Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin İstanbul İl Danışma Meclisi Toplantısında yaptığı konuşmada, AB'nin Türkiye'ye yönelik tavrının ideolojik olduğunu söyledi.
AB yetkili ve liderlerine, ''çok net, çok basit'' bir soru yönetmek istediğini ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
''Türkiye'yi bir yandan kriterlere uymamakla itham edip, bir yandan Türkiye'ye çok ağır bedeller ödeten teröre neden bu kadar musamaha gösteriyorsunuz? Niçin Türkiye'nin terörle mücadelesine destek vermiyorsunuz? Bir yandan teröre müsamaha gösterip, bir yandan da terörü çözmemekle Türyie'yi itham etmek riyakarlıktır.
Bazı Avrupa ülkelerinde kırmızı bültenle aranan azılı canilere kol kanat geriliyor. Berlin'in göbeğinde bölücü terör örgütünün posterinin asılı olduğu çadırda para toplanıyor, milyonlarca avro oradan terör örgütüne destek olarak geliyor. Bunlar yetmezmiş gibi sınırları serbestçe geçip, üzerlerine bomba yerleştirip, benim ülkemde patlatıyorlar.''
Erdoğan, ''Bizim AB konusunda tavıra ve terör gösterilen müsamahaya tahammülümüz kalmadı'' dedi.
Başbakan Erdoğan, ''Bölücü terör örgütü silahlarını bırakmadığı sürece, güvenlik güçlermizden kimse operasyanları durdurmasını beklemesin'' diye konuştu.
"TÜRKİYE, İSTİKAMET ÇİZİLECEK ÜLKE DEĞİL"
ABD'nin Ankara Büyükelçisi'nin sözlerine sert cevap veren erdoğan şunları söyledi:
Biz başı öne eğilecek bir millet asla değiliz. Biz her ülke ile dostane ilişki içinde olmaya özen gösteririz ama hiç kimsenin üzerimizde ahkam kesmesine, irademize yön vermesine asla müsade etmeyiz. Türkiye büyük bir devlet, büyük bir millettir. Türkiye'nin çıkarı neredeyse oraya gideriz. Türkiye'yi hizaya çekilecek bir ülke olarak kimse görmesin. Biz alçak gönüllüyüz ama alçaklık kompleksiyle hareket etmeyiz. Türkiye'nin gururunu kıracak hiçbir harekete eyvallah etmeyiz.
Yumuşak başlılığımız hiç kimse tarafından yanlış anlaşılmasın. Biz kimsenin şamar oğlanı değiliz. Türkiye kimsenin üzerinde operasyona yapacağı, ameliyata yöneleceği ülke değildir. Türkiye, dışarıdan yasama, yürütme, yargı sistemlerine burun sokulacak ülke değildir.
Türkiye, dış politikada istikametini değiştiren bir ülke değildir ama kendisine istikamet çizilecek bir ülke de değildir."