Askeri Savcılık 'takipsizlik' verdi
Yarbay Ali Tatar'ın intiharını soruşturan Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Askeri Savcılığı, "olayın intihar olduğu, ayrıca bir soruşturmaya gerek olmadığına" karar vererek dosyayı kapatmıştı. Askeri Savcılığın takipsizlik kararı vererek bitirdiği soruşturmayla ilgili dosyaya Emniyet Kriminal Polis Laboratuarı Müdürlüğü tarafından hazırlanan ekspertiz raporları da girdi.
Emniyet Kriminal raporunda, Ali Tatar'ın ölümüne neden olan silahın Tatar'ın beylik tabancası olduğu, Tatar'ın sağ elinin dış kısmında barut izine rastlandığı, ancak tabanca ve şarjörü üzerinde herhangi bir parmak ve vücut izi bulunamadığı vurgulandı. Tatar'ın beylik silahı üzerinde Tatar'a ait el ve vucut izinin çıkmaması kafa karıştırdı. Tatar'ın yıllardır kullandığı silahında parmak ve vücut izi bırakmaması, intihar ederken bile silaha hiç dokunmamasının mümkün olmadığı belirtildi.
İstanbul Kriminal Polis Laboratuarı'nın 25 Aralık 2009 tarihli ekspertiz raporunda, intiharda Ali Tatar üzerine kayıtlı 8890505 seri numaralı tabancanın kullanıldığı belirtiliyor. Raporda, "olay yerinde bulunarak muhafaza altına alınan boş kovan ile mermi çekirdeğinin 8890505 seri numaralı tabancadan atıldığının tespit edildiği" belirtiliyor. Vücut İzi Geliştirme Laboratuarı'nca düzenlenen başka bir ekspertiz raporunda ise Yarbay Tatar'ın silahı ve şarjörü üzerinde parmak ve vücut izine rastlanamadığı belirtildi.
Tabanca ve şarjörde iz bulunamadı
Emniyet Kriminal Laboratuarı Vücut İzi Geliştirme Laboratuarı Büro Amirliğince düzenlenen 23 Aralık 2009 tarihli ekspertiz raporunda şu tespit yapıldı: "8890505 seri numaralı tabanca ve tabancaya ait bir adet şarjör üzerinde gün ışığı ve görünür banttaki ışıklar kullanılarak görsel inceleme yapıldığı, görünür vücut izi tespit edilemediği, kimyasal yöntem olan Super Glue ve normal boyama yöntemi olan tozlama uygulanarak vücut izi araştırması yapıldığı, yapılan bu uygulamalar sonucunda vücut izi tespit edilemediği..."
Tatar'ın sağ elinde barut izi var
İstanbul Kriminal Polis Laboratuarı Müdürlüğünce düzenlenen 30 Aralık 2009 tarihli ekspertiz raporunda ise "Müteveffanın her iki elinin iç ve dış kısımlarından flaster bant ile alınan el svap numuneleri ile mukayese flaster bant numunesi üzerinde AAS cihazı ile yapılan analizler neticesinde, müteveffanın sağ el dış svap numunesi üzerinden atış artıklarının tespit edildiği, sağ el iç, sol el dış ve sol el iç svap numuneleri üzerinden atış artıklarının tespit edilmediği" ifadeleri yer alıyor. Elin sadece dış kısmında artıkların tespit edilmesi mukavemet olduğu yönünde şüpheleri de uyandırıyor.
Yarbay Ali Tatar, Amirallere Suikast iddiasıyla sürdürülen soruşturma kapsamında gözaltına alındıktan sonra 7 Aralık 2009 günü tutuklandı. Avukatının itirazı üzerine 16 Aralık'ta tahliye edilen Tatar hakkında, 18 Aralık'ta yeniden tutuklama kararı çıkarıldı. Aynı gün Tatar'ın Üsküdar Beylerbeyi'ndeki lojmanında intihar ettiği açıklandı. Ancak intiharın hemen ardından, Tatar'ın konuşabileceği için susturulmuş olabileceği iddiaları da gündeme getirilmişti.
'Başıma bir iş gelirse açıklarsın'
Askeri Casusluk iddianamesinin ek klasörlerinden Yarbay Tatar'la ilgili şok bir belge çıkmıştı. Casusluk çetesinin lideri olarak gösterilen emekli Albay İbrahim Sezer'den ele geçirilen "Albay E.E'dan gelen istihbarat notları" yazılı dökümanda, Yarbay'ın intiharından iki gün sonra askeri makamlara gelen esrarengiz bir ihbar yer alıyordu. Yarbay Tatar'ın 21 Aralık 2009'da intihar etmesinden iki gün sonra 23 Aralık'ta Hollanda'dan Deniz Eğitim ve Öğretim Komutanlığını arayan M.İ., "Hollanda'da yaşayan bir komiser olduğunu, kendisinde Dz. Öğ. Yarbay Ali Tatar'a ait belgelerin bulunduğunu, Tatar'ın kendisine bir şey olması durumunda belgeleri Türkiye'ye göndermesini istediğini, bu nedenle aradığını ve belgeleri gönderecek adres istediğini, bunun mümkün olmaması durumunda belgeleri kendisinin Türkiye'ye getireceğini" söylemiş. Çete de bu ihbarı alıp kendi dosyasına koymuş.