüntüye sahip. Evinin çevre dostu olmasını isteyen Lionel Buckett, mağaranın camlarını ve kapılarını çift cam yaptırmış. Bu sayede soğuk günlerde iyi bir yalıtım sağlanıyor. Mağaraya girdiğinizde sizi ilk olarak kum taşından kuzinenin olduğu bir bölüm karşılıyor. Biraz daha ilerledikten sonra oturma odasına geçiyorsunuz. Mağaranın duvarlarına ilkel resimlere benzer çizimler bulunuyor. Oturma odasında soba, televizyon ünitesi ve kanguru derisi kaplı bir yatak bulunuyor. Çift kişilik yatak, eşsiz manzaraya karşı konumlandırılmış. Yatağın önündeki katlanan üniteyi hava durumuna göre açıp kapayabiliyor istediğiniz zaman manzarayı seyredebiliyorsunuz. Buraya mağara demek gerçekten de haksızlık çünkü mağaranın banyosunda spa ve açık duş bulunuyor. Yani lüks bir evden pek de bir farkı yok. Lionel Buckett, bu eşsiz mağara evi görmek isteyenlere kapılarını açıyor ve gelen ziyaretçiler konaklamak isterse tek gecesini 960 dolarlık bir fiyata kiralıyor. İşte o mağaranın fotoğrafları... Almanya'da ki teyzesinden kendisine miras kalan eve gittiğinde karşılaştığı kutuyla şok oldu. Evin şimdiki sahibi olan adamın teyzesi Rusya'dan kaçmış ve 1940'larda Hamburg'a yerleşmişti. Almanya'nın Komünist yönetim altındaki yaşamdan daha güvenli olacağını düşünen kadın, kızartma tavasından çıkan bir yangında hayatını kaybetti. Büyük teyzesi hakkında pek fazla bilgi verilmese de, eve gittiğinde karşılaştığı her tarafı kilitli sandıkla şok oldu. Teyzesinden kalan evi gezen adam paslı sandığa uyumlu bir anahtar buldu. Sandığı ilk açtığında boş bir tepsi görsede biraz dikkatli incelediğinde tepsinin yarısında bir yüzük buldu. Yüzükten tutup tepsiyi kaldırdığında ise sandığın ağzına kadar eşyalar ile dolu olduğunu gördü. En büyük bölüm, eski kitaplar, fotoğraflar, savaş mektupları ve ailesinin gizli geçmişi ile doluydu. Yarasanın dışında, fotoğraflarda bulunan insanların bir kısmını tanımıyordu, ama kitaplardan biri duraklamasına neden oldu. Adolf Hitler'in Mein Kampf adlı kitabının orijinal bir kopyasını buldu. 1920'lerde hapishanesinde geçirdiği otobiyografik bir manifesto olan kitap, gelecek Almanya'ya yönelik ideolojileri ve planları hakkında. Kitap o kadar da nadir görülmese de, bu 1943 yılında basılan orijinal bir kopyaydı. Halen antika sayılan kitabın II. Dünya Savaşı sırasında adamın teyzesinde bir kopyası olduğu ve sandığında sakladığı ortaya çıktı. İşte sandıktan çıkan II. Dünya Savaşı'ndan kalma eşyalar... Çinli işçiler, dünyanın en çok dinozor yumurtası fosili barındıran kenti Heyuan'da 43 yumurta daha buldu. Yumurtalar yol tamiri çalışmasında ortaya çıkarıldı. Çin'in güneyindeki Guangdong eyaletinde bulunan Heyuan kentinde 43 dinozor yumurtası bulundu. Dünyanın en fazla dinozor yumurtası fosiline sahip olması sebebiyle 'Dinozorların Evi' olarak da anılan kent, 2004 yılında Guinness Rekorlar Kitabı'na girmişti. Araştırmacılar, yumurtaların hangi türe ait olduğunu tespit etmek için analiz yapılacağını belirtti. Heyuan Müzesi'nde bulunan yumurtaların çoğu, 89 milyon yıl önce yaşamış olan ördek gagalı Oviraptor türüne ait. Heyuan'da ilk kez 1996 yılında bir inşaat alanında oynayan çocuklar tarafından bulunan dinozor yumurta fosillerinin sayısı, bugün 17 bini geçmiş durumda.