SAĞLAR VE KASET
Korkmaz Yiğit, en son hamlesi olan Milliyet'i satın aldıktan 6 gün sonra CHP İçel Milletvekili Fikri Sağlar'ın 13 Ekim 1998'de kamuoyuna açıkladığı şok kasetlerle sarsıldı. Yiğit'in Türkbank ile ilgilenmeye başlaması ile birlikte, bilinen süreç başlıyor ve olaylar zinciri birbirini izliyor. Türkbank'la kendisi ilgilenmeden önce devletin iki defa bankayı satma teşebbüsünde bulunduğunu ve Çakıcı'nın her iki satış teşebbüsüne de müdahale ettiğini hatırlatan Yiğit, şöyle devam ediyor: "En büyük hatam devletin Başbakan'ına inanmamdı."
Suçlamalarla karşı karşıya kalan Yiğit, yatırımları konusunda da pes etmeye başladı. Önce "amiral gemim" dediği Milliyet Gazetesi'ni eski sahibi Aydın Doğan'a geri verdi. Yeni Yüzyıl da sürekli baskı sayısı kaybediyordu. Gazeteyi Okay Gönensin'e devretti. Kısa bir süre sonra da Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, 26 Ekim 1998 tarihinde Bank Ekspres'e el koydu. Bu sırada Yiğit'in sahibi bulunduğu Levent'teki Korkmaz Yiğit Holding binasına Maliye ekipleriyle polis baskın düzenledi. Kısa bir süre sonra Korkmaz Yiğit'in "ihaleye fesat karıştırmak" suçundan tutuklanması çoğu kişi için sürpriz olmadı. Kırklareli Cezaevi'ne kondu. Korkmaz Yiğit, kendisini bir anlamda terk etmiş olan Başbakan Yılmaz'a cevap vermek istiyordu. Türkiye'nin üçüncü medya patronu olacakken kendini cezaevinde bulmanın da kaldırılır bir tarafı yoktu. Aynı gün Yiğit'in gözaltına alınmadan önce doldurduğu anlaşılan videokaseti, sahibi olduğu Kanal 6 ve Kanal E'den yayınlandı. Konuşma sertti ve büyük ölçüde Yılmaz'ı hedef alıyordu.
İŞTE ŞOK BANT
"Ben Korkmaz Yiğit. Bugün 24 Ekim 1998, medya, siyasiler ve Ankara'da oluşan olayların, beni yargısız infaza, sonunu göremediğim bir noktaya doğru götürdüğüne inanıyorum. Kaybedecek çok az şeyi kalmış birisi olarak bunları söylemekte hiçbir sakınca görmüyorum." Korkmaz Yiğit'in TV konuşması sürüyor: "Cefi Kamhi, Hüsamettin Cindoruk ve ben yemek yedik. Kamhi, "Korkmaz'ı Türk Ticaret Bankası'na ikna etmek istiyoruz ama girmiyor. Çakıcı'dan çekindiği için girmiyor'' dedi.
CİNDORUK DEVREDE
Başbakan bana randevu vermedi. Hüsamettin Cindoruk'un aldığı randevuyla Cefi Kamhi'yle beraber 30 Haziran günü Meclis'e 15-20 dakika ayaküstü görüştük. Kendisine, Çakıcı'yla geçmişte birtakım telefon görüşmeleri yaptığımı, kendisine bir ev verdiğimi söyledim.
Bankayı 600 milyon dolara aldım. Cebimde 380 milyon dolar vardı. Kamuran Çörtük, "Biz bunu senin 380 milyon dolara almanı sağlayacağız. Ancak sen de bize ya Genç TV'yi alıp bize vereceksin ya da Flash TV'yi almamız lazım. Orada bize kredi vereceksin.'' "Peki." dedim.
Ardından biz Genç TV'nin devrini Kamuran Çörtük'e yaptık.'
GÜNEŞ TANER BENİ YÖNLENDİRDİ
Korkmaz Yiğit, konuşmasında şu ilginç tespitlerde bulundu: "Türk Ticaret Bankası ihalesine katılmamın nedeni Alaattin Çakıcı değil, Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel ve daha sonra da Güneş Taner'in yönlendirmesiyle olmuştur. Türkbank olayına kadar hakkımda tek bir menfi bir şey yok. İnşaat işlerim oldukça yoğun. Bu işlerin bir banka aracılığıyla daha sağlıklı olacağını düşünmüştüm. Arkadaşlarımızla Ekspres Bank'ın yurt dışında bir banka almasının faydalı olacağını düşündük. Fransız hükümetinin özelleştirmek istediği 165 şubeli bir bankayı almak istedik. Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel'e bilgi verme gereği hasıl oldu. Erçel bana 'Senin yerinde olsam Türk Ticaret Bankası'yla ilgilenirim' dedi. Ben de kendisine 'Ortada bir Alaattin Çakıcı faktörü var' dedim. Fakat Türk Ticaret Bankası işi beynime girdi. Türk Ticaret Bankası ihalesine girmeyi düşündük. Bu konuşmalar Sayın Güneş Taner'in evinde oldu. Hatta heyecanlanarak, bana 'Bu bilgiyi Sayın Başbakan'a da aktarmalıyım. Şu ana kadar Türk Ticaret Bankası'na talip yoktu' dedi..."