İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nin yanındaki salonda yapılan duruşmaya, Abdullah Can Erenoğlu, Deniz Cora, Korcan Pulatsü, Ziya Güler ve Rıdvan Ulugüler'in de aralarında bulunduğu 62 tutuklu sanık ile tutuksuz yargılanan 60 kişi katıldı.
Tutuklu sanıklar Derya Ön ve Mustafa İlhan ile ikinci ''Ergenekon'' davası kapsamında tutuklu yargılanan bu davanın tutuksuz sanığı emekli Tuğgeneral Levent Ersöz'ün de aralarında bulunduğu 19 tutuksuz sanık ise duruşmaya gelmedi.
Duruşmada, 264 sayfalık iddianamenin okunması için TRT tarafından görevlendirilen 2 spiker de hazır bulundu.
Savcı Savaş Kırbaş'ın yanında savcı Hüseyin Kaplan'ın da katıldığı duruşmada, Mahkeme Heyeti Başkanı Ömer Diken, önce iddianamenin kabul kararını okudu.
Ardından sanıkların kimlik tespitine geçilen duruşmada, Koramiral Abdullah Can Erenoğlu Güney Deniz Saha Komutanlığı yaptığını, aylık gelirinin 4 bin 900 lira olduğunu söyledi.
Duruşma sanıkların kimlik tespitleriyle devam ediyor.
İddianameden
Özel Yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı Hüseyin Ayar tarafından hazırlanan iddianamede, ''Balyoz Planı''na ilişkin daha önce hazırlanan 2 iddianamedeki deliller ayrıntılarıyla hatırlatılarak, sanıklar ve aramalarda elde edilen malzemelerle ilgili internet ortamındaki bazı ses kayıtları da yer alıyor.
İstanbul Emniyet Müdürlüğünde görevli personelin, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Işık Koşaner'e ait olduğu iddia edilen ses kaydının çözümünü yapmak amacıyla bilirkişi olarak görevlendirildiği belirtilen iddianamede, bilirkişiler tarafından ''dailymotion.com'' isimli internet sitesinden erişilen kaydın 26 Eylül 2011 tarihinde yapılan çözümüne yer veriliyor.
İddianamede, aralarında organik bağ bulunmayan jandarmaya bağlı bazı unsurlarla, 1. Ordu Komutanlığı arasında ''Balyoz Güvenlik Harekat Planı'' kapsamında hiyerarşik bir ilişkinin oluştuğu ve jandarma unsurlarının bu plan kapsamında 1. Ordu Komutanlığına bağlı bir ast birlik gibi çalıştığı, plan kapsamında personel görevlendirmesi, istihbarı çalışma ve eylem planı hazırlama gibi görevler üstlendiğinin anlaşıldığı kaydediliyor.
Gölcük Donanma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğü İstihbarat Kısım Amirliğine ait odada yapılan 6 Aralık 2010 tarihli aramada ele geçirilen belgeler ile dijital materyale ilişkin ayrıntılı bilgiler içeren iddianamede, şu değerlendirmelere yer veriliyor:
''Soruşturmamıza konu suç unsuru bilgi ve belgelerin ele geçirildiği hard disklerin ve diğer malzemelerin, beyanlara göre, 2008 yılından beri İstihbarat Kısım Amirliğinin zemininde sıralı amirlerin bilgisi dahilinde, askeri mevzuata aykırı olarak saklandıkları, muhafaza edildikleri, bu eşyaların zaman zaman bulunması durumunda ilgililerin amirlerini bilgilendirdikleri, ancak yine hiçbir şekilde tutanak altına almadan zimmetsiz bir şekilde şüpheli Kemalettin Yakar'a üstlerinin bilgisi dahilinde teslim edildiği, bu şekilde suç unsuru bu doküman ve dijital delillerin, bilerek ve isteyerek imha edilmediği, suç unsuru oldukları bilindiği halde mevzuata aykırı olarak saklanmaya devam edildiği anlaşılmıştır.
İlk olarak, 2008 yılında bulunan suç yapılanmasına ait bu eşyaların herhangi bir tutanak tutulmadan şüpheli Kemalettin Yakar'a birçok kez elden teslim edilmesi ve zimmet yapılmaması, yazılı belgelerde ve Mehmet Cem Çağlar'ın ifadesinde belirttiği gibi şüpheli Kemalettin Yakar'ın sıralı amirlerince korunması hususları birlikte değerlendirildiğinde suç yapılanmasının bilgisi dahilinde bu suç eşyalarının saklandığı anlaşılmıştır.
Bu nedenlerle suç eşyaları ve dijital materyallerin suç tarihinden sonra da muhafaza edilmesi suç yapılanmasının devamlı güncellenmesi amacına yönelik olduğu ve ele geçen suç eşyalarına veya dijital materyallere ekleme ve çıkarma yapılıp yapılmadığı hususlarının da yine şüpheliler ve hükümeti devirmeye yönelik yapılanmanın bilgisi dahilinde gerçekleştiği sonucuna varılmıştır.''
İddianamede, tüm sanıkların 15 ile 20 yıl arasında hapis cezası öngören ve ''Türkiye Cumhuriyeti icra vekilleri heyetini, cebren ıskat veya vazife görmekten cebren men etmeye teşebbüs'' suçunu düzenleyen eski TCK'nın 147 ve 61/1'inci maddeleri gereğince cezalandırılmaları isteniyor.