SIKIYÖNETİM OLUNCA ILICAK: MERHABA ASKER
Aralık 1978'de 13 ilde sıkıyönetim ilan edildi ve Ilıcak'ın başyazarı olduğu Tercüman gazetesi, "13 ilde sıkıyönetim yürürlüğe girdi. Huzura susamış milletimiz yürekten sesleniyor: Merhaba asker..." diye yazdı.
Ilıcak'ın 12 Eylül öncesi darbeye zemin hazırlama faaliyetleri 'merhaba asker' diyip sıkıyönetim komutanlarının önünde selam durmaktan ibaret değil.
BİR GÜN ORDU GELİR GÖLGE ETME DEYİVERİR
Ilıcak, bu tarihten sonra darbeye zemin oluşturma faaliyetlerine köşe yazılarıyla tam gaz devam etti:
"Bir, iki, üç... Ama bir gün gelir ordu, madem tek başına beceremiyorsun, şöyle çekil kenara çekil de gölge etme deyiverir."
"Bırakalım ikinci sınıf meselelerle hükümet uğraşsın, halkta antipati doğacaksa, o üzerine çeksin. Yıpranacaksa ordu değil, siyasi iktidar yıpransın. Zira iktidarların alternatifi her zaman bulunur ama silahlı kuvvetlerimiz tek ve alternatifsizdir."
MUHTIRAYA METHİYELER DÜZDÜ
Türk Silahlı Kuvvetleri, 27 Aralık 1979'da, Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk'e, Genelkurmay Başkanı Kenan Evren imzalı bir mektup yollamış ve ekinde de kuvvet komutanlarının hepsinin imzasını taşıyan bir muhtıra vermişti.
Muhtıra 2 Ocak 1980'de Korutürk tarafından kamuoyuna açıklandı, ardından 24 Ocak kararları geldi. Türkiye darbeye doğru giderken Nazlı Ilıcak, muhtıraya methiyeler düzdü:
"Türk Silahlı Kuvvetleri'nin er geç müdahale edeceğini bilmeyen yok gibiydi... İnönü'nün 1960 öncesi sarfettiği bir cümleyi hatırlatalım: 'Şartlar tamamlanınca ihtilal meşru olur.' (...) Anarşi, halkta bir otorite özlemi yaratmıştı. Nitekim sıkıyönetim birçok kesimde sevinçle karşılandı."
12 EYLÜL DARBE DEĞİL
Ilıcak, darbeden iki gün sonra 12 Eylül'ün bir darbe olmadığını ileri sürerek, darbeyi meşrulaştırma girişiminde bulundu:
"12 Eylül bir darbe değildir, diyen Orgeneral Kenan Evren'e tamamiyle katılıyoruz. 12 Eylül ne bir darbedir, ne de bir ihtilâl."