Ayak izlerine bakarak yol almayı pek bilmeyiz! Bu nedenle de çoğu zaman kimin kimle yol arkadaşlığı yaptığını, partner olduğunu, hangi amaçta birleştiklerini ıskalarız!
Karşımıza çıkan yapıları da bu metotla mercek altına almadığımız için zaman kaybederiz! Dünyadaki kavganın aktörlerini de pas geçince başımıza örülmek istenen çorabın kimin eseri olduğunu anlamakta zorlanırız!
Kasım Gülek...
1905'te Adana'da doğdu. Babası İttihat ve Terakki'ciydi!
Galatasaray'da ve Robert Kolej'de okudu! Ama en önemli başarısı kazandığı BURSTU! Rockefeller kursiyeri oldu. Yani CFR ile dolaylı olarak tanıştı. Büyük patrona yakın oldu! O kadar iyi bir çevresi oldu ki General McArthur "Kasım Bey burada kalın ve senatör olun!" teklifinde bulundu!
Fethullah Gülen'i "Dinlerarası Diyalog" serüvenine başlatan ve ABD ile ilişkilerini kuran isim Gülek'ti! Çok iyi dostu ABD Ankara eski Büyükelçisi Morton Abramowitz ile cemaatin yollarını birleştiren de oydu!
Gariptir Abramowitz de CFR üyesi etkili bir isimdi! O da belli ailelerin kontenjanıydı!
Kasım Bey ilginç bir kişilikti!
Kendi gibi farklı bir baldızı vardı.
Pentagon'da görev yapan etkili isimlerle arasından su sızmazdı. Bu isim Aylin Radomisli'ydi! ABD'de cemaatle ilgili gündeme gelen bütün sorulara cevap veren ve bir anlamda kefil olan bu hanımdı! Esrarengiz bir cinayetle hayatını kaybeden bu isim, aslında bize çok uzak değildi! CIA ile de çok derin bağları olan Aylin Radomisli Cates, Tayyibe Gülek Hanımefendi'nin çok sevdiği teyzesidir! Bu kadar mı?
Elbette hayır!
Radomisli, Ayşe Kulin'in "Adı:
Aylin" isimli romanında sözünü ettiği kahraman Radomisli Cates'dir!
Peki saydığım bu isimlerle birlikte harekete ruh veren Graham Fuller ne istiyordu!
Soru bu!
Bunu bilmeden kimlerle neden mücadele edildiğini anlama şansımız yok! Hem de hiç!
Yıllar önce Fuller şöyle diyordu:
İslamcı hareketlerin BATI ile uyum içinde olması gerekir. Ancak en önemli unsur İsrail'i kızdıracak ve kıracak eylemlerden uzak durmasıdır...
Hareketin rotasına baktığımızda bunu görmek hiç de zor değildi!
Fethullah Gülen'in yazdığı kitaplar Yahudi lobisi tarafından ücretsiz basılıyor ve dünyada dağıtılıyordu! Çok ilginçtir ki kitapların pek çoğunda Şii'lik hedef alınıyordu! Yani bugün İran'a duyulan husumetin sentetik de olsa bir geçmişi vardı!
Bütün bu uğraşlar karşılıksız kalmıyor ve Gülen, TIME'in en etkili 100 isminden biri olabiliyordu!
Ama destek bir türlü bitmiyor ve eksilmiyordu!
Özellikle Kraliçe tarafından cemaate tayin edilmiş LORD'un faaliyetleri hiç bilinmiyordu! İngiltere cemaate verdiği destekle Türk Müslümanları'nı kontrol etmeyi amaçlıyordu!
Bunu da saklamıyordu! Lord Rotherham cemaat için Londra'da yapılan ödül töreninde okullara sonuna kadar sahip çıkarak "50'den fazla ülkede 500'den fazla okulumuz var! Bu bizim için büyük gururdur" diyerek cemaate verdikleri desteğin giderek artacağını söylemiştir!
İngiltere'ye ve İngiliz kültürüne yaptıkları büyük hizmetten dolayı da üstün hizmet madalyası vermiştir!
Dünyayı ve Kraliçe'yi biraz bilenler NİŞANLARIN herkese gelişi güzel verilmediğini çok iyi bilir!
İşte Türk çocuklarının içinde öğütüldüğü bu sistem Ankara tarafından açığa çıkarıldığı için çatışma çıktı!
Türkçe eğitim yapılmamasına rağmen böyle bir amaç olmamasına rağmen İNGİLİZ sistemi saklandı!
Bu raporla ortaya konulduğu için de kavga büyüdü!
Londra'da merkezi olan cemaat oradaki yabancılara karşı mercek tutam MI5 tarafından korumaya alınmış, dış istihbarata bakan servis MI6 ile de okul projelerini birlikte götürmüştür! Çok sayıda okul, İngiliz ve Amerikan istihbarat servislerinin cirit attığı yer olmuştur!
17 Aralık'ı, Gezi'yi, Oslo'yu anlamak için Türkiye Cumhuriyeti'nin karşısındaki güçleri ve ittifakı bilmek şart!
Türk ve Kürt kardeşliğini sonsuza kadar ertelemek isteyenler ve bu niyetle saldıranlar öyle ya da böyle yine gelecekler ve gelmeye çalışacaklar!
Yenilgi onlar için bir son değil!
Ankara yerli sermayeyi yükseltmeye çalıştıkça saldırılar kesilmeyecek!
Bakın en büyük 100 şirkete!
Ne dediğimi anlayacaksınız!
Hemen hemen tamamına yakınının YABANCI ortağı var!
İşte bu denge değişmesin diye operasyon yapıldı!
Anlayacağınız bizim çocuklarımızla mücadele ettik! Edeceğiz de!
Oyunu kuran akıl bu!
Para ve İslam'ı hep iyi kullandılar!
En hassas noktamızdan geldiler!
Korkuları Müslüman ve İslam olduğu için bu kanalları kapatmaya çalıştılar!
Bizim de hiç göremeyeceğimizi düşündüler! Şimdi sobelenince feryat ediyorlar!
Yakında dayak yiyecekler, bakalım o zaman ne yapacaklar!
Bir dostum "Türkler'i bir kez dinleyebilir, bir kez kandırabilir, bir kez şaşırtabilirsiniz!
İkincisini kimse yapamaz" demişti!
Şimdi ikinci safhadayız!
Onlar düşünsün!