ÖZTÜRK: "GÜLEN CEMAATİ BENDEN PARA İSTEDİ"
Şu anda Afrika'da bir ülkenin imamı olan Murat Yıldırım vasıtasıyla Kara'yla tanıştığını söyleyen Öztürk, "Ahmet Kara'nın benden epey yüksek düzeyde talepleri oldu. Afrika'da birkaç okul yapmam gerektiğini, sadece bir okul için 8-10 milyon para vermem gerektiğini söyledi. Eski parayla 8-10 trilyon. 3 okul için çarpı üç yani. Okulu kendim yapmak istediğimi söyledim. Ben böyle deyince Ahmet Kara bozuldu.
Sonra aradan birkaç ay geçti, hizmetin polislerinin bir dosya açtığını duydum. Ama şubeleri tamamen ele geçirmedikleri bir dönemdi. Telefonlarda onlara karşı biraz sesimi yükseltmeye başlamıştım. Okulsa, yapalım, ama siz para istiyorsunuz demiştim. O dosya o zaman açıldı. Hiçbir şey bulamadılar. Ahmet Kara'yı reddettiğimde dosyam çok hızlı bir şekilde devreye girdi." dedi.
"O GÜN BUNLARI BİLSEYDİM..."
"Adamlar o kadar güçlüymüş ki, polisteki çaycıları bile kendilerinden." şeklinde konuşan Öztürk, "O gün bırakın bugün olanları, bunların yarısını bile hissetsem karşı çıkmazdım. Tutuklandığımda bunu çok daha iyi gördüm, yaşadım örnekleriyle.
Sayın Muammer Akkaş'la karşılaştığınız zaman bir düşmanla karşılaşmış gibi oluyorsunuz. Orta yerde size sorabileceği hiçbir soru yok. 50 klasörü doldurmuş oraya, son 5 yılda bütün şirket çalışanlarını dinlemişler, bütün iş konuşmalarımızı dinlemişler, bunu da dosya haline getirmişler." dedi.
"Basına ve kamuoyuna da bizimle ilgili mafya, suç örgütü gibi ithamları empoze ediyorlar. Ama ortada bir suç yok. İşle ilgili konuşmalar var. 54 klasör telefon konuşması var." diyen Öztürk, "Ergün Çolak diye birinden Amerika'dan bir arkadaşıma telefon geliyor. Diyor ki, 'Pensilvanya'da kalemi kırıldı, Galip abinin ekmeğini yiyoruz diyorsun, söyle de ülkeyi terketsin'. 7 Şubat'tan bir hafta sonra. Ben nereye kaçayım. Kaçmam dedim." şeklinde konuştu.
"BENİ HÜSEYİN GÜLERCE İLE GÖRÜŞTÜRDÜLER"
"Hüseyin Gülerce'yi ben Beyaz TV'de tanıdım. Bir arkadaşım bana, benim başımın çok dertte olduğunu, Hüseyin Gülerce'yle görüşmem gerektiğini söyleyip beni Gülerce'ye götürdü." diyen Öztürk, Ben Hüseyin Gülerce'yi tanımazdım da. Beyaz TV'de Gülerce'yle görüştük. Verdiklerimi anlattım, vermediklerimi anlattım. Konuştuklarımı anlattım.
Yargının ve polisin bu konuda beni çok sıkıştırdığını anlattım. 2012 Şubat başlarıydı. Gülerce bana, 'ben bu işi araştıracağım, sana bilgi vereceğim' dedi. Araştırmasının sonucunun ne olduğunu bilmiyorum." ifadelerini kullandı.
"GÜLERCE BAŞBAKAN'I SUÇLADI"
"Sonra Taksim'de bir otele davet etti beni. Orada görüştük. Dedi ki, sizin başınızdaki bu işlerin tamamı Tayyip Bey'in talimatıyla yapılıyor. Benim dosyamla ilgilenen polislerin de Cemaat'le hiçbir ilgilerinin olmadığını söyledi." şeklinde konuşan Öztürk, "Cemaat aleyhimde çok konuşmamam gerektiğini , dosyamın Başbakan'ın polislerinin elinde olduğunu, Cemaat'leilgisinin olmadığını söyledi." dedi.
"Ben buna inanmadım. Hocam ben 22 yıldır para veriyorum dedim. Bu çocukları hizmet yetiştirdiyse, bu çocuklar ülkeye zarar verdiyse, sorumluların başında ben varım dedim." diye konuşan Öztürk, "Çünkü bunlar bizim himmet diye verdiğimiz paralarla yetişti. Yanlış yaptıkları işleri biz eleştirdiğimizde diyorsunuz ki, bu polisler bizim değil. Doğru söylediğine inanmadığımı ben kendisine söyledim." diyerek sözlerini noktaladı. Israrla Başbakan'ın talimatıyla yapıldığını söyledi.