Yoğurtta ve peynirde su tutucu özelliği olan jelatin ve nişasta kullanımının ortaya çıkmasından sonra ette de hızla yayılan yeni bir dolandırıcılık türü ortaya çıktı. Özellikle piyasa fiyatının altında et satanların ete enjeksiyonla su katarak etin ağırlığını yüzde 30'a kadar artırdıkları belirlendi.
Makinelerle enjeksiyon
Et dolandırıcıları genellikle kıymaya, aslında kullanılmayan at, eşek eti karıştırarak hile yapıyordu. Ancak bütün ette hile yapılması daha zordu. Dolandırıcılar, bütün olarak satılan ete de hile karıştırmanın yolunu bulmakta zorlanmadı.
Marinasyon makineleriyle ete enjekte edilen suyla hem etin ağırlığı hem de kütlesi artıyor ayrıca daha uzun süre bozulmadan kalması sağlanıyor. Avrupa'da etin terbiye edilerek daha lezzetli olması için yapılan marinasyon işlemi Türkiye'de ete şırıngayla su enjekte edilmek için kullanılıyor. Su enjekte edilme işlemi de özellikle dondurulmuş ete yapılıyor.
Yurtdışından getirilen marinasyon makineleriyle tüketiciyi aldatarak etin mevcut kütlesine su katarak ağırlık yüzde 30'a kadar artırılıyor. Kullanılan özel kimyasal maddelerle ete enjekte edilen suyun uzun süre dağılmadan etin içinde hapsolması sağlanıyor. Su enjekte edilen et daha uzun süre bozulmadan da saklanabiliyor.
5 kiloluk et 7 kilo oldu
Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan Kırmızı Et Üreticileri Merkez Birliği (KETBİR) Başkanı Bülent Tunç, enjeksiyon makinelerinde katkı maddesinin olduğunu söyleyerek, 5 kiloluk etin enjeksiyon yapılarak 7 kiloya çıkarılabildiğini belirtti. Tunç, "Marinasyon ile ete su enjekte ederek, etin ağırlığı artık yüzde 30 oranında artabiliyor. Eskiden bu oran yüzde 10-15 civarındaydı. Et üreticilerinin kullandıkları kimyasallarla bu oranı yüzde 30'lara kadar çıkarttı. Aynı zamanda kullandıkları kimyasallara etin yapısını da değiştiriyorlar ve bozulmasını daha da zorlaştırıyorlar" dedi.
Fiyatı düşük ete dikkat
Elif Et Entegre Tesisleri Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kopuz ise, "Bu tür sulu etler genelde fiyatları düşük olan etler. Bunları alırken dikkat edin. Ete su katarak insanları aldatıyorlar. Tüketici bu konuda dikkatli olsun özellikle dondurulmuş etleri almasın" diye konuştu.
SULANDIRILMIŞ ETİ NASIL ANLARSINIZ?
Parmağınızla bastırıp, su çıkıp çıkmadığına bakın
SU enjekte edilmiş etin iki yolla anlaşılabileceğini söyleyen Bülent Tunç, "Su enjekte edilmiş eti ancak parmaklarınızla bastırarak anlarsınız. Elinizle bastırdığınızda bir miktar suyun dışarı çıktığını görürsünüz. Bu sayede hileli eti belki satın almadan önce farkedebilirsiniz. Bir de tencerede pişirdiğiniz zaman etin mevcut kütlesinin yarısının su olup buharlaştığını fark edersiniz ki o zaman iş işten geçmiş zaten dolandırılmış olursunuz. Ancak böyle bir gözleminiz olduğunda bir daha aynı yerden et almamayı da öğrenmiş olursunuz" diye konuştu.
Tunç, su enjekte edilen etlerin piştiği zaman ilk önce yumuşadığını ancak daha sonra da sertleştiğini belirtti. Tunç, "Kullanılan kimyasallar da zararlıdır ve ne yazık ki tüketici ucuz et diye bu tür hileli etlere yöneliyor. Marketten kasaptan alacağınız ete dikkat edin. Bu yüzden etinizi bildiğiniz kasaplardan, marketlerden alın ki etinizin tencerede buhar olup uçtuğuna üzülmeyin." diye konuştu.
Kanun var denetim yok
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın 5179 sayılı yasa ile tarım ve gıda denetimlerini yapmakla yükümlü olduğuna dikkat çeken Tunç, "Et üretimi yapan noktalarda sıkı denetimler yapılmalı. Ancak Tarım Bakanlığı'nda yeterli ve sıklıkla kontrol yapacak gıda mühendisi yok. Bir an önce bu sorunlar çözülsün ki gıda denetimlerinde boşluk oluşmasın. Denetimler yeterince sıklıkla yapılmıyor.
Denetimler artırılmalı. Tüketici sağlıklı, kimyası bozulmamış sulandırılmamış et yemelidir" dedi. (Vatan)