SİTESİYLE GURUR DUYUYOR
Evinden çıkıp depremin yarattığı korkunç gerçekle yüz yüze gelen Yılmaz, yaşadığına şükretti ancak dertleri bu kadarla sınırlı kalmayacaktı. Birkaç ay sonra alacaklılar tekrar kapıya dayandı. Parkeci, boyacı, demirci ve marangoz parasını istiyordu. Yılmaz'a bildiği tek çare kaldı: Evi satmak... Elindeki kalan son daireyi, yani ailesiyle oturduğu evi de satan fedakar adam, 11 yıllık inşaatının ardından elinde kalan malzemeleri aldı. Boş bir alana gitti ve burada kendisine bir baraka yaptı. İşte o gün bugündür ailesiyle birlikte barakada yaşamını sürdüren Recep Yılmaz, çocuklarını okutmak için bazen taksi, bazen de minibüs şoförlüğü yaptığını söylüyor. İnşa ettiği bina "dimdik ayakta kalsa" da hayat şartlarının kendisinin "belini büktüğünü" belirten azimli adam, yine de ortaya koyduğu sapasağlam siteden dolayı büyük gurur duyuyor.
BAŞIM DiK
Recep Yılmaz, "Onca sıkıntıya rağmen malzemeden çalmayı bir an olsun düşünmedim. En iyi malzemeyi kullanarak inşaatı tamamladım. Varsın barakada yaşayayım ama başım dik olsun" diye konuşuyor. Yaşadığı maddi sıkıntılardan dolayı sağlığınında bozulduğunu belirten Yılmaz; "Tüm bu dertlerin acısı yıllar sonra çıktı. Kalp krizi geçirdim. İki damarıma stent takıldı. Daha iyi koşullardaya şamam gerek ama ben vicdanen çok rahatım" diyor.