Mahkemenin 360 sayfalık gerekçeli kararında, Evren ve Şahinkaya ile avukatlarının, savunmalarında, "ülkedeki yaşanan ve bir türlü önlenemeyen anarşik olaylar nedeniyle milletin ve devletin bekası için 211 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu'nun 35. maddesinin kendilerine verdiği yetkiye dayanarak, yönetime el koymak zorunda kaldıklarını" söyledikleri belirtildi.
Ancak kendilerine verilen yasal yetki çerçevesinde görevi anarşi ve terörü önlemek, halkın can ve mal güvenliğini sağlamak olan askerlerin, o dönemki gelişmeleri bahane ederek siyasete yön vermeye çalıştığı vurgulanan gerekçeli kararda, şu değerlendirmelerde bulunuldu:
"Ülkenin, devletin, milletin bekasını sadece kendilerinin düşündüğü inancı ile hareket etmişler, millet adına yaptıklarını söyledikleri darbeler ile aslında millet iradesini hiçe saymışlar, halkın iradesi ile seçimle yönetime gelen ve millet iradesini temsil eden Anayasal kurumların ve sivil idarenin devleti kendilerinden daha iyi yönetebileceğine inanmamışlar, ülkenin ve milletin tek sahibi olarak kendilerini görmüşlerdir.
Milletin egemenlik hakkını millet adına, millete rağmen anayasa ve yasaları hiçe sayarak gasbetmişler, bunu da ülkenin, milletin ve devletin bekası için yaptıklarını söylemişlerdir. Ülkede terör ve anarşi olayları yaşanırken, 211 sayılı kanunun 35. maddesi ile kendilerine verilen yetkiyi sivil idareden aldıkları emir ile görevlerini yapıp suçluları yakalaması ve güvenliği sağlaması gerekirken, bu görevlerini unutarak ülkeyi idare etmeye kalkışmışlardır."