Bakan maden ocağına indi

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer maden ocağına indi.

takvim.com.tr takvim.com.tr
Giriş Tarihi :02 Eylül 2010 , 00:00 Güncelleme Tarihi :02 Eylül 2010 , 09:26
Bakan maden ocağına indi

İÇİNDEKİLER

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, Bartın'ın Amasra ilçesindeki Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessese Müdürlüğü maden ocağının eksi 250 koduna inerek, işçilerin iftarına katıldı, üretim bölgesinde incelemelerde bulundu.

Bakan Dinçer, ziyaretler ve toplantılara katılmak için geldiği Bartın'da, maden ocağına girmek için işçi kıyafetlerini giymesinin ardından gaz maskesi, baret ve madenci feneri gibi ekipmanını aldı, kişisel koruyucuların nasıl ve hangi durumlarda kullanıldığına yönelik kurum yetkililerince bilgilendirildi.

Dinçer, işçi asansörüyle beraberindeki AK Parti Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç, Bartın Valisi İsa Küçük, Amasra Kaymakamı Mehmet Yıldız, TTK Genel Müdürü Burhan İnan, Genel Maden İşçileri Sendikası Genel Başkanı Ramis Muslu ve kurum yetkilileri ile birlikte maden ocağının eksi 250 koduna indi, ''fayton'' diye tabir edilen işçi vagonlarıyla yaklaşık 2 kilometre uzaklıktaki galeriye gitti.

Galeride hazırlanan masada duaların edilmesinin ardından Bakan Dinçer, maden işçileri ve teknik elemanlarla oruç açtı.

İftardan sonra gazetecilerin ''İşçilere vereceğiniz bir müjde var mı'' sorusunu Bakan Dinçer, şöyle yanıtladı:

''Doğrudan doğruya madenci arkadaşlarımıza verecek müjdeden bahsediyorsanız yok. Ancak işçilerle ilgili yapılan yeni düzenlemeler var. Anayasa değişikliği yapıyoruz. Burada işçileri doğrudan doğruya ilgilendiren 2 düzenleme var. Bunlardan birisi birden çok sendikaya üye olmalarını engelleyen hükmün kaldırılması. İkincisi dayanışma grevidir. Bu düzenlemenin de 2 boyutu gözardı edilmemeli. Bunlardan birisi uluslararası boyutu. Biz 1951'de Uluslararası Çalışma Örgütünün 98. nolu sözleşmesini imzalamışız. Burada verdiğimiz sözleri henüz yerine getirmemişiz. İkinci boyutu ise bugüne kadarki sendikaların taleplerinin karşılanmasıdır. Bu boyutuyla da baktığımızda, hem işçileri temsil eden sendikaların taleplerini karşılamış olacağız hem de uluslararası alanda anayasamızdaki bazı ayıpları ortadan kaldıracağız.''

Bakan Dinçer, ''çalışanlardan evet mi bekliyorsunuz'' sorusu üzerine, ''Doğrusunu söylemek gerekirse çalışanlardan, temsilcilerinden, onlara temel hak ve özgürlüklerin sağlanması konusunda evet bekliyoruz'' dedi.

''Bir endişeniz var mı'' sorusunu da Dinçer, ''İstanbul ve Anadolu'da iyi görünüyor, ama bazı bölgelerimizde oranların biraz daha farklı olduğu yönünde bilgiler de geliyor. Ama benim bir endişem yok'' diye yanıtladı.

MADENCİLERLE İFTAR

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Dinçer, maden ocağına girmek ve işçilerle oruç açmanın nasıl bir duygu olduğunun sorulması üzerine, şunları kaydetti:

''Eğer yerin 250 metre altına iniyor olduğunuzu biliyorsanız, karmaşık duygular içinde olursunuz. Hatta birtakım endişeler ve tedirginlikler duyarsınız. Bu arkadaşlarımız burada ömür harcıyorlar. Dolayısıyla onları anlamanın başka yolu yoktu. Buraya geldik ve onları anladık. Tabii bu bize belki başka bir konuda da arkadaşlarımızla bazı bilgilerin paylaşılması için fırsat verecek. Az önce arkadaşımız dua ederken kazasız çalışma hayatı diledi. Aslında en büyük dua, iş kazalarına yönelik alınmış tedbirdir. Eğer biz teknolojik ve fiziki yapılar olarak burada iş kazalarını, meslek hastalıklarından ölümü önleyecek tedbirler almazsak o zaman yapacağımız duanın anlamı olmaz.''

İşçilerin kendi hayatlarını ciddiye alıp öngörülen tedbirleri uygulamamaları durumunda eksik iş yapmış olacaklarını ifade eden Dinçer, ''Biz iş güvenliğiyle ilgili konularda azami hassasiyet göstermeli ve bir daha insanlarımızın ocaklarda hayatlarını kaybetmesinin önünü kesmeliyiz. Diğer sorunlar, mali problemler çözülür ama insanın hayatı asla bir daha geri gelmez. O yüzden sağlığımızı ve güvenliğimizi tehlikeye atacak hiçbir teşebbüste bulunmamak gerekir'' diye konuştu.

Bakan Dinçer, bir maden işçinin ''İşçi alımıyla ilgili müjde verebilir misiniz'' demesi üzerine, ''Bu konuda müessesenizin müracaatı var. Daha çok Maliye Bakanlığı karar veriyor. O kararı verirken de Türkiye'deki işçi ihtiyaç ve kadrolarını gözden geçiriyor. Dolayısıyla o gözden geçirme tamamlanmadı. Ben çok açık ve net şekilde şu kadar işçi alınacak diyemem, şimdi mümkün değil'' dedi.

ZONGULDAK'TAKİ GRİZU PATLAMASI


Birkaç ay önce Zonguldak'ta çok acı hadise yaşandığını (grizu patlaması) hatırlatan Bakan Dinçer, işçilere hitaben şöyle konuştu:

''Çok sayıda arkadaşımızı maalesef 540 metrede bıraktık. Orada yapılan hataların önemli kısmı insan hatasıdır. Gerek aşağıda çalışanların, gerekse aşağıdakilerin canını emanet ettiği yukarıdaki insanların davranışları olsun, bu hatalardan kaynaklandı. Benim sizlerden özellikle ricam şu, hayatımızı ve sağlığınızı ciddiye almalısınız. Sağlığınız bozulduğu zaman tekrar kazanmamızın mümkün olmadığını hep beraber bilelim. Eğer sizler, sağlınız ve güvenliğinizle ilgili konulara azami hassasiyet göstermezseniz, başkalarının göstereceği hassasiyet sizin hayatınızı kurtarmaya yetmeyebilir. Biz mazeretler üretiyor olabiliriz, ancak yerin altında bile olsa iyi çalışma şartı sağlamak ve yöneticiler olarak güvenli çalışma fırsatı vermek zorundayız. Bunun için her türlü teknolojik tedbirin alınması, fiziki altyapının iyi şekilde yapılması lazım.''

Dinçer, bu zamana kadar sendikaların ücretlerin attırılmasıyla ilgili mücadele yaptığına dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Esas yapılması gereken mücadele, başlangıçtan beri sağlık ve güvenlikle ilgili olmalıydı. Ama o ihmal edildi. Sonra işletmelerimiz bazı ufak tefek tedbirleri, bir maliyet olarak gördüler. Halbuki kaza olmadan alınacak tedbirlerin maliyeti, kaza olduktan sonra karşı karşıya kalacağımız maliyetlerin çok çok altındadır, neredeyse yüzde 2'si mesafesindedir. Böyle olunca benim de buradan işletme yöneticilerine söyleyeceğim şey, bu konularda ihmal göstermeyin, bizden beklenen bir şey varsa elimizden geleni yapalım. Bu taleplerinizi mutlaka bize ulaştırın.''

İŞÇİLERİN SORUNLARI


Bir maden işçisinin yurt dışındaki meslektaşlarının 6-7 bin lira alırken kendilerin 1200 lira maaşla aldıklarını belirtmesi üzerine, Bakan Dinçer şunları söyledi:

''Açık konuşmakta yarar var. Bu müessese kömür satışından elde ettiği gelirle ancak işçilere ödediği ücretin yüzde 54'ünü karşılıyor. Eğer ürettiğiniz kömür karşılığı 100 lira alıyorsanız, bunun sadece kömürden elde edilen geliri 54 lira, 46 lirasını devlet destekliyor. Bizim sadece maaşa odaklanmaktan daha çok buranın şartlarını iyileştirmek, çalışma imkanlarını ve üretimi arttırmak, sağlık ve güvenlik konularına odaklanmamız gerekir. Gönül istiyor ki hakikaten kaynaklar iyi olsun, kömür para etsin, sizin veriminiz artsın ve artan verimlilikten de sizler daha çok pay alın.''

Bakan Dinçer, 12 Eylülde referanduma sunulacak Anayasa değişikliğinde yer alan sendikal haklarla ilgili bilgi verdi, işçilerin sorun ve taleplerini dinledi.

Madencilerle hatıra fotoğrafı çektiren Bakan Dinçer, kömür üretim bölgesine de gidip buradaki işçilerle görüşmesinin ardından yer üstüne çıktı.

Bakan Dinçer, daha sonra müessesedeki sendika temsilciliğini ziyaret etti.