Cinayetleri Bodrum'da çalışken tanıştığını söylediği arkadaşı Zaza Ercan ismindeki kişi tarafından işlenmiş olabileceğini belirten Ayri, hakkındaki suçlamaları reddetti. Soyismini bilmediği Zaza Ercan ile birlikte Bodrum'da bir kafeteryada silah çaldıktan sonra İzmir'e döndüğünü, Ercan'ın ise başka bir araçla daha sonra İzmir'e geldiğini anlatan Ayri, cinayetleri onun işlemiş olabileceğini söyledi.
Karakol ve savcılıkta susma hakkını kullanan, ilk duruşmada da konuşmayan sanık Hamdi Ayri, suskunluğunu ikinci duruşmada bozdu. Üçüncü cinayetin ardından Bodrum'da kaldığı pansiyonda maktullere ait eşyalar, sahte kimlikler ve silahla birlikte yakalanan Ayri'nin avukatlığını, İzmir Barosu'nun atadığı üç yıllık avukat Mert Çelikdemir üstlendi. Daha önce üç avukat, Ayri'yi savunmaktan vazgeçmişti. İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ikinci duruşmaya Av. Çelikdemir, sanık Ayri, maktullerden Ayla'nın annesi Hatice ve babası Serter Ayla, Yaşar'ın annesi Türkan ve kardeşi Tuğba Yaşar ile avukatları hazır bulundu.
Duruşmadan önce gazetecilere bir açıklama yapan Çelikdemir, her sanığın savunma hakkı olduğunu, bu görevin de bir zorunluluk olduğunu belirterek davayı aldığını söyledi. Av. Çelikdemir, "Birisi bu sanığı savunmak zorunda. Müdafi olarak görevlendirildim. Çekilen arkadaşlara saygı duyuyorum." şeklinde konuştu.
Duruşmanın başında mahkeme başkanı, sanık Hamdi Ayri'ye savunma yapıp yapmayacağını sordu. Savunma yapmayı kabul eden Ayri, üzerine atılı suçların tamamını reddetti. Bodrum'da çalışırken Zaza Ercan ismindeki kişiyle tanıştığını ve bir süre aynı yerde kaldığını belirten Ayri, "Zaza Ercan, daha sonra işyerinden kovuldu. Bir kişiyi araştırmak için Bodrum'a geldiğini söyleyen Zaza Ercan ile birlikte bir gün yemek yediğimiz restoranda, paramız olmadığı için kimliğimi bıraktım. Gece yarısı Zaza Ercan'la birlikte gittik. Ercan, camı kırarak restoranta girdi, ben de girdim. Yazarkasa ve laptop çantasıyla daha önce bıraktığım kimliği aldık. Yazarkasayı, içindeki 200 TL'yi aldıktan sonra Bodrum Devlet Hastanesi yakınındaki boş bir araziye attık. Laptop çantasının içinde silah olduğunu orada gördük. Bilgisayarı, İzmir'e geldiğimizde Ercan'la seyyar kişilere 150 lira karşılığında sattık. Ercan, silahın arızalı olduğunu söylemişti. Onu tamir için Kemeraltı'nın ara sokaklarına götürdük ve 10 liraya tamir ettirdik. Ben silah tamiri için işyerine girdiğimde Ercan aşağıda bekledi. Daha sonra gittiğimiz İnciraltı'nda bir yerlerde yemek yiyip içki içtik. Gece 22.30'da beraber dolmuşla döndük. Eve yakın yerde parkın içindeki kahvede oturduk ve 23.00 gibi Ercan'ın yanından ayrılıp eve gittim. Kendisi Bayraklı'da oturan akrabasının yanına gideceğini söyleyerek orada kaldı. Ben eve gittiğimde kimse yoktu. Daha sonra kardeşim Taner geldi, alt sokaklarda bir bayanın öldürüldüğünü söyledi. Ben de olaydan haberim olmadığını söyledim. Evde alkol alıyordum. Ertesi gün kardeşim yine bir bayanın vurulduğunu söyledi. Bundan da haberim olmadığını söyledim. İkinci vurulan bayanın görüntülerinin televizyona çıktığını kardeşim söyledi bana. Kendisine haberim olmadığını söyledim. O gece Balçova'da birahaneye gittim. Daha önceden tanıdığım garsoniyer bayanla oturdum. Saat 01.00'e kadar orada kaldım. Eve giderken yine Zaza Ercan'la telefonla görüştüm. Çankaya'ya gelmemi söyledi. Yanına gittim. Saat 02.30 sıralarında buluşmadan önce içinde silah ve telefon olan çantayı bir otele bıraktım. Yürüyerek barların olduğu Alsancak semtine gittik. Benim elimde o gece bira vardı. Yolda yürürken alkol alıyordum. Bir barın önünden geçerken bayan görünümlü kişiler vardı. Bana birisi seslendi, 'Çıkalım.' dedi ve çıktık. Yolda yürürken otele gitmeyi teklif ettim. Bayan ise eve gitmemizi, kendilerini otele almadıklarını söyledi. Konuşmasından travesti olduğunu anladım, yanından ayrıldım. Saat 04.30'da Ercan'la buluşacağımız yere gittim. Kendisi bir bayanla birlikte otomobil içinde oturuyordu.
Sol elimle sağ ön kapıyı açtım. Ercan elindeki poşeti bana verdi. Araçta, gazeteden gördüğüm, vurulan travesti vardı. Yaşayıp yaşamadığını bilmiyorum. Zaza Ercan, 'Poşeti al, otele git.' dedi. Poşetin içinde silah ve uyuşturucu olduğunu belirtti. Ona göre dikkatli olmamı istedi. 06.00 gibi Ercan aradı. Yarım saat kadar telefonla görüştük. Poşettekilerin bende kalmasını, iyi sahip çıkmamı istedi. İçinde ehliyet ve ruhsat olduğunu, onlara kendi resmimi yapıştırmamı istedi. Ben de bunları yaptım. Seyyar kaplamacılara yaptırdım. Poşette telefon olduğunu farkettim, bu telefonu da otelin karşısındaki bir işyerine 200 TL'ye sattım. Bu olaylardan haberim olsaydı, kendi kimliğimle telefonu satmaz, üzerimde bulunan sahte kimlikleri kullanırdım. Ben kimseyi vurmadım. Üçüne de ateş etmedim. Benim tahminim, Zaza Ercan bu suçları işlemiştir. Zaza Ercan'ın laptop satmaya giderken, silah tamiri yaptırırken ve telefonları satarken görüntüleri vardır ama kendisi bana cinayetlerle ilgili itirafta bulunmamıştır." şeklinde konuştu.
Üye hakim, sanık Ayri'ye, "Sen Zaza Ercan'ın robotu musun? Onun her dediğini neden yapıyorsun?" diye sordu. Ayri, "Ben kendisinin robotu değilim. Birlikte hareket ettiğimiz için onun dediklerini yaptım." dedi. Mahkeme başkanının, "Cezaevinde cinayetlerin itiraf edildiği notları İ.B.'ye sen mi verdin?" sorusuna Hamdi Ayri, "Bu konuyla ilgili gazetelerde yanlış şeyler yazıldı. İ.B. bana gazetelerin içinde sorular gönderdi, ben de bu sorulara cevap verdim ancak bu sorular o kadar çok sık gelmeye başladı ki en sonunda başımdan savmak için her şeyine cevap verdim. Mektuplarda belirtildiği gibi cinayetleri ben işlemedim. Psikolojim bozuk olduğu için ben de rastgele doldurdum. Kimse ziyaretime gelmediği için baskılara dayanıyordum." şeklinde konuştu. Mahkeme heyeti, sanık Ayri'nin ifadesinden sonra cezaevindeki sanığın yazdığı mektupları mahkemeye gönderen İ.B.'yi tanık olarak dinledi. Devlet için istihbarat elemanı olarak çalıştığını iddia eden İ.B., yan yana koğuşlarda kaldığı Hamdi Ayri'ye gazete içinde sorular gönderdiğini ve onun da bu sorulara kendi el yazısıyla cevap verdiğini, konuşmadıklarını ve hiç görmediğini söyledi. Duruşma, sanık ve tanıkların dinlenmesinin ardından 2010 Aralık ayına ertelendi.