Açık Yeşil

Onun adı, yakın tarihin tüm karanlık eylemlerinde karşımıza çıktı. Kimine göre derin bir maşa, kimine göre de asılsızdı. Çok bilinmeyenli denklemin en büyük parçası olan o isim, "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım'dı. Çok sayıda faili meçhulden sorumlu tutulan Mahmut Yıldırım, geçtiğimiz hafta resmen konuşuldu! TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, 1992 yılında kızı Ayten Öztürk'ü kaybeden baba Hıdır Öztürk'ü dinledi. Baba Öztürk, "Cesedi parçalanmış, gözleri çıkarılmış, kulakları kesilmiş bir evladın babası olarak buradayım" diyerek başladığı konuşmasında, şunları söyledi: "Kızım Ayten Öztürk, dönemin Tunceli Jandarma Alay komutanı ile görüşmesinin ardından ortadan kayboldu. O görüşmede 'Yeşil' kod adlı Mahmut Yıldırım da vardı. 20 gün sonra da kızımın cesedi bulundu."

TÜM İSİMLER İSTENDİ...
İşte acılı baba Hıdır Öztürk'ün verdiği bilgilerin ardından İnsan Hakları Komisyonu harekete geçti. Komisyon, Elazığ ve Tunceli Cumhuriyet savcılıklarına cinayetle ilgili suç duyurusunda bulundu. Bunun üzerine Elazığ Cumhuriyet Savcılığı, Öztürk dosyasını raftan indirdi. Savcılık, o dönemde görev yapan kamu görevlilerinin isimlerinin de ilgili kurumlardan istendiğini kaydetti. Savcılığın başlattığı soruşturma, özellikle bölgede, 1990'lı yıllarla anılan ve "Yeşil cinayetleri" olarak adlandırılan faili meçhulleri ve işkence olaylarını yeniden gündeme getirecek.

DERİN HAYALET
Mahmut Yıldırım diğer adıyla Ahmet Demir, 1951'de Bingöl'de doğdu. 1973'te JİTEM'le çalışmaya başladı. Musa Anter, Tarık Ümit ve Behçet Cantürk başta olmak üzere birçok faili meçhul cinayette "zanlı" olarak geçti. Yaşayıp yaşamadığı konusunda tartışmalar sürerken önemli bir iddia geldi. Yeşil'in Belarus'ta bulunduğu ve derin bir yapılanma tarafından korunduğu öne sürüldü.


Evrin GÜVENDİK